doktorları zaten boşuna dövmüyorlar – Tıbbiyeli Sözlük
doktora saldırarak doyuma ulaşan vatandaş sözü.

sürekli benim hastamın başında dursun, başını okşasın sevsin, gerekirse altından alsın diye beklenti ile geliyorlar. ben pansuman yaparken kokuya dayanamayıp odadan kaçanlar, bana 'seni iyi bi dövsem güzel olacak' gözüyle bakamaz. annenin yaralarının kokularına sen dayanamazken ben dayanıyorum. sen yatıp yuvarlanırken ben 36 saat koridorlarda ordan oraya koşturuyorum. sen acile 2saatliğine gelip, 1 saat ortopedisti beklerken başıma ekşiyorsun, ben bir gündür ayaktayım. ulvi duygularla başlanan, en büyük primi hayır duası olan bu meslekten bizi böyle soğuttular. yapamıyorsan bırak karrrdeşim mesleği diyenler de var. canım o senin açtığın berber dükkanını kapatmaya benzemez. artık maalesef böyle insanlara rağmen mesleği başımızın üstünde taşımakla mükellefiz.

(bkz:insan gerçekten hayret ediyor)
Kendi akrabam tarafından henüz söylenmiş olan söz. Kendince çok haklı olduğu hikayesi ise şöyle;

2 yaşındaki çocuğu bundan kısa bir süre önce konvulsiyon geçirdi, antiepileptik başlandı. O zamandan bu zamana henüz başka nöbeti olmadı çocuğun, 2 yıl nöbetsiz dönem görürse kesecekler ilacı. Klasik hasta hikayesi. Ama tabii ki bu onlara göre dünyanın en büyük felaketi olduğundan oğluşuna herkes prens hatta prenses gibi davranmalı, hepimizden bunu bekliyor. Neyse efendim, bu çocuk bir gün epilepsisinden tamamen bağımsız bir şekilde gastroenterit oluyor ve bu konuyla ilgili olmak üzere şahsım aranıyor. Durumun pek de ciddi olmadığı tarafımca kavrandıktan sonra genel önlemlerden bahsedip, acile gitme gereği olmadığını belirttim ve telefonu kapattım. Ancak tabii ki oğluşuna yeterli ihtimamı göstermediğimi düşünen ve acile gitmeyi kafasına koyan anne hastaneye taksiyle gitmek 35 lira masraf olduğundan ambulans çağırmaya karar vermiş. Komutaya da tabii çocuğun epilepsisi olduğunu söyleyerek nöbet geçirdiğinin anlaşılacağı bir anamnez vermiş. Tahminime göre epilepsili çocuk için doktorlu ambulans çıkarmışlar ve ambulansın evlerine ulaşması yarım saat sürmüş. Bu sırada ambulansı bekleyemeyen anne paşasını alıp acile gitmiş, kalanlara da gelen ekibe çemkirme görevi vermiş çünkü neden bu kadar geç kalmışlar. Üstüne gelen ekip de çocuğun epilepsi değil age olduğunu anlayınca onlar da altta kalmadılar diye zavallı ambulans hem suçlu hem güçlü olmuş! Söylediğine göre acilde de bi seron bile takmamışlar!

Ne desem boş sözlük.
Bir uzman çavuşun kısa dönem acemi erlere kurduğu cümle; "yok mu aranızda doktor avukat falan bi süründüreyim yerde "



Tabii doktordan tabip asteğmen olur doğrudan, ben de biliyorum da çavuş bilmiyor işte.
Yaşadığımız su olağanüstü ülkede sağlıklı dedigimiz insanlar normal değilken, hastalardan normal olmasını beklemek abes olur. Beklentiyi düşürmek belki en güzeli.



İnanın bu konularda objektif bakmaya ve buna göre karar vermeye çalışan birisiyim. Sağlık camiasında çalışan bireyler olsak da zaman zaman hizmet talep eden insan konumunda da olabiliyoruz. Ve bu yüzden onların gözünden de bakmak gerektigini düşünüyorum. Buna rağmen açıkça ifade edeyim ki, hastaların haksız olduğu durumlar -benim açımdan- çoğunluktadır. Bir çok entryde de bundan bahsedildi, doktor maaşı, pratisyenlik gibi konu başlıklarında konuşuldu. bir kibir göstergesi olarak anlaşılmasın lütfen ama benim bilgim, stresim, endişem,korkum, çabam, aklımdaki soru işaretleri,duygusal yoğunluğum, triajım, resusitasyonum, aç bilaç kosturmalarim.. onlarin yaşadığı stresten -belli olaylar müstesna olmak üzere- aşağı kalır değildir. onun bırakın yukarıdaki gibi bir cümle kurmayı, aksine saygıda kusur etmemesi gerekir. El pençe divan olmak değil, bunu istemeyiz ancak burada ilime olan saygiyi bekleriz ve beklemeliyiz. Bu bizim haketmemizden öte, basta insanlığın ve ilmin hakkıdır.



öte yandan hasta ilk önce hastadır, çoğunlukla unuttuğumuz gibi hemen maddi bir tanı koymaya çalışmadan, manevi açıdan da hastayı değerlendirmek zorundayiz. Yüzlerce hasta bakıp bunu düşünebilmek inandırıcı değil bunu ben de biliyorum. Yine de hasta size geldiğinde 258. Sırada da olsa, onun gozunde siz ilksiniz. Hastalara genellikle gerekli bilgiyi, açıklayıcı şekilde anlatabiliyor ve onları teskin edebiliyorsanız karşılığını da çoğunlukla güzel alıyorsunuz.



İnsanlıktan nasibini alamamışlara ise sizin dahi yapabileceğiniz birşey olmayacak, bu yüzden caninizi hic sıkmayın sevgili meslektaşlarım.
bu lafı diyen insanın o dakika taburculuk işlemini hazırlarım . bakın arkadaşlar bu sözü diyen adamın bu lafı daha önce dediği daha önce kendini bu mantığa hazırladığı ortada. bu sözü söyleyen insanın masumiyetine de inanmam. ben de hasta oldum,benim gördüğüm ve kendime asla yapmam dediğim vaktinde işe gelmemekti. düzenli olarak muayenesini 9.30'da açan bir devlet hastanesi doktoru olmaz bu geç kalmaktır. üniversiteyi ayrı tutuyorum orada gecikme konusu hasta yatışı,servis viziti gibi kavramlar içerir. ama bu sözün kabul edilecek bir yanı yok.
Akıl sır erdiremediğim cümledir.

İnsanoğlunun en zor anlarında yanında olan meslek grubuna böyle bi yakıştırma yapabilmesi dehşet vericidir.

Yüzüme karşı söylense sakin kalabileceğimi sanmıyorum zira gözümde vefasızlığın ete kemiğe, sözcüğe cümleye bürünmüş halidir.
Ne yaptınız siz! Biz hastamızı getirdiğimizde sapasağlamdı ! Gibi böyük paradokslar içeren cümle de kurar bunlar.