Sabah ağzında zehir gibi acı bir tatla uyanırsın. Gözlerin kararırken zoraki de olsa bir yudum su içebilmek için mutfağa gidersin. Balkona çıktığında gördüğün tek şey etrafa saçılmış içki şişeleridir. Bu kadar çok içtiğin için kendine küfür edersin. Kahvaltıdan önce etrafı toplayıp temizlemek için rastgele bir müzik listesi açarsın.
Kulaklarından kalbine doğru bir sancı girer. Nefes almak istersin, boğulursun.
Yutkunmak istersin, yutkunamazsın.
" Strawberries cherries and an angel's kiss in spring
My summer wine is really made from all these things... "
Sevgiliyle yaptığın ilk tatil aklına gelmiştir. Arkadan bu parça çalıyordur. Yıldızların gökyüzünü büyülü bir yorgan gibi sardığı sahildeki o gece gözlerine geliverir. Zarif ellerinin kadehi tutması, rüzgarla titreyen kirpikleri, kuşlar gibi bir o tarafa bir diğer tarafa uçuşan saçları. Bardakla temas eden şarapla ıslanmış sıcak dudakları, deniz kokusuyla müthiş bir senfoni oluşturan kokusu ve gözleri...
Gözleri bu kadar güzel olmasaydı her şey daha kolay olurdu diye düşünürsün. yeşilin ve kahverenginin her tonunu taşıyan ela gözleri. O gözlerin en derinlerine bakarak söylediğin sevgi sözleri. O gözlere bakarak attığın kahkahalar, dans edişlerin, sevişmelerin... Sen bu kadar anıyı bir köşede tozlanmaya bırakmışken en ufak bir şarkı, bir sokak, bir yüz, bir film ya da sokakta gördüğün tekir bir kedi ya da ne bileyim kıvırcık saçlı bir kız çocuğu tüm yaşanmışlıkları anında bir tokat gibi yüzüne vurur.
Kolaydır ayrılmak. Zor olan unutmaktır. Hele ki severek ayrıldıysan iyice zordur. Bir yanın tamamen unutup özgür kalmak isterken diğer yanın yaşanmışlıklara. yaşanmamışlıklara, gerçekleşemeyen hayallere, özneleri değişen bir geleceğe ağlar durur.
Balkona yeniden çıkarsın. Sabah güneşinin kızıllığı yüzüne vururken yeni bir şarkı başlar. Hayat devam ediyordur. İçinde bir yerlerde umudun olduğunu hissedersin. Çünkü bilirsin, güneşin olduğu her yerde umut da vardır.
" Yalnız kaldıysan , kalkıp pencerenden bir bak
Güneş açmış mı , yağmur düşmüş mü
Dön bak dünyaya
Herkes gitmişse , sakince arkana dön bir bak
Dostun kalmış mı , aşkın solmuş mu
Dön bak dünyaya , dön bak dünyaya
Yalnız kaldıysan , kalkıp pencerenden bir bak
Güneş açmış mı , yağmur düşmüş mü
Dön bak dünyaya
Bir sonbahar kadar yalnız , bir kış kadar savunmasız
Ya da ilkbaharsan , yolun başındaysan
Asla vazgeçme , kalkıp da pencerenden bir bak
Güneş açmış mı , yağmur düşmüş mü
Dön bak dünyaya "
Kulaklarından kalbine doğru bir sancı girer. Nefes almak istersin, boğulursun.
Yutkunmak istersin, yutkunamazsın.
" Strawberries cherries and an angel's kiss in spring
My summer wine is really made from all these things... "
Sevgiliyle yaptığın ilk tatil aklına gelmiştir. Arkadan bu parça çalıyordur. Yıldızların gökyüzünü büyülü bir yorgan gibi sardığı sahildeki o gece gözlerine geliverir. Zarif ellerinin kadehi tutması, rüzgarla titreyen kirpikleri, kuşlar gibi bir o tarafa bir diğer tarafa uçuşan saçları. Bardakla temas eden şarapla ıslanmış sıcak dudakları, deniz kokusuyla müthiş bir senfoni oluşturan kokusu ve gözleri...
Gözleri bu kadar güzel olmasaydı her şey daha kolay olurdu diye düşünürsün. yeşilin ve kahverenginin her tonunu taşıyan ela gözleri. O gözlerin en derinlerine bakarak söylediğin sevgi sözleri. O gözlere bakarak attığın kahkahalar, dans edişlerin, sevişmelerin... Sen bu kadar anıyı bir köşede tozlanmaya bırakmışken en ufak bir şarkı, bir sokak, bir yüz, bir film ya da sokakta gördüğün tekir bir kedi ya da ne bileyim kıvırcık saçlı bir kız çocuğu tüm yaşanmışlıkları anında bir tokat gibi yüzüne vurur.
Kolaydır ayrılmak. Zor olan unutmaktır. Hele ki severek ayrıldıysan iyice zordur. Bir yanın tamamen unutup özgür kalmak isterken diğer yanın yaşanmışlıklara. yaşanmamışlıklara, gerçekleşemeyen hayallere, özneleri değişen bir geleceğe ağlar durur.
Balkona yeniden çıkarsın. Sabah güneşinin kızıllığı yüzüne vururken yeni bir şarkı başlar. Hayat devam ediyordur. İçinde bir yerlerde umudun olduğunu hissedersin. Çünkü bilirsin, güneşin olduğu her yerde umut da vardır.
" Yalnız kaldıysan , kalkıp pencerenden bir bak
Güneş açmış mı , yağmur düşmüş mü
Dön bak dünyaya
Herkes gitmişse , sakince arkana dön bir bak
Dostun kalmış mı , aşkın solmuş mu
Dön bak dünyaya , dön bak dünyaya
Yalnız kaldıysan , kalkıp pencerenden bir bak
Güneş açmış mı , yağmur düşmüş mü
Dön bak dünyaya
Bir sonbahar kadar yalnız , bir kış kadar savunmasız
Ya da ilkbaharsan , yolun başındaysan
Asla vazgeçme , kalkıp da pencerenden bir bak
Güneş açmış mı , yağmur düşmüş mü
Dön bak dünyaya "