Eğer bir yaşam biçimi haline geldiyse ders çalışmak; başka çareniz yoktur. Bir ünlü sözümüz var bununla ilgili, kaçınılmazsa zevk falan ama söylemeyeceğim.
ders çalışmayı severek yaptığı için kendisine külfet olmaktan çıkarmış tip. yeri gelince sırf not için istemeye istemeye yaptığından dolayı resim çizmekten , şarkı söylemekten zevk almayanın benzeridir.
o kişi benim. tıp okumayı seçmemin bir nedeni de budur diyebilirim. karışık, zor şeyleri çözmeyi severim. bir hedefim olduğu zaman her şeyimi ortaya koyarak, uyumadan, yemeden, ara vermeden çalışırım. tıbbı da bunu gerektirdiği için seviyorum sanırım.
(bkz:tıbbiyeli itiraf)
(bkz:tıbbiyeli itiraf)
ben
Olmak istediğim.bi ton renkli kalem kağıt ıvır zıvır alsam da çalışmaktan zevk almayı geçtim başladığım konuyu o gün bitiremiyorum :/
(bkz:ders çalışmaktan çabuk sıkılan tip)
(bkz:ders çalışmaktan çabuk sıkılan tip)
sevdiğin işi yapamıyorsan yaptığın işi seveceksin.
Çalışmak kaçınılmazsa zevk almayı bileceksin tabii ki.
Yaz tatili başlangıcı; günde 18 saat gezip 5 saat uyuyan ben (1 saat duş vs) bunu ancak 1 hafta sürdürebilmiş, ilerleyen günlerde şöyle söylenmiştir "oğlum bugün de ders çalışmadık yaa kesin düşük alacağız.." sonra yaz tstilinde olduğum aklıma gelince rahatladım tabii.
bir türlü, çok istesem bile dahil olamadığım insan modelidir. öğrencilik hayatım boyunca sınavlara son gece bile çalışmaktan uzaktım, ders çalışmayı hiç sevemedim. annem zaten hep öğrenciliğin beni çok fazla sarmadığını söyler. şimdi bile gönül rahatlığıyla fazla iş yükü,stresli iş hayatı mı öğrencilik hayatı mı deseler; iş hayatı derim. o derece!
bu tipin portresini çizecek olursak;gözlük(olmazsa olmaz),hem kız hem erkeklerde sırf uğraşmayayım diye kestirilmiş kısa saç,hafif melul ve yorgun bakan gözler,elinde ya tus kitabı ya da slaytlar ve tek muhabbeti-çünkü günün 18 saatini buna ayırır-ders ve sorular vs.,zamanla robotlaşmış bir ses tonu ve hayat.