ingilizce – Tıbbiyeli Sözlük
başta ingilizler olmak üzere dünyada 508 milyonun resmi olarak konuştuğu dil. dünyada en çok konuşulan 2. dil. ayrıca ingilizcede en fazla anlamı olan kelime 16 farklı anlamıyla "get" kelimesidir.
ülkemizin eğitim kurumlarında verilen vasat bile olamayan eğitimler, ne idüğü belirsiz bir eğitim sistemi, ve kendini geliştirmek için zerre çaba harcamayan hoca bozuntuları nedeniyle birçok ülke gencinin hayata dünyadaki rakiplerinden çok daha geride başlamak zorunda kaldığı evrensel iletişim aracı.
Birçok Türk gencinin öğrenmeye çalışıp da bir türlü öğrenemediği dildir. Bu patolojinin nedeninin okullardaki yabancı dil eğitiminin yetersiz ve neredeyse tümüyle yanlış oluşundan kaynaklandığını söylemek zor olmasa gerek. Hemen bir örnekle süsleyeyim, benim ingilizce derslerime 4.sınıftan 8.sınıfa kadar Türkçe öğretmeni olan sınıf öğretmenimiz girdi, varın gerisini siz düşünün artık...
ingilizlerin dili. tarihi üç evrede (eski, orta, modern) incelenir. ama aslında bir kez büyük bir değişime uğramıştır. 1066 yılından önce ingilizce almanca'ya ve vikinglerin eski nors (old norse) diline benzer bir cermen dili iken, bu tarihten sonra anglosakson reisi harold ile fransızca konuşan normanlar arasında cereyan eden hastings savaşının ardından fatih william (william the conqueror) önderliğindeki norman istilasının etkisiyle fransızca ve fransızca yolu ile latince kelimeleri haznesine doldurmuştur. bugün belki de dildeki kelimelerin -80 kadarı fransızca ve latince kökenli sözcüklerden gelir.

orta ingilizce'de bazı cermanik gramer öğeleri korunuyordu. mesela almanca'da ikinci şahıs çekim eki olan -st (du bist, du hast'taki), orta ingilizce'de "didst thou do it" gibi cümlelerde varlığını sürdürüyordu.
ancak daha sonra bütün bu çekim ekleri üçüncü şahıstaki -s takısı hariç kayboldu. o -s takısı da -th şeklinden gelir. mesela he gives "he giveth" şeklindeydi (almanca'daki "er hat"'taki -t eki ile aynı köken).

sonuç olarak 18. yüzyıldan itibaren britanya'nın bir dünya gücü olması ve ikinci dünya savaşından sonra artan amerikan etkisi ile ingilizce, beğenelim veya beğenmeyelim, bugün dünyanın her yerinde kabul görmüş ortak bir anlaşma dili haline gelmiştir.
Sözlüklerde bu dil genelde üç aksana ayrılır. Amerikan, british ve avusturalyan. British ingilizce tertemiz seslendirilen bir aksandir. Dizilerini filmlerini anlamlı ölçüde anlarsınız çünkü okullarda verilen bu kuralli ingilizcedir. Bana yazıldığı gibi okunuyormus gibi gelir. Ama öte yandan bir amerikan dizisini izlerken allah yardım etsin, alt yazı olmadan o konuşmayı sökmek çok zor.
Yok abi ielts/toefl geçmek İngilizce filmleri anlamakla alakası yok. Dil; canlı, yaşayan kendini yenileyen bir şey. Dilin içinde yaşamayınca olmuyor. Ah ulan ah şu dili kesinlikle halletmem lazım. Bu yarım yamalak İngilizceyle you carried man deniliyorsa Allah'ın verdiği bu sunum yeteneğini İngilizce'de de kullanmak için çok akıcı olmam lazım ağlayacam ya.