freud’un kız kardeşi – Tıbbiyeli Sözlük
görsel


goce smilevski tarafından yazılan kitap.



yine ilk olarak kitabın arka kapağındaki bilgileri paylaşayım sizlerle.



"bağlayıcı olması beklenir kardeşliğin. öyle umulur. kardeşler birbirine borçludur ya; bir soluk, bir omuz, bir teselli...



yine de düşünceler karmaşıklaşınca zihinde unutulabilir addedildiğimiz görevler.

bu kitap dünyaca üncü psikanalist Sigmund Freud'un ve onun 4 kız kardeşinin gerçekte de yaşanmış sarsıcı öykülerini anlatmaktadır. freud, 2.dünya savaşı döneminde viyana'ya girmek üzere olan hitler'in yaratacağı yıkımdan kurtulmak için londra'ya götürülür. ona londra'ya geçmesi için yardım eden kimseler yanına almak istediği insanların isimlerini bir liste haline getirmesini isterler. freud o listeyi hazırlar. eşi ve çocukları dışında eşinin ailesi, doktoru, doktorunun ailesi, hizmetçileri, hatta küçük köpeği bile vardır listede. ancak dört kız kardeşi yoktur.



freud'un seçimi kardeşlerinin kaderini nasıl şekillendirecektir?



o karanlık günlerde verilen bir sınavdır belki de yaşanalar; kardeşlikle ilgili bir sınav. belki de bir iç savaş; galibi de mağlubu da belli olmayan..."



kendi yorumuma gelecek olursam hem freudun teoremlerinin doğuşu ile ilgili bazı ipuçları hem de nazi kampları ile ilgili bazı bilgiler veren bu kitap aynı zamanda da sürükleyici dili ve düzgün betimlemesiyle sizi kendine bağlamayı başarıyor. psikanaliz ile ilgili büyük fikirler edineceğinizi sanarak bu kitabı okumaya kalkmayın ama. edebi bir roman tadında ilerliyor olaylar.

sizinle hoşuma giden bazı parçaları paylaşacağım. okuyup okumamak size kalmış, size hoş bir zaman geçirtebilir.



"karanlık bir odada, yaşlı bir kadın uzanıyor, gözlerini kapatmış geçmişteki anılarına yolculuk ediyor. üç hatıra buluyor geçmişinde; henüz hayattaki çoğu şeyin adını koyamadığı kadar eski bir zamanda, bir çocuk ona keskin bir şey uzatıyor ve 'bıçak' diyor; hala masallara inandığı o eski zamanda bir ses, ona göğsünü yırtıp sonra da kalbini söken bir kuşu anlatıyor; dokunuşların sözlerden daha kıymetli olduğu zamanda bir el yüzüne yaklaşıp elmayla yanağını okşuyor. anılarında yaşlı kadının yanağını elmayla okşayan, ona masal anlatan, ona bıçak uzatan o çocuğun ismi sigmund. gözlerini kapatmış, o anılara doğru yolculuğa çıkan yaşlı kadın ise benim, adolfina freud."





"sigmund 'bu bir ceza' dedi ve parmaklarını yumruk şeklinde sıktı. 'ben bu korkunç boşlukla cezalandırıldım.' başını yumruklarıma gömmüştü. 've neden cezalandırıldığımı da biliyorum.'

'cezalandırılmadın' dedim.

'suçumu biliyorum' dedi, yumruğuna bakıyordum. 'beni affet.'

'affedilecek bir şey yok' dedim ona. 'yaptığın hiçbir kötülük yok. iyi bir şey yapma imkanını kaçırdın o kadar. hepimiz hayatımızda çok iyi şeyler yapma imkanını kaçırıyoruz. kaçırdığımız imkanlardan hangisinin kötülüğe bir insanı yutma iznini vereceğini bilemeyiz.'

'beni affet' dedi yeniden."





"bütün normal insanlar aynı şekilde normaldir. ama her deli insan kendine özgü bir şekilde delidir."