iyiniyet kavramı – Tıbbiyeli Sözlük
İyiniyet ilkesi, Medeni Kanunun 3. maddesinde düzenlenmiştir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Medeni Kanunun ilk yedi maddesinden oluşan başlangıç hükümleri, sadece Medeni Hukukta değil, tüm özel hukukta uygulanacak temel ilkeler niteliğindedir. Burada ele alacağımız iyiniyet ilkesi de Özel Hukukun bütün alanlarında uygulanacak temel ilkelerden biridir.



İyiniyetin Tanımı

İyiniyet ilkesini düzenleyen MK. m.3'te,

"Kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır.

Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz."

biçiminde bir düzenleme yer almaktadır. Bu maddede sözü edilen iyiniyet, "BİR HUKUKİ SONUCUN DOĞMASINA ENGEL OLAN BİR DURUMUN VARLIĞINI BİLMEME VE BİLMESİ DE GEREKMEME" şeklinde tanımlanabilir. Kanun metninde geçen ve tanımda da yer verdiğimiz hukuki sonuç ifadesi, bir hakkın kazanılmasını da kapsayan ancak bununla sınırlı olmayan anlam taşımaktadır. Örneğin tapudaki kayıt yolsuz olsa bile, bu kayda güvenerek bir taşınmazı satın alan kişi, mülkiyet hakkını kazanır. Burada iyiniyete bağlanan hukuki sonuç, bir hakkın (mülkiyet hakkının) kazanılmasıdır. Evli olan bir kimse, bu evlilik sürdüğü müddetçe, ikinci bir evlilik yapamaz. Yaparsa ikinci evlilik kesin geçersiz sayılır ve butlan davası ile ortadan kaldırılır. Ancak, Medeni Kanunun m.147/3. fıkrasına göre, evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlilikte diğer eş iyiniyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez. Burada, iyiniyete bağlanan hukuki sonuç bir hak değildir; iyiniyete bağlanan, butlan davasının açılamaması şeklinde bir hukuki sonuçtur.