Hasta ve hasta yakınları tarafından istifra etmek yerine sıkça yanlış kullanılan fiildir. (bkz:Kusmak)
an itibari ile aldığım karardır.
acil pratisyeni olarak neredeyse dokuz aydır çalışmaktayım. üç ay sonra iznimi de kullanıp istifa edeceğim.
peki "ben burada en az iki sene çalışırım" diyen bir insan neden istifa eder?
1) acilde çalışmak çok ama çok stresli bir iş. her yere yetişme çabanız asla bitmiyor. uyurken bile bitmiyor. az biraz yoğun dönemlere girince ben uyurken bile hasta bakıyorum. yorularak uyanıyorum. bedensel yorgunluğunuz postnöbetlerde uyuyarak geçse de mental yorgunluğunuz geçmiyor. belki de psikiyatri hastası olan saçma insanlarla yaptığınız tartışmaları sinirlenerek defalarca tekrar yaşıyorsunuz.
2) özellikle bu covid döneminde arttı şimdi bahsedeceğim durum. ben günde neredeyse 100 hasta bakarken bir sevk için 5,5 saat telefonla konuştum. 5,5 saat sonunda sevinçle meslektaşımı aradım. çünkü o bir önceki gün 11 saat uğraşmıştı. nasıl bir memlekettir burası, her yer mi böyle bilmiyorum ama ben ilk defa tırnak uçlarıma kadar yorgun olduğumu hissettim.
3) bu uzmanlar hayrına mı tutuyorlar icabı bilmiyorum. aradığım zaman "ya bunun için mi aradın?" denmesinden bıktım. açtığım konsları "ya puanım düşecek ben evdeyim. iptal et onu" denmesinden bıktım. en uzak iki ucu arasında gidişin en fazla 5 dk sürdüğü ilçede hastanın tetkiklerini, fotoğraflarını wp tan atmaktan bıktım. "bu hasta benlik değil" denerek aynı kişileri 3. 5: defa aramaktan bıktım. birbirlerine top atmalarından bıktım. günde on hasta bakıp şaka yaptığını sanarak ben 60. hastama bakarken abartmayın denmesinden bıktım.
4) sırf sadece iş yerinde değil dışarda da bi kaç kez denk gelip görüştük diye rapor talep edilmesinden bıktım. hayır demekten, doğru olanı yaptım diye insanlarla kötü olmaktan bıktım.
5) mesai saatlerinde bile kendi alanlarına giren hastaları randevusuz bakmıyorum diyerek acile yönlendirmelerinden bıktım. eve geç kalacağım bu hastanın kanları çıkmaz, siz bakın diye hasta gönderilmesinden bıktım.
6) artık yıllanıp hastaneyi kendi malı gören personele laf anlatmaktan bıktım. hemşireye neden ekg istediğimi açıklamaktan, röntgen teknisyenine extremite için de anjiyo bt çekilebileceğini anlatmaktan, taşıma personelini sağda solda aramaktan bıktım.
pratisyenlik bu işin şamar oğlanlığı tamamen. acil yol geçen hanı zaten. zamanımı doldurup aylardır hak ettiğim 20 gün iznimi de kullanıp "2 sene çalışmayı planladığım ilk iş yerimden" zor bela ilk senemi tamamlayıp defolup gideceğim. allah kalanların yardımcısı olsun. henüz mezun olmayan kardeşlerime gelince, evet tecrübe güzel bi şey ama altı ay yeter de artar bile. mümkünse tus çalışın arkadaşlar. mümkün değilse de çalışın. olmuyorsa da umarım sizler daha güzel yerlere atanırsınız.
edit 7: acildeki hasta için mavi kod vermeye çalışan, entübasyon için teknisyeni çağıran anestezi uzmanı.
8: eve erken gideceğim diye 4,5 hmg li çocuğu polden acile gönderen, 7 günlük bebeği topuk kanı 14 diye acile gönderen pediyatri uzmanı.
9: kardiyolojinin başladığı spironalakton nedeniyle hiperkalemiye giren hastayı danıştığımda "kardiyoloji yaptığını temizlesin" diyen ayı dahiliyeci.
üç ayda ne kadar uzayacak bakalım liste.
10) 2 cm shift yapmis 5 cmlik epidural kanamaya "ben acil cerrahi dusunmuyorum" diyen beyin cerrahi.
11) hastanede dahiliye ve gogus hastaliklari uzmanlari varken pandemi polune acil pratisyenlerinin bakmasi. Yatan hastaya order verme yetkimiz olsa servisi de bize verirler eminim.
12) aniden titremeye baslayan pandemi hastasinin yanina girmeye korkan hemsirelerin mavi koda basmasi. Mesai saatlerinelde olmamiza ragmen hastanemizde mavi koda acil ekibinin cikmasi.