hasan sabbah – Tıbbiyeli Sözlük
haşhaşiler tarikatının kurucusu.



Nizamülmülk, ömer hayyam ve melikşah ile aynı dönemde yaşamıştır.
Cennet vaadiyle gözünü kırpmadan ölüme giden bir koyun sürüsünün çobanıdır. Müslüman dünyası için sıradan hikaye.
Ramiz dayının ağzından:



Hassan Sabbah’ı bilirmisin? Hasan Sabbah yalçın bir dağın tepesindeki bir adam.Kartal yuvası bir kalede oturuyor. Alamut kalesinde. Krallıkları deviren adalet dağıtan, dehşet saçan bir adam. O zamanın Selçuklu Sultanı Selahattin bu Hasan Sabbah’ın peşine kelle avcılarını göndermiş. Hasan Sabbah’ın kellesini istemiş. Gel zaman git zaman Hasan Sabbah’ın elçisi Sultana gitmiş saraya.Elçi gelmiş, Demiş ki, “Sultana bir lafımız olacak”

Sultan “Buyur söyle” demiş. Elçi bakmış şöyle, Demiş ki “Bu kalabalık olmaz”. Sultan kalabalığı göndermiş. Elçi demiş ki “bu korumalar da gitsin lafım sana” demiş.



Sultan iyice merak etmiş korumaları da göndermiş.O zaman elçi sultanın yanındaki iki kölemen korumaya bakmış.Demiş ki Onları da gönder. Sultan demiş ki;”Onları göndermem, onlar benim oğullarım, en çok onlara güvenirim. Biz üçümüz bir kişiyiz” demiş.Hadi söyle yahut ta git.

O zaman elçi o iki kölemen korumaya dönmüş demiş ki. O zaman Demiş ki “size kılıçlarınız çekin ve hükümdara kıyın desem ne yaparsınız?” İki adam tereddüt bile etmemiş, “Emrin olur” demiş.Bunun üzerine elçi arkasına bile bakmadan çekip gitmiş. Ertesi gün Sultan Selahattin Hasan Sabbah’ın peşine gönderdiği kelle avcılarını geri çağırmış.
İnsan yapısını,onların inaç mekanizmasını gayet net çözümlemiş, aşırı zeki bir adam olarak görüyorum Hasan Sabbah'ı. Azıcık haşhaşla adamlarına kafa buldurup Alamut'ta kurduğu cennetinde bir gece geçirten, daha sonra da bu cennetin anahtarı bende deyip adamlarına türlü şeyler yaptıran biridir. Dönemini altüst etmiş, dünyayı fedaileriyle epey bir zorlamıştır.