aşkı en güzel anlatan şiirler – Tıbbiyeli Sözlük
Durakta üç kişi

Adam kadın ve çocuk



Adamın elleri ceplerinde

Kadın çocuğun elini tutmuş



Adam hüzünlü

Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü



Kadın güzel

Güzel anılar gibi güzel



Çocuk

Güzel anılar gibi hüzünlü

Hüzünlü şarkılar gibi güzel
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor

Onlardan kalbime sevda geçmiyor

Ben yordum ruhumu biraz da sen yor

Çünkü bence şimdi herkes gibisin



Yolunu beklerken daha dün gece

Kaçıyorum bugün senden gizlice

Kalbime baktım da işte iyice

Anladım ki sen de herkes gibisin



Büsbütün unuttum seni eminim

Maziye karıştı şimdi yeminim

Kalbimde senin için yok bile kinim

Bence sen de şimdi herkes gibisin.

(bkz:nazım hikmet)
"Uzaktan seviyorum seni!

Kokunu alamadan,

Boynuna sarılamadan.

Yüzüne dokunamadan.

Sadece seviyorum!

Öyle uzaktan seviyorum seni!

Elini tutmadan.

Yüreğine dokunmadan.

Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.

Şu üç günlük sevdalara inat,

Serserice değil adam gibi seviyorum.

Öyle uzaktan seviyorum seni,

Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.

En çılgın kahkahalarına ortak olmadan.

En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.

Öyle uzaktan seviyorum seni!

Kırmadan,

Dökmeden,

Parçalamadan,

Üzmeden,

Ağlatmadan uzaktan seviyorum.

Öyle uzaktan seviyorum seni;

Sana söylemek istediğim her kelimeyi,

Dilimde parçalayarak seviyorum.

Damla damla dökülürken kelimelerim,

Masum beyaz bir kağıtta seviyorum." (Cemal süreya)
karşılıksız aşk için: [https://www.youtube.com/watch?v=qeılruıfnqy ~ cemal süreya - sana giden yollar kapalı]

ayrılık için: [https://www.youtube.com/watch?v=hDxPasy1kYE ~ murathan mungan - yalnız bir opera]

genel olarak: [https://www.youtube.com/watch?v=ppU5Dcw_PMA ~ cemal süreya - üvercinka]
Bir de bakalım Leyla köşesinden

Aşkın kadın adlı penceresinden

Bırakmıştı kendini yazılmış olana

Susmak ve konuşmamak denen cana

Evlenmişti ve görünüşte mutlu

Şimdiden memnun ve gelecekten umutlu

Fakat bir eksiklik ufacık bir nokta

Kalbi kurcalıyordu hala

Mecnun ne olmuştu neredeydi

Nasıldı ne yapıyordu hali neydi

Geceleri loş gölgeler arasında

Kum tepelerinde ay yarasında

Mecnuna benzeyen hayaller olurdu

Bu anlarda sanki kalbi dururdu

Bitmiş olan bir daha mı başlayacak

Ne çare başlayan başlamamış

Bitmiş bitmemiş olacak

Gibi gelirdi Ona

Ürküntü geçmiş ama erememişti huzura

Karanlık bitmiş fakat erememişti huzura

Ay tutulmuş tutulmuş kurtulmuştu

Gçnlu zaman zaman tutmuştu mustu

Gün kırmıştı siyah çerçevesini

Yarmıştı ışıkta ötesini berisini

Baskın korkusuyla ürperen çadırların

Bugün düzen ve güven, ama yarın!!

