ankara – Tıbbiyeli Sözlük
yılmaz erdoğan'ın şiiri

"ankara'ya çok yakışırdı kar

asfaltlar ışıldar

buz tutardı meşru yalanlar

.

.
soğuk ve sıkıcı bir şehir olduğu düşünülür. ilk izlenimde doğrudur. zaman geçtikçe birbirinize alışırsınız ve buranın sadece siyasetin değil sanatın da başkenti olduğu görülür. çoğu gitmez ama opera, bale, senfoni, tiyatro, festival, sinema, fuar gece hayatına hakimdir bu şehirde.



sabahın erken saatlerinde, eylem zamanlarında trafiğe kapatıldığında bomboş olur yollar. her zaman telaşın hakim olduğu yerleri boş görmek hüzün verir. ankara'nın belli üniversitelerinde hala düzenli olarak olay çıkar. kapısında yığılmış polislerin arasından geçerken tedirgin hissedilir. az ileride ankara simitçisi vardır. kokusu bu şehri anlatır.
Kadim ahi geleneğinin bir uzantısı olarak halihazırda birçok vakıf ve dernek vardır,Nüfusuna ve öğrenci-memur kenti olmasına rağmen.
şehrim. her köşesinde bir anım her köşesinde gezmişliğim kışında üşümüşlüğüm yazında durup göğe bakmışlığım var. kalabalıktır,başkent grisidir sokaklar. öyle renkli farklı bir insan bulmak dahi zordur değil sokak cadde semt. bu yüzden dar kafelerde dar mekanlarda manzarasız şehrimde insanlar birbirine bakarlar,birbirlerinde ararlar aslında huzuru mutluluğu. ankara başkadır seveni tam sever sevmeyeni de hiç sevmez. bense daha karar veremeyenlerdenim.
İlla sevmek istiyorsan birilerini, gökyüzünü sev mesela dediler bana. gökyüzünü ,ağaçları, dağları, denizleri sevdim; ama ankarada resmen hiçbiri yok ondan sanırım bu tuhaf boşluk.
Değerinin başka bi yerde yaşamaya başlayınca anlaşıldığı, sanıldığı gibi gri olmayan, eğer özel bir nefret beslemezseniz size anında kucak açan güzel şehrim, başkent. her ülke ve şehirde olduğu gibi çekilmez insanları olsa da okumuş, kültürlü olanları bir başkadır. Başkent olmasından mıdır bilinmez insanlar protokolü, düzeni iyi bilir. Bilmeyen de uyum sağlar. İşlerinizi çoğu şehre göre çok daha rahat ve sorunsuz halledersiniz.



Bunun yanında eğlenmesini, gezmesini bilene çok yer vardır. Bir hafta sonu eymir'e gidip piknik yaparsınız, bisiklet ; başka bir gün park caddesine gider paşalar gibi eğlencenize bakarsınız. Şehrin içinde azıcık nefes alayım derseniz Seğmenler ya da kuğulu park tercihiniz olabilir. Bir İstanbul olmasa da tiyatro, sinema istemediğiniz kadar vardır (özellikle devlet tiyatroları çok iyidir). Sanatçıların "Ankara izleyicisi" tabirini duydunuz mu bilmiyorum ama seyircisi gerçekten belli bir kalitenin üstündedir ve sanatçıya saygı duyulur. Tabii ünlü ses sanatçıları da turnelerine ankara'yı eklemeden geçmezler. Kısaca sanata doymak istiyorsanız, bunu mümkün kılar.



Başkent olduğu için her kuruluşun asıl adresi Ankara'dır. Başka şehirlerde a kuruluşu b'ye, b kuruluşu c'ye, c ise tekrar a'ya yönlendirirken Ankara'da böyle bir şeye çok rastlamadım (elbette istisnaları vardır)



Çoğu semtte yerleşme diğer illere nazaran daha iyidir. Artık daha da iyileştirilmeye başlandı, özellikle İncek tarafında. Trafik bazen olsa da İstanbul trafiği gibi değil ve bu da yaşanılabilirliği arttırıyor.



gibi gibi...



Çok var çok... Beni en çok doyuranı sanırım sanat kısmı Ankara'nın. İstanbul da aynı ve hatta daha iyidir belki. İstanbul'da yaşamadım, yorum yapamayacağım.



Hülasa,Cemal Süreya'nın şu dizeleriyle bitirmek isterim yazımı:



Bende tarçın sende ıhlamur kokusu

Yürürüz başkentin sokaklarında

Bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi

Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de Cuma

Ayrılık lafları etme sevgilim

Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa…
Doğduğumdan beri yaşadığım şehirdir. Önce üniversite tercihlerinde gitmek istedim aile müsade etmedi, sonra tusla gideyim dedim tus mahkemelik ne zaman açıklanacak belli değil. Bu gidişle dhy ile gideceğim yarın (25.10.17) ama bu sefer de ben ilk tercihe ankara yazdım.

Edit: ankara dışı geldi, ciddi ciddi gidiyorum artık.