farmakoloji – Tıbbiyeli Sözlük
Daha yeniyiz enfeksiyonlarda verilen ilaçları görüyoruz da dur bakalım zevkli gibi aslında. "Yaw buğazlarım şişti övladım" diyen komşu teyzeye içimden "aha pyogenes bu bas sefiksimi" dışımdan "geçmiş olsun teyze" dedirten ders.
İlaçların insan vücuduna etkisini (farmakodinamik), vücudun ilaca gösterdiği etkiyi (farmakokinetik), ilaçların birbiriyle olan etkileşimini inceleyen bilim dalı. Tıp Fakültesinin içi seni dışı beni yakar dersi.



Anatomide olduğu gibi abuk subuk kelimelerle haşır neşir olunacağı için ilk zamanlarda bocalar öğrenci. 2. Sınıfın sonunda farmakolojiye giriş derslerinde adı geçen ilaçları söyleyebilinceye kadar göbeğim çatlamıştı. Söyleyebilmek diyorum, ezberlemek falan değil yani.

Difenhidramin vardı mesela (ne olduğunu da yazayım, böyle bir yerden okumak akılda kalıcı oluyor: antikolinerjik antihistaminik). D var, F var içinde, onları hatırlıyorum da adı ne diyince (bkz:cevab veremedi)



Bizim bir hocamız örneğin 50 ilaç olan bir konuda 10 tanesi önemli bilin derdi. Sınavda da onları sorardı. Bu sayede o 10 ilacı hepimiz az çok biliyoruzdur şu an.

Ama başka bir hocamız, kendisini şahsen çok severim o ayrı, 50 tane ilaç varsa slaytında hepsine yer verir ve hepsi hakkında bir şeyler anlatırdı. Evet, sınavda da sorardı. Buna rağmen kadından hiç nefret etmedim, bilmiyorum niye. O hocamızın anlattığı ilaçlar çok olduğu için çalışmak da epey zor olurdu. Şöyle ki



Çalışmadan evvel bir liste yaparım ben. Misal antiepileptik ilaçların sadece isimlerini yazdığım bir kağıt olur. O isimleri takip ederim çalışırken. Çalışma bitince de her biri hakkında söyleyebileceğim üç beş kelime kalmış mı aklımda diye hızlıca göz gezdiririm kağıda. Bu hocada 50 ilaçtan en fazla 5 tanesi aklımda kalırdı. Hoca ilaçları da karşılaştırarak soruyordu. E öyle olunca da kuru ezber işe yaramıyordu. Çıkmış da sormazdı hiç. Benzer bile çıkmazdı. Sahi ben niye sevmişim bu hocayı hala bilemiyorum.



Neyse, hocanın tavsiye ettiği Kayaalp'i okumaya başladım arkadaşlar. İlaç dozlarını atlayarak bi güzel okudum o dolu dolu sayfaları. Adam, 5 yıl önce ölmüş maalesef, fizyolojisinden girmiş kontrendikasyonlardan çıkmış. Öyle güzel anlatmış ki. Kitabı okudum, bir yandan da notlarımın kenarlarına kitaptaki ayrıntı bilgileri yazdım. Direkt ilaç ismi aklımda kalmıyor ama o ilacı abuk subuk bir ayrıntıyla öğrenince ölsem unutmuyorum o ilacı da endikasyonlarını da.