Yarına bir güvence olmayan

Neye yarar böyle bir şimdiki zaman

Acıyla da olsa dopdolu olan hayat

Boşalmıştı zemberegi boşalmış bir saat gibi

Dönmüştü bomboş bir kagıda

Ağızdaki tat benzemiyor eski tada

Irmak kurumuş rüzgar esmiyor

Yakıcı güneşi bir parçacık bulut örtmüyor

Arzu ve korku iki karanlık duygu

Yüreginde birbirini kovalayıp duruyordu

Ya bir gün geri dönerse Mecnun

Yine altüst olursa ortalık bütün

Daha mi iyi olur daha mi kötü bilmiyordu

Bir umut vardı gönlünde eksilmiyordu

Sonra kızıyordu kendine kınıyordu kendini

Kapamak istiyordu içinde eskinin kepengini

Eski oldu diyelim ama neydi yeni

Ve nasıl eskitmeli eskimiyeni

Nasıl öldürmeli ölmeyeni

Nasıl diri sayarsın ölü olanı

Eski bir zehirdi belki ama yeni

Andırıyordu tatsız tuzsuz bir yemegi

Beklemek neyi bekledigini bilmeden

Gün günü ay ayı kovalarken

Beklemek bir vaktin dolusunu

Öç alan kaderin zalim oyunu

Her şey akılla kurulu akılla düzgün

Ama aklın içinde olmalı baharat gibi

Bir parça delilik

Oysa mecnun almış bütün deliligi gitmiş

Kupkuru bir hayat kalmış ve adeta oyun bitmiş

Arzulanan zenginlik, at kumaş ve ziyafet

Yetmez olur insana bir gün elbet

İnsan hep birşey umar bekler

Ne oldugunu bilmez fakat

Fakat sonradan duruldu Leyla

Tevekkülle huzuru buldu Leyla

Ruhta kopan fırtınalar dindi

Gökten gönle sükunet indi

Anladı ki acı tatlı soğuk sıcak

Geçmiş ve gelecek ayrılmak ve kavuşmak

Hep aynı varoluşun dönüşümleri

Aydınlanışları ve sönüşümleri

Her şey havada döner durur

Sonunda Tanrı varlığında yok olur

Ruh hürdür vücut esir

Ruh baldır beden zehir

Ruh hürdür Tanrı aşkıyla

Bağlı değil yer ve zaman kaydıyla

Farketmez gelse gelmese Kays (Mecnun) Ona

Gitse gitmese Ona Leyla

Tanrı katında buluşmuşlardır

Hakikat yurduna kavuşmuşlardır



(bkz:leyla köşesi)

(bkz:sezai karakoç)
Ahmet hamdi Tanpınar - bir adın kalmalı

Beni affet

Kaybetmek için çok erken,sevmek için çok geç
Attila İlhan- ben seni neden mi sevdim ?



Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim

Parlak bir inciydin benim için

Paha biçilmez bir inci

Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde

Seni düsünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup da

Beni sardığı bir anda sevdim

Seni sadece selvi boyun,siyah saçların yada kara gözlerin

Güzel bir yüzün var diye değil

Fikirlerinle,konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim

Ben seni derinden ve hissederek sevdim

Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığını

Beni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim

Seni kış gecelerinin o soğuk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığın

Yaz sıcağında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğun

Ve rüyalarımda buluştuğumuz gecelerde sevdim

Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığı

Kalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda

O ıslak dudaklarınla beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim

Ben seni o sensiz anlardaki boş ve değersiz geçen dakikalarda

Kayıp zamanlarımızda,seni arayıp bulamadığım

Çaresizlik içinde olduğum,içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim

Sen ne kadar uzak olsan da,

Aramızdaki kilometreler nasıl çoksa

Bende seni o kadar yoğun ve o denli çok sevdim

Seni kalbimde yanan ateşin ile

Zihnimde oluşan hayallerin o ay parçası çehrenle

Bana derinden bakan o gözlerindeki ışıltıyı göreceğim anları beklerken

Kalbimin yanıp tutuştuğu anlarda

Gelip o bu ateşi alevlendirerek

Bana sarılarak beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim



Korkuyorum!

Hakkettiğin mutluluğu sana verememekten korkuyorum.

Seni beni sevdiğinden fazla sevememekten korkuyorum.

Senin sevgine layık olduktan sonra başkaları tarafından o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.

Seni kazanım derken kaybetmekten korkuyorum.

Aramızdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.

Senin kalbini daha fazla kırmaktan korkuyorum.

O temiz ve masum göz yaslarını daha fazla akıtmaktan korkuyorum.



Evet korkuyorum;

seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten …

Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.

Yada yanlış anlaşılmaktan korkuyorum.

Uçurumun kenarında yalnız kalmaktan korkuyorum.

Dostluğuna doyamadan ulu orta yalnız kalmaktan korkuyorum.

Yüreğimdeki o ince sızının bir gün çoğalmasından ve beni sarmasından korkuyorum.

Sevgi denen güzelliğinin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.

Dostluğun ölüp yerine nefretin yeşermesinden korkuyorum.



Korkuyorum evet;

seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten…

Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kıyamıyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;

Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.

Ömründe yaşadığın mutluluğu huzuru sana yaşatamamaktan korkuyorum.

Sana kalbimden fazlasını verememekten korkuyorum.

Sonunda sana gözyaşından başka bir şey bırakamamaktan korkuyorum.

Seni sevmekten değil;

dostluğunu suistimal etmekten,

Seni kaybetmekten ve değerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum.

Belki de çok fazla korkuyorum …



ÇÜNKÜ; BEN İLK DEFA SEVİYORUM…
ey aşk, yaptığını beğendin mi?

yoksullar gibiyim ziyafetten aç dönen,

ters yakılan sigara hemencecik söndürülen...

...



-ibrahim tenekeci
kısa ve öz.



güzelliğin on par etmez

bu bendeki aşk olmasa.



aşk zaten tuhaf bi şey. iyi bi şey mikötü bir şey mi bilemiyorum efem.
Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?

Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın:

Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler,

Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:

Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,

Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden;

Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak

Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;

Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,

Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;

Gölgesindesin diye ecel caka satamaz

Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:

İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir,

Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.



William shakespeare
Yaşadığın şehir,

Ne kadar şanslı kim bilir

Sesini gökyüzü sanan kuşlar bile vardır