günlük tesadüfler – Tıbbiyeli Sözlük
küçük çapta şaşırtan olaylardır.



cümle içinde ilk kez kullandığın nadiren kullanılan ve hatta türkçe olmayan bir kelimenin ertesi gün bir(abartırsak birkaç) kişi tarafından kullanılması. algıda seçicilik de olabilir bilemiyorum.
dünyada, farklı zamanlarda meydana gelecek gerçekleşmesi çok düşük olan olasılıkların yine başka bir ihtimali daha ekleyerek aynı vakit ve mekanda meydana gelmesi..



örnek, bundan beş yıl sonra hiç iletişim kurmadığınız bir arkadaşınızla rusya'nın `vladivostok` şehrinde karşılaştınız.. çok ilginç değil mi..

oysa ki muhtemelen senin `kızıl`,`ulan batur`, `st. petersburg` şehrinde o an olma olasılığın da vladivostokla eşitti...

ama arkadaş vladivostokta, sen ise ulan batur da olsan o an bu değerli ihtimal asla düşünülmeyecekti... halbuki bu da bir tesadüftü aslında..
Bulunduğun şehirdeki gözlemevi projesinin başkanı hocanın konferansına gittikten sonra, aradan birkac ay geçince alakasız bir uçuşta aynı uçakta karşılaşmak. Böyle insanlarla muhabbet bi ayrı oluyor
Geçen sene sabah okula gitmek için bir minibüse binmiştim. Minibüse benden sonra bir çocuk bindi. Bizim üniversitenin durağını söyleyerek parasını uzattı. Öğlen dersim bitince eve dönmek üzere rastgele bir minibüse bindim. Minibüs hareket edince şöförün aynı kişi olduğunu fark ettim. Dahası minibüs az ilerledikten sonra sabahki çocukta minibüse bindi. Üstelik sabahta dönüşte de minibüsteki aynı koltukta oturmaktaydım. Aynı gün içersinde yaşadığım en büyük tesadüf buydu.
Rüyamda hemşirenin serviste yatan bir hastanın ex olduğunu söylemesi ve böyle bir kabustan uyandıktan sonra aynı hastanın o gün içinde ex olması.
nasıldı biliyo musun?

böyle oturduk, çok da güzel böyle ortamımız var.

bi arkadaş dedi ki, geldi dedi ki, "çok güzel keyfimiz var"



aeeğg tam kapı çaldıı.



nişantaşındayız biliyo musun? böyle çok da böyle göbek bi yerdeyiz. evdeyiz, şekiliz böyle. heığ tabii.



ondan sonra kapının birisi çaldı.



grand tuvalet böyle, böyle beyefendi gayet.

biz şimdi şeyiz ya biraz paçozuz falan.

herkes böyle ayağa kalktı.

ben de misafirim ehueuğuu...

herkes böyle tabi eyvallah dedik. önümüzü kapattık falan.



adam kalktı, geldi. oturdu.

şeylerimizi içtik. bi daha içtik.

adam bize dedi ki "ya" dedi, "bunlari mi içiyosunuz?" dedi ya.

aynen bak.

"siz bunları mı içiyosunuz?" dedi.

"ben" dedi "bekleyin" dedi. "atın bunları" dedi ya. "gerek yok" dedi. biliyon mu? "gerek yok gerek yok" dedi.

"ben" dedi "biraz sonra size gelicem" dedi.



biz de kafamız da güzel. nası güzel.

o kadar güzel ki,

o kadar güzel ki,

nasıl böyle.



adam çıktı gitti.



biz de bekliyoruz ki adam nasıl gelcek?



ama bizim kafamız nasıl güzel biliyo musun? o biçim o kadar güzel. bak o kada...



başkan bi dinlesenee! eagğgggg, bak bak bak bak bak!



bizim de kafamız nasıl güzel biliyon mu? adam da dedi ki...

yağğğ adam bize...

çıktı gitti mi? çıktı gitti.



biz de dedik ki ulan dedik bu adam dedik ne içiyo acaba?

çünkü bizim kafamız çünkü çok güzel biliyo musun?



biz bekliyoruz hala, adam gelicek.

dedi ki: ben size güzelliği getiricek falan diye.



aradan yarım saat geçti.

kapının zili çaldı mı? çaldı.

zınnkkk.



adam kapıyı açtı. biz zili açtık.



biz de bekliyoruz adam getirecek.

güzel bişeyler getirsin diye.



adam ne dese bize?

"ayakkabılarımı burda unutmuşum" dedi.



yarım saat yalın ayak gezmiş.



biz de bekliyoz yani kamili.



https://www.youtube.com/watch?v=-dIvdJX8O8o
İstanbulda toplu taşımada komşuyla kel alaka bir yerde karşılaşmak.



Benim için zirvede bu vardır.