hastanede arapça tercüman istihdamı – Tıbbiyeli Sözlük
türkiye'de yapılan en yanlış uygulamalardan biridir. bu mesleğe sahip arapça tercümanlarına diyeceğim bir şey yok. okumuş öğrenmişsiniz, saygım vardır, fakat yurtdışından gelen ve entegre olmayan türkçe öğrenmeyen göçmenlerin keyfi olsun diye ulusal haysiyetimizden ödün vererek sanki arapça bilmediği için ayıp eden taraf bizmişiz gibi olması kadar aptalca bir durum yok. en fazla ingilizce tercüme hizmeti verilebilir. o da dünya çapında bir dil olduğu için.
arap göçmenler türkiye'deki hastaneleri öyle hor kullanıyorlar ve o kadar terbiyesizler ki hastaneleri otel gibi kullanıyor, biz türk doktorlarına köle gibi davranıyorlar, arsız arsız sırıtıyorlar.
ankara'da belli başlı hastanelerde öyle çok suriyeli yoğunluğu var ki öncelikli olarak vergisini ve primini ödeyen, ülkesi için çalışan türk vatandaşı için kurulmuş bu hastaneler ful yabancılara çalışıyor.
tabii ki sağlık hizmeti herkese eşit verilecek ama bu şekilde değil. burası türkiye ve türkiye'de türkçe konuşulur! ben bir türk olarak ülkemde arapça bir tercümanla iletişim kurmak zorunda değilim. fakat göçmen türkçe öğrenmek zorunda. yapamıyorsa en azından ingilizce bilecek. kimisi de ingilizce bildiği halde bilmiyormuş numarası yapıp arapça tercüman istiyor. böylesine şımartılmışlar.
suriyelilerin ülkelerine mutlaka ama mutlaka geri gönderilmeleri şarttır.
--
Edit. Şunu da ekleyeyim. Almanya ve Avusturya'da üniversite hastanelerinde 1er ay staj tecrübemde bu hastanelerde türk, yugoslav, rus başta olmak üzere yabancı hastalara yönelik tercüman diye bir şey görmedim, duymadım (varsa bile parasıyladır-devletin böyle bir zorunluluğu yok oralarda). Hekimler En fazla ingilizce konuşuyorlardı. Belki de biraz alman ekolünde düşündüğüm icin bu şekilde bakıyorum bu olaya. ama görüşümde halen ısrar ediyorum...
--
edit2. entrymin ana metninde de yazdığı gibi suriyelilere sağlık hizmetinin eşit verilmesine asla karşı değilim. benim düşüncem mütercim-tercüman hizmetinin sağlık hizmeti kapsamında değerlendirilemeyeceğidir. hasta doktora gittiği andan itibaren zaten tabii ki sağlık hizmetini eşit olarak alır -ki ben de dahil kimseye böyle bir ayrımcılıkta bulunmadım, bulunmam-. burada farklı bir şey anlatmaya çalışıyorum, bunun siyasetle ilgisi yoktur. hem madem bu kadar eşitlikçiyiz peki bakın, kendi vatandaşımıza geçenlerde yılbaşından itibaren "sgk primi öde(ye)miyor" diye neden sağlık hizmeti verilemeyecek kararı çıktı. devlet kendi vatandaşı sağlık hizmeti alamaz dedi. hastaneye giderse geri çevrilsin dedi. bunun nesi hipokratla veya hadi onu geçtim sosyal devlet ilkesi ile bağdaşıyor. lütfen arkadaşlar. lütfen...
Turkiye’de yapilan az sayidaki dogru uygulamalardan biridir.



Sebebi her ne olursa olsun, hasta ile en temiz ve dogru iletisimi kuracak bicimi yakalamak hem etik hem de resmi acidan elzemdir. Amerika’da çince’nin Mandarin lehcesi ile konusan ve ingilizce bilmeyen, 80 kusur yasinsaki adamin hikayesini almak icin Bile tercuman istemek zorundasiniz. Oglundan veya kizindan bile ceviri yardimi isteyemezsiniz normal sartlar altinda. Ne yapacaksiniz bu adam gelince, tedavi etmiyorum mu diyeceksiniz? Bu ornegi uydurmuyorum, direkt olarak usmle sorularindan alintiladim. Verdigin ornek farkli bize gelen araplar farkli diyebilirsiniz kendinizce, ancak bu siyasi bir gorus. Hastaneye ulasabiliyorsa o adam/kadin yalnizca hastadir artik.



“Ingilizce evrensel dildir bilmek zorundasiniz” demek gibi bir romantikligi ne saglik sektoru kaldirir ne de insanlik.



Siyaseten bu tarz hastalara turkce ya da ingilizce ogretilmesi konusunda ben de hemfikirim ancak bunun yeri hastaneler degil. Dolayisi ile arapca tercuman istihdami son derece dogru bir karardir.
Bakmak zorunda olduğumuz ve artık bir ülke gerçeği olan anadili arapça olan hastalar için yapılan uygulama.



özellikle ilköğretim çağında çocukları olan aileler birkaç ayda türkçe öğretilebilen çocukları ile hastaneye gelerek iletişim sorununu çözebiliyor ama yaşlı hastaların yanında kimse olmadığı için ne doktor ne de hasta istediğini anlatabiliyor. bazen telefonla birilerini arayıp veriyorlar o da kulaktan kulağa gibi işkenceye dönüşüyor.



palyasyon amaçlı yapılmış güzel bir uygulama. tabi ki gönül ister mülteciler ülkelerine dönsün ama yakın gelecekte maalesef bu mümkün gözükmüyor.
Tababetle bağdaşmayan nefret ve düşmanca duygularla dile gelen; meslektaşımla tartışmaktan ar edeceğim konudur. Sağlık hizmetinin başladığı yerde siyaseti bırakın. Lütfen.
gereksiz, saçma bir uygulama. eğer sağlık hizmeti verilen yer sığınmacı kampı olsaydı, suriyeli sığınmacıların türk doktorlarla insan hakları namına tercümanla anlaşması şüphesiz kabul edilirdi. ancak anladığım kadarıyla bu uygulama türkiye'nin çeşitli yerlerinde uygulanıyor. aslında sorgulanması gereken şey; sığınmacıların istanbul'da, ankara'da vesaire yasa dışı şekilde vergi ödemeden yaşayıp türklerin ödediği vergilerle çoğu imkandan yararlanabilmeleridir. bu imkanların başında sağlık hizmeti gelir. gerçi azıcık da olsa yurttaşlık bilgisine sahip bir milletimiz olsa ''vergi mükelliflerinin parasıyla nasıl olur da mülteciler ücretsiz sağlık hizmeti alır?'' diye bu işin üstüne gidilirdi.