durduk yere insanı üzen olaylar – Tıbbiyeli Sözlük
Durduk yere yan daireme insanların taşınması ve durduk yere artık karaoke yapıp bağıra bağıra şarkı söyleyemicek olmam. Onları bi de kaydedip dinliyorum ben ama ya
Bir anda gelen farkındalıklar...



Mesela bir sohbet ortasında aniden evden çok uzakta olduğunu ve bazı insanları aylardır görmediğini hatırlamak.
Bugün gideceklerini anlayan 1.5 yaşındaki yeğenim, benden ayrılırken çok üzüldü ağladı. Bense dün beni rahat bıraksın diye uyuyor takliti yapmıştım. Üzdün beni çocuk. Neyimi bu kadar seviyorsun ki?
Bu sabah metroda yine her zamanki gibi tutunacak yer buldum diye seviniyordum. Önümde bir kadın, kucağında da küçük bir çocuk vardı. Yanımda güzel bir kız, diğer yanımda bir adam ayaktaydılar. Ara ara yandaki kıza bakıp ara ara okulumdaki hoşlandığım kızı düşünüyordum. Bu doğru değil diye düşündüm. Yani bakmamalıydım çevremdeki kızlara artık, sonuçta gerçekten değer verdiğim birisi vardı tam olarak hayatımın içinde olmasa da orada bir yerlerde. Sonra ders programını kontrol ettim telefonumdan. Neler yapacağımı planladım: Bu saatte kütüphane, bu saatte ders..." Lan! ne biyoistatistiği şimdi hiç çekilmez." Sonra yine düşündüm okuldaki kızla nasıl yakınlaşabileceğimi. Komiteler aklıma geldi. Allah kahretmesin dedim içimden. Keman derslerine 2 senedir ara vermiştim, devam etmek istiyordum ama dersler engeldi. Spor yapmak istediğimi de geçirdim aklımın köşesinden. Yanımdaki kız inmişti. Ben de kendimi ihanet duygusundan kurtardım bu sürede. O an gözüme önümde oturan kadınla çocuk takıldı. Biraz uzaklaştırdım kafamdaki düşünceleri. Ve baktım onlara. Çocuk bir şeyler soruyordu, annesini öpüyordu. Daha detaylı gözlemlemeye başladım. Çocuk sanki tam da konuşamıyordu. Bir şeyler anlatmak istiyordu. Annesi anlıyor gibiydi ama. Engelliydi o çocuk. Sevimli, masum. görünümlü... Annesiyle bağlılıkları, iletişimleri afallattı beni hiç beklemediğim bir anda. Sürekli medyadan, sosyal hayattan alışkın olduğumuz bu durum bu sefer etkilemişti beni. Annesinin gözlerindeki hüznü gördüm. Uzaklara bakıyordu çocuğuna sarılarak. Derin bir bakıştı, anlamlı. Tutmadım kendimi ağladım, bu sefer ağladım. İnerken çocuğu, annesini düşündüm sonra kendi hayatımı düşündüm biraz daha ağladım. Daha az önce kafama taktığım küçük şeylerden yakınırken bu kadının nasıl çocuğuna yakınmadan sarıldığını düşündüm. Hayatım çok anlamsızlaşmış gibiydi. Erkekler de ağlar dedim. Sonra sildim gözlerimi. Bunu da attım içime. Kimse görmemeliydi beni böyle.
Toplum, yapılan haksızlıklar, insanların artık kolaya kaçması, yapılan işlerin baştan savma olması, bencilliğin insanların üzerine yapışması..
Herkes yarıyıl tatilindeyken, bütün lise arkadaşları buluşurken, tam da sınavdan önceki kritik 2 haftaya girmemiz ve benim konulara başlamamış olmam.