evlilik – Tıbbiyeli Sözlük
eskiden 25 ideali diye düşünürdüm. yıllar geçtikçe o sayı arttı da arttı. şimdi hiç olmamalı kafasındayım.
nedense bu aralar erken evlenmek moda oldu. Etrafımdaki çiftler diplomayı aldıktan bir hafta sonra ya nişanlanıyor ya evleniyor. Bence seven insanların beklemeden evlenmesi güzel bir şey ama eskiden böyle değildi sanki. Ne değişti? Acaba koronadan görüşemiyoruz madem evlenelim gibi mi düşünülüyor diyeceğim ama koronadan önce de böyleydi sanki.
korkutucu gibi görünen müessese. hatta tek güzel tarafı gelinlik olabilir swh. ileride çocuklarıma çocuklar ben babanıza deliler gibi aşık olmuştum diyemeyeceksem ne anlamı var?
Son zamanlarda gördüğüm kötü örneklerle gözümün bir hayli korkmasına sebebiyet veren kutsal müessese
Yaşamanın her açısından tatmin noktasına ulaştıktan sonra yapılması gereken şeylerden biri. Bir diğeri ise çocuk sahibi olmak. Evliliğin ciddi bir ölçüde evlenen kişilerin bulunduğu sınıfı etkilediğini düşünüyorum. Bu sebeble mantık evlliği yapmak en doğrusu. Hayatınızın en kötü dönemlerinizde yanınızda olup size destek olacak bir hayat arkadaşınıza ihtiyacınız var. Akrabalarınızla tanıştırdığınızda olumsuz tepki alacağınız biri ile değil takdir göreceğiniz biri ile evlenmelisiniz. Benim açımdan evlenmek için en büyük nedenim artık çocuk sahibi olma isteğim olur. Yoksa evlilik hiç hoş değil.
Günümüzde bir modaya, bir akıma dönmüş müessese. Toplumda giderek büyüyen “yalnız başıma olduğum düşünülmesin” anksiyetesiyle birlikte toplum baskısına refleks olarak gerçekleştirilmekte.



“kanı kaynayan” erkeklerimizin evliliğe özgürlük kısıtlaması düşüncesiyle sıkıntıyla bakması ancak kadının sağlamak durumunda olduğu/kaldığı “ev rahatlığı” olayının cezbedici gelmesi toplumun evlilik kurumunun yürümesindeki temel kabulleri olmuş durumda.

Kısacası erkek memnuniyetine ve kadının, erkeğin memnuniyetinden memnuniyet duymasına bağlı olarak işleyen bir çark.



Erkeği evliliğe “ikna” edebilen kadınların coşkusu bize yeni gelinlerin tatlı telaşı şeklinde geri dönüyor mesela. Aynı şekilde erkeğin dizginlenmiş olup evliliği aile aşamasına çıkarmak için çocuk yapmaya okey olması da genç anneler sayfaları gibi geri dönüyor. Sonuçta artık birbirimizin hayatlarını daha rahat görüyoruz. Kadınlar arasındaki evlenme merakı giderek artıyor. Evlilikler çoğaldıkça evlilik olmazsa olmazlaşıyor. Gerek anne, gerek dişi sevgili tarafından erkek kişisine yapılan baskı ve bu baskının sonucunda erkeğin evliliğe sıkıntıyla bakması normalleşiyor. Evlilik stresine giren erkeği evlendirmek de tabiki kadınsal bir coşkuya sebep oluyor, gerisi kısır döngü işte başa dönüyor.



Ne yazık ki toplumumuzda birtakım basamakları tırmanma yarışına dönmüş durumda evlilik. Ya yalnızlık korkularından ya bi pes etmişlik durumundan ya zorunluluktan baskıdan gerçekleştiriliyor.



Batı toplumlarında gördüğüm durum daha farklı. Evlilik insanların sorumluluk sahibi olma, ilişkiyi yürütebilme, aradaki aşkın büyüklüğü gibi gerçeklere dayandırılarak alınan bir karar oluyor.

Bizde mesela “niyetin ciddiyse konuşalım” durumu varken batıda uzun ve olgunlaşmış birliktelik sonucu çiftlerin aşklarına bahşettiği bir ödül gibi oluyor.



Batıda çiftlerin birbirine “seni seviyorum” demesi bile zaman alıyor. Hislerinden emin olmadan kimse bu cümleyi kurmuyor. Evlilik kadın için de erkek için de iyi tartılması gereken bi durumken, bizde ilişkiler bile tamamen erkeğin bilinçaltına evlilik düşüncesini kazımak için var gibi.



Haliyle ben bu sağlıksız modern çağ evlilik mantalitesiyle ülkemizde, sonraki zamanlarda psikolojik olarak normal, duygusal algıları gelişmiş bir jenerasyon pek beklemiyorum.