ayasofya’nın cami olması – Tıbbiyeli Sözlük
Ecnebiler çatır çutur sokup sokup çıkarırken

(bkz:israil'in başkentinin Kudüs olması) müslümancıkların korkudan ve müze olmasından gelen paradan dolayı korkup yapamadıkları ebediyen yapamayacakları eylem.

Gerçi bunlara müslümancık demek Müslümana ayıptır. Daha ki bu vatandaşlar şeriatı bile uygulamıyor nerde kaldı ayasofya'yı cami yapacak göt.

fatih sultan mehmet tarafından istanbul fethedildiğinde fetih hakkı olarak cami yapılmıştır.

11 kasım 1934'te ise bakanlar kurulu kararı ile müze yapılmıştır. Lozan antlaşması'nda yer alan gizli bir madde ile yapıldığını iddia eden de var batılı devletlere şirin görünmek ve para almak için yapıldığını da.

Tekrar cami statüsünde hizmet vermesinin de ülkemizde bu kadar sorun varken tartışmaya açılmasının bile gereksiz olduğunu düşünüyorum ki dünya müslümanlarının da umursadığı, bildiği bir yer değil. Önemini sorsan cami yapılmasını ateşli isteyen güruh bile net cevap veremez.

Hükümetin oy uğruna bile olsa böyle bir adım atabileceğine ihtimal vermiyorum.

Ayrıca (bkz:trabzon ayasofya cami)
İbadethanelere yapılagelmiş saygısızlığın içselleştirilmesiyle günümüzde hala ortaya atılan sevimsiz konudur.
21. Yüzyıl'ın sözde yeni Türkiyesinin en önde gelen sorunlarından biri "ayasofyanın müze olması" olduğu için, bu pek hayati problemin çözümüne yönelik atılmış adımdır...
Büyük olayların başlangıcı olabilecek hadise.

Biz bir sömürge ülkesiyiz. Öyle kafasına göre kimse büyük adımlar atamaz.

Yap derler ve yaparlar.



Allah korusun ama İsrail Mescid-i Aksadaki Kubbetüs Sahra'yı yerle bir etse

yerine Süleyman Mabedi'ni inşa etse

Mescidi Aksa'da ayakta kalan son duvarları da yıksa..!

o zaman ağzını açana siz de ayasofyayı cami yaptınız dedikleri zaman yalom demişti dersiniz.



İnşallah haksız çıkarım ama ayasofyaya aç emri verilmesinin sebebi bu gözüküyor.
Gerçekleşmiş olandır, 86 yıllık aradan sonra ayasofya'da namazlar eda edilmeye başlanmıştır bugün itibariyle.

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur" hadisine ve övgüsüne mazhar olarak İstanbulu bize kazandıran Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonra o civarın en köklü mabedinin cami olarak kullanılmaya başlamasına karar kılmış ve bu durumun korunması ve sürdürülmesi için vakfiye hazırlatmıştır. Bu yönüyle Ayasofya Camii istanbulumuzun fethinin sembolü, ecdadımızın hatırası, Fatih'in bize emanetidir.
(bkz:ayasofya camii)

-------------------------------

Sonradan gelen edit: ayasofya'nın camiye çevrilme mevzusu ile atatürk ve silah arkadaşlarının başarılarının itibarsızlaştırmaya çalışılmasını bağdaştırabilen insanlar var. 'gerçekten inanılmaz..'

milli mücadele döneminde istanbul'u kaybetme tehlikemizin oluşması ve bugünkü sınırlarımıza atatürk ve silah arkadaşlarının üstün başarıları sayesinde kavuşmuş olmamız; istanbul'u kazanmamızın osmanlı döneminde ve fatih sultan mehmet'in fethiyle gerçekleştiği gerçeğini değiştirmiyor. Tarihi geçmişimiz yalnızca iki üç kuşak öncemizden ibaret değil. Ek olarak, ayasofya'nın tekrar camiye çevrilmesi fatih'in hatırasını fetih dönemindeki haline uygun şekilde yaşatma gayesi taşır, bu uygulama atatürk'ün düşmana karşı türk milleti için verdiği mücadeleyi ve elde ettiği başarıları değersizleştirmez.

Ayrıca o dönem şartlarında 3 kıtaya yayılabilecek kadar güçlü olan bir devlet yapılanması zemininde; padişahın imar ve onarımıyla bizzat ilgilendiği ve sonrasında vakfettiği bir yapıt için, vakfiye(*) yazdırılmamış olacağını düşünmek veya bunu efsane olarak nitelendirmek de araştırmacı ve sorgulayıcı ruhumuza ters.
ayasofya vakfiyesi gibi bir internet efsanesine dayanıp fikir üreten insanlar var. gerçekten inanılmaz. ve bu insanlar araştırmacı, sorgulayıcı olması beklenen tıbbiyelilerin içinden de çıkıyor. istanbul kaybedilmişti arkadaşlar. 1918-1923 arası sömürgeci ülkelerin askerleri istanbul sokaklarında cirit atıyordu. türk ulusal hareketi gerçekleşmese istanbul uluslararası bir konfederasyona dahil olacaktı; ya da daha kötü: tamamen yunanistan'a bırakılacaktı. istanbul'u geri kazandıran atatürk ve silah arkadaşlarının askeri ve siyasi başarılarıdır. bu tarihi gerçeklere yüz çevirir gibi, atatürk'ü itibarsızlaştırmaya çalışanların kimler olduğunu türk gençleri çok iyi biliyor. ver baba mehteri, ayasofya, kılıç hakkı, ecdad-ı osmanlı vs. vs. özgür düşünen gençler bu numaraları yemez artık. bizim kafa yormamız gereken daha gerçek, daha önemli meselelerimiz var. eh tabi, bir saniye bile olsa ekonomi, dış politika, temel insan hakları vs. düşünülse ne kadar boka battığımız belli olacak. yarat suni gündem, unuttur asıl problemleri. toplumsal bir amnezi yaşıyoruz ne de olsa. biz neleri unutmadık ki?
orta çağda ve bu dönemin sonunda insanlar manevi şeylere çok bağlıydı. En ufak bir gök olayını bile tanrılardan ya da tanrıdan bilirdi. Bu olay bilimin dünyayı aydınlattığı 18. yüzyıla kadar devam etti neredeyse. 20. yüzyıla gelindiğinde ise bir çok efsane artık unutuldu. Insanlar olaylara daha da bilimsel yönden bakmaya başladı.

ayasofya, doğu roma imparatorluğu için çok önemli bir yerdeydi. Neredeyse tüm romalıları koruyan bir yapıydı inanışlarına göre.. bu kilisenin ise camiye dönüştürülmesi ülke içindeki roma vatandaşları üzerinde artık yöneticiniz biziz baskısı uyandırdı..



Ama çağ ilerledi.. artık böyle basit fikirler insanları etkilemiyordu.

Ayasofya bakanlar kurulu kararı ile müze yapıldı.. ama bir şey olmadı.



Evet. Cuma günü tekrar cami olarak hizmet vermeye başladı ayasofya. Umrumda mı, değil. Cami olsa ne, olmasa ne. Yani durup duruken böyle gereksiz bir karar alınması saçma değil mi?



Bir çok insanın ortaçağ bakış açısı ile olaya bakması da çok ilginç, komik.. lan 21. yüzyıldayız.. dinin hayattaki etkisi azalıyor, bilim ve teknoloji daha da ön plana çıkıyor gün geçtikçe..

Ama neyse namaz kılanları meryem ana ve kutsal melek koruyor. Isa ayasofyada namaz kılanı kutsasın.