hastanede karşılaşılan gülümseten olaylar – Tıbbiyeli Sözlük
bu hastaneler hep kötü değil

karşılaştığınızda aklınıza geldikçe gülümsemenizi sağlayan, insanı işine ısındıran ponçik olaylardır.



birincisi:

bir öğle arası bir arkadaşımla yemekten dönmekte iken önümüzü elinde kağıt olan bir beyefendi kesti ve hemen tokalaşmak için elini uzatarak konuya girdi.

"size sarılabilir miyim?"

biz eli elimizde "ha?" diyemeden devam etti.



"bir sonuç bekliyordum. temiz geldi, biraz önce öğrendim. gördüğüm ilk kişiye sarılacağım. dedim." tabi ki hemen bir küçük sevgi yumağı olup; "geçmiş olsun." dedik. teşekkür etti ve gitti. biz o gün komple sırıttık sözlük. umarım o da hala en az o günkü kadar mutludur.



ikincisi:

tüpü çekilecek bir hasta var. yaşlı bir teyzemiz, birazcık da korkuyor. asistan abi tüpü çekecek, biz de takılışını göremedik en azından sökülüşünü görelim, izleyelim dedik.

asistan abi gerekli işlemi anlattı. tutun nefesinizi dedi, tüpü çekip hemen attı dikişi. üç saniye falan sürdü. teyze derin bir nefes alırken, abi "zannediyorum ki çok acıtmadım." dedi. teyze de "yok, hiç acıtmadın... sizi öpebilir miyim?" deyip bi de öpücük kondurdu yanağına.



ya dedim ben bu meslek için doğmuşum.

iyi inanlar iyi ki varlar..
Kc komasinda bilinci gidip gelen bir hasta vizit sırasında gruptan bir kıza tekme attı , kız diyorki bu adamda çok rahat ya hocam, hoca dahil tüm grup kırılıyor gülmekten bu sırada diğer hastanın yanında duruyorum ben de , diğer hasta da baya kahkaha atarak gülüyor olanlara ve sırtıma yumruk falan atmaya başladı sanırım yakınlık hissetti ve sevgi gösterisi yaptı ben de şaşkınlıktan gülmeye devam ettim hala geyiği döndükçe gülüyorum.
Hasta ve yakınlarıyla başa gelen komik olaylar.



Geçen hafta serviste yoruldum hasta yakının yanına oturdum koridordaki sandalyelerde. “Baksana kızım” cümlesini duyunca direk amca bana birisini aratacak moduna geçtim ama amca kulaklığını takmış facebooktan bana yavru keçi videosu izletme derdinde.



Amca: baksana kızım keçi hopliyu çocuğun üstünden

Ben: aa ne şeker keçi

Amca: hey gurban olduğum allahım

Ben: aa keçiye bak köpek yavrusu gibi aynen

Amca: sen büyüksün allahım

Ben: tabi yavru hayvanlar çok tatlı oluyo

Amca: allah neler yaratıyor kızım

Ben: tabi

Amca: çok şükür

Ben: tabi tabi....
hemato servise aldığı rt nedeniyle rektal kanaması olan bir kadın hasta yatmıştı. es almak için. çok soru soran da bir kocası vardı. kocası hocanın ters bir anında soru sorunca baya gerginlik olmuştu hatta. kadının sistem sorgulamasında kocadı olan amca sen niye böyle gereksiz sorular soruyorsun diye bana da sinirlendi, ben sakin sakin açıklamaya çalıştım nedenini. neyse ben dosya doldurmak vs için odalarına girip çıkıyorum, bir yandan visite yetiştirmeye çalışıyorum işleri, bir yandan soru yağmuruna tutuluyorum. elimden geldiğince plt şu demek, hb kırmızı kan oluyor vs falan diye anlatıyorum. yanlış birşey anlatmıyım, öğrenciyim siz yine tekrar doktorunuza sorarsınız diyorum. bir süre sonra o amca sonra özür diledi benden sinirlendiği için. en mutlu eden de şu oldu taburcu olurlarken amca elimi tuttu dedi ki (hatırladığım kadarıyla), yaklaşımın, tavrın için çok teşekkür ederim, ailen seni böyle yetiştirdiği için onlara da teşekkür ederim.

ahın şahım birşey yapmamıştım ama o an baya şaşırttı beni çok da mutlu etti sağolsun.
Çoğu zaman hüzne boğan olaylarla iç içedir.



