ders çalışmak için motivasyon – Tıbbiyeli Sözlük
Finalden kalınca bütünleme için finalden daha fazlasına ihtiyacım olan kuvvettir. Şimdi kendime büt motivasyonu vereceğim.
Bundan 6 gün önceye kadar finalden çıktığında kavuşacağın rahatlığı ve artık dönem 3 olmanın insana yüklediği huzur ve büyümüşlük hissini tadacağını hayal ediyordun. Aslında elinden geleni de yapmıştın, şu ana kadarki en iyi çalışmanı ortaya koymuştun. Ders çalışma rekorunu defalarca kırmıştın. Bu sefer her şeyin yolunda gideceğine o kadar emindin ki... Çok dua da etmiştin. İspanya için vizen de hazırdı, ilk defa bir avrupa seyahatine çıkacaktın, büt tarihlerindeydi, o tarihlerde olmak zorundaydı, çünkü bir yarışmadan ödül olarak kazanmıştın. Ama sorun değildi çünkü zaten büte kalmak sadece gerçekleşmesi güç bir ihtimalden ibaretti. Finalden sonraki 10 gün yaz tatilin olacaktı. Ondan sonra da yaz kursun başlıyordu. ağustosun ortasına doğru tekrar 2 hafta bir tatil yaptıktan sonra dönem 3'e başlayacaktın. Çok verimli bir tatil planlamıştın.
Ama olmadı. İşler yolunda gitmedi. Hatta neredeyse her şey sanki senin planlarını bozmak için kurgulanmıştı. Hep puan veren hoca bu sefer puan veremedi, 6 puan kadar eksi yedin. Soru soracağı konuları söyleyen yardımsever hocanın soruları bir başka hoca tarafından anabilimdalında sehven de olsa karıştırıldı, tam da çıkmayacak konulara çalıştın. Bir 5 puan kadar da oradan eksi yedin. Başvurduğun hocaların bazısı seni adam yerine koyup cevap bile vermedi, bazısı bütünlemede gereğini yapacağını söyleyip anlamsızca tehdit etti, bazısı üzgün olduğunu belirtti. Geçme notunun 1 puan altında kaldın. Sinirden dişlerin birbirine kilitlendi, günlerce sicim sicim terledin, vizen alınmıştı bile ama geziye katılamayacağını bildirdin, kişisel gelişimin için çok mühim olan yaz kursuyla konuştun ve 2 hafta kadar sınava vakit ayırman gerektiğini söyledin. Tatilin yanmıştı. Şimdi yüzünde bir kazan kaynıyor gibi kitaplara bakıyorsun. Bir açıp bir kapatıyorsun. Hocalara kızıp duruyorsun. Sonra çaresizce terliyorsun. Ne geçiyor eline? Gel seninle biraz iyi şeyler konuşalım.
Finale yetişmeye çalışırken merdivenlerden koşarak çıkıyordun. Ayağın takılmıştı, tam düşecektin, düşmedin. Yaya geçidinden geçerken hızla gelen araç frene bastı, duramayabilirdi ama sen çoktan karşıya geçmiştin. Bindiğin otobüs, önündeki ağır vasıtaya çarpmak üzereydi ama son anda kurtardı, sen sınava yetiştin. Sınavdan sonra bindiğin uçağın tüm kontrolleri tamamdı, ufak bir ihmal olsa belki de ege denizinde çırpınıyor olacaktın, olmadı. Eve geldiğinde her şey yerli yerindeydi, oysa aylar olmuştu, ufak bir kıvılcım her şeyi mahvedebilirdi. Annen, baban, kardeşin gülüyorlardı. Hatırla, 3 sene önce annene göğüs kanseri tanısı konulduğunda tedaviler cevap vermeyebilirdi, o zaman ne finali geçmenin
ne de bir üniversite kazanmanın hiçbir manası kalmayabilirdi, ama annen kanseri yendi. Kask bile takmadan bindiğin bisikletin üzerinde geçirdiğin günlerde sayısız vasıta geçti yanından. Birisinin aynası bile çarpsaydı koluna, düşüp beyin kanaması geçirebilirdin, o zaman 1 puanla büte kalmanın da hiçbir üzülecek yanı olmazdı. Eğer dileseydi Allah, sınavda da hiçbir aksilik yaşamazdın. Sınavdan önce arkadaşlarının konuştuğu ve sınavda çıkan soruları sen de işitirdin. Ama bir metre yanındaki arkadaşlarını duyamadın. Defalarca çalıştığın karaciğer safra konusunun sorularını, nutkun tutuldu, yapamadın. Dileseydi Allah, ihtiyacın olan o 1 puanı verirdi sana. Ama öyle dilemedi. İspanya'ya gitmeni istemedi.
Kim bilir, Endülüs'te bir otobüs belki bineceğin son otobüs olacaktı. Ya da kim bilir, Malaga'da bir kaldırım taşına takılacak ve geri kalan hayatını, uzuvlarını kullanamadan geçirmek zorunda kalacaktın. Eğer Allah'ın seni sevdiğine inanıyorsan, inandığın gibi yaşa. O sana şu an yaşıyor olmayı lutfettiği gibi, şimdi bütünlemeye çalışmayı takdir etti. Sınıftaki 160 kişinin üçte ikisini finalden geçirdi ama sana bütünlemeyi takdir etti. Hayır, sana kötülük etmedi. belki de bu senin için hayatındaki en önemli şeydi. Belki de bu senin hayata devam edebilmen için gerekli olan şeydi.
İnanıyorsan eğer, O'na güven. O senin hayatını en ince ayrıntılarına kadar bir dantel gibi işliyor. Merak etme, tüm hissettiklerini, tüm üzüntülerini ve tüm umduklarını da biliyor. İnanıyorsan eğer; O seni seviyor, senin onu sevdiğinden daha çokça. Senin için gizlenmiş olan güzellikleri keşfet, arzuladıklarını değil. Çünkü sen, çoğu zaman, senin için kötü olan şeyleri de iyi zannediyorsun. İnanıyorsan kendini Allah'a bırak ve sadece şu an sana biçilen hayata odaklan.