Belki sizin de işinize yarar böyle ayrıntıyla öğrenmek. Sadece ezber yapmak hem çok sıkıcı hem de kalıcı olmuyor maalesef.
geçenlerde bir arkadaşın ciddi ciddi "6 tekrar atsan yeter" dediği ders. sonra bir an dona kalıp attığım "acaba ciddi mi lan?" bakışını gördü, "ben genelde konuları 1 kere okursam şükrediyorum ehehe" şeklindeki açıklamamı dinledi. ve sanırım ciddiymiş. ardından "ha... siz... şey... tamam..." diyerek olay yerinden uzaklaştı. neyse en azından gerizekalı olduğum için değil çalışmadığım için yapamıyormuşum diye kendimi avuttum ben de. (*)
kendisi ile henüz haşır neşir olmadığım ancak adının üst dönemler arasında tevatür olması sebebi ile yaptığım araştırmalar sonucu oğuz kayaalp'in kitabının iyi olduğunu duyduğum ders/bilim dalı.
ogrenmek diye bir sey yoktur bu derste, ezber yapmak zorundasindir.

farma sinavlarina calisirken genelde bas harflerinden kodlanarak ezberlenir ilaclar. teoriklerde siklardan birine ayni harflerle baslayan bir ilac konmussa 'en azindan sansim var ehuehuhe' diye sevindirir. baska sozlulerde denk gelir de hoca ilac sorarsa 'seyy hojam, k ile baslayan bi ilacti, gorsem tanirim...' diye gevelettirir.

yine de endiselenmemek gerekir, klinikte gordukce gerekli olanlar ogrenilecektir.
hocalar dahil olmak üzere herkesin sıkıcı bulduğu ders. bir farmakoloji hocamız var, "ders bildiğiniz üzere çok sıkıcı" diyerek slayt aralarında gezdiği ülkeleri anlatıp, sunumun aralarına kendi çektiği fotoğrafları koyar. ben o kadının dersinden çıktığımda aklımda o derste ne anlatıldığıyla ilgili bir fikrim olmazken nereleri gittiğini aradan aylar geçmesine rağmen hatırlarım. mesela birkaç ay önce girdiği derste kutup ışıklarını göstermişti, büyülenmiştim. onun dışında berlin'i, ismini hatırlayamadığım ama dünyadanın en yüksek dağlarından birinde yaptığı zorlu yolculuğu, hatta geçen yılki dersinde gittiği yerden çektiği penguen fotoğraflarını unutamıyorum. şimdi çalışırken ağlayasım geliyor, neden aklımda kalmıyor diye düşünüyorum ama sonra dersten çok kutup ışıklarını önemsediğimi fark ediyorum.
görsel
http://1.bp.blogspot.com/-pfjyc1KLx78/VqIRpsQ2CyI/AAAAAAAABt8/-3D6rhNVnFs/s320/allahC4B1mnegC3BCnahiC59Fledim.jpg
[/img_tasima]
buralarda ağlamayı bırakıp çalışmam gerek(*)
prof. dr. nurhan enginar ile başlayan farmakoloji maceranız hiçbir şey bilmiyorken farmaya bakış açınızı ciddi anlamda değiştirebilir.
hangi kitabı kullanmak daha yararlı olur merak ettiğim derstir. yeşillendirirseniz sevinirim...
okul ve uzmanlık sınavları için bazen ilaçların hangi gruba dahil olduğunu bilmek yeterliyken bazen de daha sık kullanılanlarının detaylı yan etki profilini bilmek gerekebilen derstir.
okulda kayaalp farmakoloji kitabını okumak kişiye çok şey katabilir. bu oldukça detaylı olsa da yeterli zaman ayrılıp güzelce okunduğunda kişiyi oldukça aydınlatan hatta keyif veren bir kitaptır. yazar bazen kendini kaptırır ve içinde deney hayvanları üzerinde yapılmış ilginç fizyolojik deneylerden (nuc. accumbens'ine elektrot bağlanmış farenin düğmeye basarak keyiflenmesi deneyi ilginçti mesela) şizofreninin patofizyolojisine kadar pek çok artı konudan bahseder.
beni bu sene sınıfta bıraktıracak lanet ders.ders zaten sıkıntılıyken bide hocalarınız sorunlu insanlarsa nefret ettiriyor kendinden insanı alternatif tıbba zorluyor.o yüzden bana onu sormayın...onu hatırlatmayın...unutmak istiyorum...
video