Bir hastaya nikah şahidi oldum, (o an kimseyi bulamadılar)

aynı hastayı morga gönderdim.
Çocuk psikiyatrisi polikliniğinde bir annenin "hocam bizim çocuğa konçerto verir misiniz?" Dediğini hatırlıyorum. Gülmemek için dilimi yanağımı ısırdığımı da.
Bir büyüğüm tarafından anlatılan olaylar bütünüdür ama en dikkat çekeni şu şekildedir :

“Ya bir amca vardı her gün acile gelir bi kendini gösterirdi. Bir gün ilaçları biterdi, bir gün başı ağırırdı, bir gün tansiyonunu ölçtüresi gelirdi ama mutlaka günde 1 defa hastaneye uğrardı. Geçenlerde 5 gün kadar amcayı göremedik, sonra yine acilde amcayı gördüğümde dayanamadım çevirdim önünü ve şöyle bir diyalog geçti aramızda;

+ Amcacım nasılsın, neyin var?
- Sağol evladım, tansiyonuma bi baktırıvereyim dedim.
+ amca 4-5 gündür yoktun ne oldu?
- Oğlum sorma çok fena hastalandım, bi 4-5 gün evde iyice dinlendim.
+ ?!?!?!?!? “
1 haftadır yoğun bakımda takip ettiğimiz onkoloji hastası teyzenin bir gun sabah vizitinde servise çıkarıldığını görüp gün ışığıyla dolu odasından bize günaydın demesi :)
dâhiliyede geriatri servisinden hasta alınmıştır. geriatri rotasyonu tek gündür ve o gün hasta sunumu yapılacaktır; dolayısıyla hastanın sunumunun 2 saat içinde hazır olması gerekmektedir.

sabahın köründe odaya girilir. tanışılır.

merhaba isminiz x değil mi, ben stj. dr necdet sizle şikâyetleriniz hakkında konuşup sizi muayene edeceğim.

geriatri kliniğindeki hastalar genellikle kompleks hastalar, dermatolojik ve psikiyatrik problemleri bir arada barındıran; kalpten nefrodan tutun ortopediye romatolojiye kadar geniş bir hastalık yelpâzesiyle yatışı yapılmış hastalar oluyor. bir de hastaların irritabl, depresif, sıkılgan hâlleri tabloya eklenince anamnez güçleşiyor.

bizim hasta 10 yıl öncesinden romatoid artrit tanılı, crp yüksekliğiyle gelmiş. yatış şikâyeti belirtmiyor. dosyada da bir şey yok. crp yüksek o nedenle geldim diyor. ne şikâyetin var diyorum yok diyor.

haydaa. stajyer anamnezi neredeyse tamâmen semptomatolojik olmalıdır, epikriz yazar gibi öykü istenmez. rutin olan şey hastanın bir iki geliş şikâyeti vardır sen onları başlangıç zamânından yatışa kadar evirir çevirir ayırıcı tanıya uygun bir şekilde sorgulayarak ifâde edersin. crp'yi ne yapalım?

neyse hasta yaşlı erkek, uykuya meyilli, kooperasyonunda da problemi var. bilinç yerinde ama yanıt vermede ve algılamada problemler yaşıyor. kesin psikiyatrik şeyler de var bu hastada dedim, anamnezde sıkıntı yaşıyor tam o sırada hasta yakını da lafa girdi.

sık sık düşüyor dedi. düşmekten şikâyetçi dedi. hâlâ var mı dedim, evet. ilginç, benim anamneze semptom belirtmem gerek ne soralım? hasta yakını teyze devrede.

