25 haziran 2018 sabahı – Tıbbiyeli Sözlük
motorlari maviliklere surecegimiz bir sabah olacaktir (ay insallah)

Edit: bu sarki sozunun kesinlikle bi kehaneti filan var bundan sonra ne dinlerim ne soylerim ya lanet olsun
Beyin devrelerim yamışmış şekilde kalakaldığım bir sabah olmuştur. Ama elbette ki söylemek istediğim bikaç şey var.

Başta trt’nin ve aslında tüm medyanın tek bir partinin reklam organıymış gibi davrandığı bir seçim sürecinden geçtik.

Seçim daha yapılmadan, seçim gecesi “prova” yayının ekranlarda gözümüze sokulduğu, damadın malum ajansa “ ilan edeceksin” dediği ve ilan edilen bir seçim sonucunun olduğu bir ortamda seçime gittik.
Evet evet milli irade..

Seçime günler saatler kala, sayısı azımsanmayacak kadar muhalif parti müşahitlerinin, ohal fırsata çevrilerek gözaltına alındığı bir ortamda biz seçime gittik. Ohal diyorum seçim diyorum ama milli irade tabi..

Efendim mühürsüz pusulaların geçerli sayılacağı kaosunun yaratıldığı bir ortamda, yurtdışında yaşayanların birden fazla oy attığı bir ortamda biz seçime gittik.

Seçim sabahı ilk saatlerden itibaren, müdürlük yaptıkları okula pusula sokmaya çalışan müdürlerin, blok oy kullanan muhtarların, kadınların yerine oy kullanan erkeklerin, müşahitleri ve şahitleri tehdit eden, darp eden sandık başkanlarının ve yandaşların olduğu ortamda biz seçime gittik.
Bütün bu işler yine milli irade sevdalılarının halt etmeleri ama şşş ses etmeyin.

Kısacası şimdi milli irade denen şeyi kibir mahlası etmiş insanlarca, onların milli iradeyi paramparça eden yukardaki adi girişimlerine maruz kaldıktan sonra bir de “milli iradeye saygı duyacaksın” dayatmasıyla dürtülüp durduğumuz bir seçim yaşadık.
Siz kimsiniz, milli irade nedir be?!

Milli irade, önce bireysel bazda her vatandaşın kendi iradesini özgürce koyabildiği demokratik ve medeni olmak zorunda olan bir ortamda, ülkenin tüm vatandaşlarının ülkenin faydasına olacak ortak bir kararda birleşmesidir. Siz milli irade falan değilsiniz. Siz sadece çoğunluksunuz.


16 yıldır her türlü devlet imkanını kendine zimmetletmiş birinin gölgesindeyken elbette ki 1,5 ayda her şey değişmez ancak değişen bir şey var o da bizleriz. (Bozulun ya da bozulmayın tabi ki aramızda siz-biz var). Giderek artan özgürlük arzumuzla varız.

İnce, sokağa mitinge çıkmayı unutmuş, can güvenliği ile sindirilmiş seçmene evinden çıkma özgüveni verdi.
Akşener, ideolojisinin halk nezdindeki yansımasına yeni bir vizyon getirdi.
Demirtaş, hükümsüz yargılanarak tutsak edildiği cezaevinden aday olarak kim ne derse desin medeni cesaretin ve her koşulda liderliğin tanımını yaptı bize.
Karamollaoğlu, pratikte değeri kalmamış islamın güzel ahlak felsefesini taşıyan birinin nasıl olabileceğini hatırlattı tekrar.

Bu adaylarla üstümüzdeki karanlığa rağmen olabilecek en kaliteli, en medeni seçim yarışına girdik. Bu genç nesilin onlardan öğrendiği, öğreneceği çok şey vardır eminim. Biz düşmicez o karanlığa.
Benim için olağan geçen sabahtır. Seçim sonuçları da muhalefete destek vermeme rağmen çok da umrumda olmadı açıkçası. Yıllardır zaten rte aynı oranla başta. Değişen birşey yok. Kötüye gidiş de iyiye gidiş de yok ne üzülüyorsunuz amk. Aç değilim açıkta değilim, şurada halkın herkesin doktoru olacam bir hafta sonra. "Benana".