Kimse kusura bakmasın. Bu birini bulup ömür boyu cepte tutmak isteyenlerin söylemidir. Şimdi açıklıcam.
Biriyle tanışıyorsunuz. Acayip kafadengi insanlarsınız. Arada mıknatıs bir kimya da var. Sürekli birbirinizi düşünüp özlüyorsunuz, yanyanayken hep gülüyorsunuz. Dünya iki kişilik gibi geliyor. Her buluşmada karında kelebekler falan falan. Mutluluktan uyuşmuş gibisiniz
Aşktı bu değil mi?
Nitekim zaman geçiyor, hayat koşulları, stresler, üzüntüler, üçüncü kişiler... bir şekilde o his azalmaya başlıyor içinizde. Kavgalar yaşanıyor ve giderek azalıyor. Ama bu zaman zarfında hiç kopmamışsınız, birbirinizin her şeyine koşmuşsunuz, her derdine ortak olmuşsunuz. (Çünkü aşıktınız).
Kısacası yalnız kalmayacağınız bir ortak edinmişsiniz kendinize. Bırakıp gidemiyorsunuz. Aynı hisleri de yaşayamıyorsunuz. (Aşık olduğunuz için içinizden gelerek gösterdiğiniz çabaları, aşkı öldürüp sorunmluluk olarak devam ettirmek niyetindesiniz)
Sonrası bu cümle işte. “Aşk biter önemli olan sevgi saygı”. Çünkü sevgi saygı asla bitmez değil mi? Aşkın biter bir şey olduğu ise aşkı yaşatamayan milyarlarca beceriksizin algı operasyonundan başka bir şey değil.
Biraz yukarıya dönelim. En başındaki o yoğun, sanki o elle tutulabilir hislerin kaybolmasına siz izin verdiniz. O koşulların, o kavgaların aşkı bitirmesini izlediniz. İçinizde azalan duyguları eski haline getirmek için mücadele etmediniz ama o saygılı sevgili ilişkiniz bitmesin diye çocuk yapabildiniz.
O yaşadığınız heyecanı küçümsemeye başlayıp aşk sanki avuç içinde sızdırmadan tutulmaya çalışılan bi suymuş da, aşk bugün var yarın yokmuş da, demeye başladınız. Kusura bakmayın, siz bütün dünyayı üzüyorsunuz. İçinizdekini öldürdünüz, bir hesap bile vermeden zaten ölecekti dediniz.
İşte insanlar yalnız kalmamak için her şeyi yaparlar. Çoğumuzun ebeveyni evliliğini bu şekilde bu seneye getirmiştir. Ama sorun bakalım bi ailenize aşık bir çift görünce iç geçirmiyorlar mı hiç?
Aşksız heyecansız ilişki zımpara kağıdı çiğnemeye benzer. Ama siz karnım doydu diyorsunuz, aşk karın doyurmaz ya.
Bana sorarsanız duygularını canlı tutamayan insanların kimseyi alışkanlık yerine kullanmaya hakkı yok. Heyecanın bittiğini düşündüğünüzde o ilişkiyi bitirmelisiniz. İnsan asla tek eşli değil, insan her zaman kafasında özendiği ilişkinin hayalini kurar. Sadece kendisine yarattığı küçük dünyasından vazgeçemez. Bense ne birini alışkanlık haline getiririm, ne de “aşk zaten bitecekti” cümlesini kuran biriyle olabilirim.
Edit: başlığa uygun klipli şarkı buldum:
Biriyle tanışıyorsunuz. Acayip kafadengi insanlarsınız. Arada mıknatıs bir kimya da var. Sürekli birbirinizi düşünüp özlüyorsunuz, yanyanayken hep gülüyorsunuz. Dünya iki kişilik gibi geliyor. Her buluşmada karında kelebekler falan falan. Mutluluktan uyuşmuş gibisiniz
Aşktı bu değil mi?
Nitekim zaman geçiyor, hayat koşulları, stresler, üzüntüler, üçüncü kişiler... bir şekilde o his azalmaya başlıyor içinizde. Kavgalar yaşanıyor ve giderek azalıyor. Ama bu zaman zarfında hiç kopmamışsınız, birbirinizin her şeyine koşmuşsunuz, her derdine ortak olmuşsunuz. (Çünkü aşıktınız).
Kısacası yalnız kalmayacağınız bir ortak edinmişsiniz kendinize. Bırakıp gidemiyorsunuz. Aynı hisleri de yaşayamıyorsunuz. (Aşık olduğunuz için içinizden gelerek gösterdiğiniz çabaları, aşkı öldürüp sorunmluluk olarak devam ettirmek niyetindesiniz)
Sonrası bu cümle işte. “Aşk biter önemli olan sevgi saygı”. Çünkü sevgi saygı asla bitmez değil mi? Aşkın biter bir şey olduğu ise aşkı yaşatamayan milyarlarca beceriksizin algı operasyonundan başka bir şey değil.
Biraz yukarıya dönelim. En başındaki o yoğun, sanki o elle tutulabilir hislerin kaybolmasına siz izin verdiniz. O koşulların, o kavgaların aşkı bitirmesini izlediniz. İçinizde azalan duyguları eski haline getirmek için mücadele etmediniz ama o saygılı sevgili ilişkiniz bitmesin diye çocuk yapabildiniz.
O yaşadığınız heyecanı küçümsemeye başlayıp aşk sanki avuç içinde sızdırmadan tutulmaya çalışılan bi suymuş da, aşk bugün var yarın yokmuş da, demeye başladınız. Kusura bakmayın, siz bütün dünyayı üzüyorsunuz. İçinizdekini öldürdünüz, bir hesap bile vermeden zaten ölecekti dediniz.
İşte insanlar yalnız kalmamak için her şeyi yaparlar. Çoğumuzun ebeveyni evliliğini bu şekilde bu seneye getirmiştir. Ama sorun bakalım bi ailenize aşık bir çift görünce iç geçirmiyorlar mı hiç?
Aşksız heyecansız ilişki zımpara kağıdı çiğnemeye benzer. Ama siz karnım doydu diyorsunuz, aşk karın doyurmaz ya.
Bana sorarsanız duygularını canlı tutamayan insanların kimseyi alışkanlık yerine kullanmaya hakkı yok. Heyecanın bittiğini düşündüğünüzde o ilişkiyi bitirmelisiniz. İnsan asla tek eşli değil, insan her zaman kafasında özendiği ilişkinin hayalini kurar. Sadece kendisine yarattığı küçük dünyasından vazgeçemez. Bense ne birini alışkanlık haline getiririm, ne de “aşk zaten bitecekti” cümlesini kuran biriyle olabilirim.
Edit: başlığa uygun klipli şarkı buldum:
video