ilk kez ne zaman oldu bu? 3 yıl oluyor.
ne sıklıkta düşüyor? önceleri birkaç ayda bir kez düşerdi sonra sıklığı arttı.
denge kaybıyla mı oluyormuş? yok. baş dönmesi? yok. bacak ağrısı, zayıflama? yok.
gibi gibi sorular devâm ediyor.
psikiyatrik-nörolojik şeylerle de ilişkilendirmeye çalışıyorum. nasıl bir his oluyor düşerken? hasta devreye girdi, ayakları birbirine dolanıyormuş, düz yolda bile ayakları birbirine takılıyormuş.
nasıl bir takılma oluyor târifler misiniz?
derken hasta yakını teyze âniden sözü aldı.

- düşünce top gibi yuvarlanıyor. düz yolda yuvarlana yuvarlana top gibi hop hop gidiyor.

bir de eliyle gösteriyor böyle top gibi.

teyze o an hastâne yaşantımın en empresyonist şikâyet betimlemesini yaptı. el hareketleriyle de kombinlediği betimlemeleri sabahın köründeki tüm ciddîyetimi bozdu. mimiklerimi kontrol etmek için ekstra çaba sarf ediyorum. birkaç sâniyelik rahatlama periyodundan sonra düşme şikâyetinden devâm ettim. hiçbir şikâyetim yok diyen hastanın, anamnezin ilerleyen zamanlarında hâlihazırda ağır depresyona bağlı problemleri, gün boyu devâm eden uykuya meyli, hâlsizliği, iştahsızlığı, nefes darlığı, ayakta şişliği, kaşıntısı pek çok devâm eden şikâyeti çıktı. ra'ya bağlı semptomları kalmamış sâdece. onun dışında pek çok yakınma var. benim anamnez bulamaç oldu bele geriatrinin içine soxum. hiçbir şeyi birbiriyle ilişkilendiremiyorum, derken elimde yalnızca düşme şikâyeti ön planda var. psikiyatrik ve megaloblastik anemi-b12 düşündük. dönüp dolaşıp top gibi yuvarlanma mevzûsuna gelince, içten bir sırıtma geliyor anamneze kendimi veremiyorum.

muayene nizâmî geçti fakat tamamlayamadım anamnezi. hocaya sunsam, "hasta düşerken top gibi hop hop yuvarlanıyormuş" desem ne olurdu acaba? mâlûmunuz, tıbbî terminolojiden arındırılmış, ekserîyetle hasta ve yakınlarının ifâde ettiği şekilde istiyorlar öyküyü. meslekî yaşantım boyunca bir ikinci kez, düşerken top gibi hop hop yuvarlanma târifi duyar mıyım, sanmıyorum.
Genel cerrahi servisine 60 yaşlarında bir erkek hasta kolon kanseri şüphesiyle yatırıldı. Benim hastam değildi ama yine de merak edip kısaca baktım hastaya. semptomlara ek olarak Radyolojide kitle benzeri bir görüntü de göze çarpınca ameliyata alındı. Ameliyattan sonra hastanın yanına gittik:
+Merhaba harun bey, nasılsınız?
(Eşi hemen söze atılır)
-aman yavrum siz sakın amcanız gibi yapmayın.
+ Ne konuda teyzecim?
-yavrum çok nar yerdi ondan böyle oldu.
+nasıl yani?
-kızım günde 5 kilo nar yerdi. O kadar fazla nar yemeyin aman diyeyim evladım.

Sonradan öğrendik ki hastada tümör sandıkları şey taşlaşmış halde nar çekirdekleriymiş(*) hastadan kocaman nar çekirdeği kümesi çıkartmışlar. Neyse tümör olmadığı için herkes mutlu oldu hikayenin sonunda. Yüzümüzde gülümsemeyle odadan ayrıldık. Ah be amca napmışsın sen (*)