korkuyu beklerken – Tıbbiyeli Sözlük
''Acaba, yarım bıraktığım kitapların kaçıncı sayfasında kaldığımı hatırlayabilecek miydim? Acaba, bir zamanlar şu ay meselesi yüzünden sevmediğimi düşündüğüm tabiatı, sever gibi olmuş muydum hiç? Acaba, ağaçtan, ottan ya da uçamayan böceklerden filan bir yerden sevmeğe başlamış mıydım? Bir yerden sevmeye devam edebilir miydim? Çünkü sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar? Bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde.''



(bkz:oğuz atay)'ın romanlarından hiç de geri kalmayan yine o kendine has hüzünlü ve yalnız mizahıyla dolu öykü kitabı. içerisinde sekiz farklı öykü bulunuyor. içlerinden en sevdiklerim beyaz mantolu adam, unutulan, korkuyu beklerken ve babama mektup oldu. özellikle de beyaz mantolu adam, çok sade ve çok yaralayıcı bir öykü. bazı öykülerinde tıpkı black mirror bölümüymüşçesine yüzünüze bir bardak su çarpıyor sanki yazar.bu kitabın kahramanları olarak toplumdan dışlanan, yalnız insanları görüyorsunuz. yazarın son cümlesi ise çok çarpıcı ''ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?''. bu cümlenin sebebi kendisi hayattayken hiçbir kitabının ikinci baskısını görememesiymiş. işte buradayız oğuzcuğumuz atay, bu başlık altında seni yazıyor çiziyoruz. en sevdiğim yazarlardan biri olan oğuz atay'ın çok sevdiğim, cümlelerin her birini sindire sindire okumaya çalıştığım kitaplarından biri oldu. bu incelikli hediyesi için (bkz:@pax atomica)'ya teşekkür ediyorum, ve bir miktar gecikmiş bir inceleme yazısı olduğu için de özür diliyorum aynı zamanda. birkaç alıntı daha yaptıktan sonra entrymi noktalıyorum efendim.





''Ben! Diye bağırdım bütün gücümle. Sonra adımı tekrarladım birkaç kere. Ben, burada gizli bir mezhebin kurbanı olarak bir saksı çiçeği gibi kuruyup gidiyorum. Ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi, kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır (dostlarının değerini bilmek için.)

İşte tek başıma yıkılmış durumdayım.''



"Acaba iyi bir şeyler olacak mı? Hayır dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı..."



“Heyecanlarımı hep gelecekteki günler için saklamıştım; babam öldüğü zaman bile yeteri kadar üzülmemiştim, mezarın başında küçük ayrıntılara takılmıştım. Bir ağacı, bir kuşu filan seyrederken değil, düşünürken sevmiştim.”