mehmet birhan yılmaz – Tıbbiyeli Sözlük
Cütf. Nin kardiyoloji bölüm başkanı.sevmeyeni pek olmayan dersleri zevkli ekgyi güzel anlatan bir hocamız.sadece kopya tedavilerle yetinmeyip somut akademik çalışmaları olan bi çok kez ödül almış hocamız.objektif bi gözle baktığımızda kendisi ve ihsan hoca harici tüm fakülte hocaları çöptür(bilgi birikim anlamında konuşuyorum yoksa insani olarak doktorluk olarak iyi hocalar var)
Sanırım ben kendisini pek de sevmeyen azınlıktanim.



Basta belirteyim, hiçkimseyi tamamen eleştirmek ve yerin dibine sokmaya çalışmak gibi bir amacim yok, haddim de değil. Ancak madem sözlükte konusu açılmış, hala kabullenemedigim ve üzüldüğüm birkaç ufak noktayı da kendisinin sahsinda degerlendirerek paylasmak istiyorum. Mesele benim gözümde şahsi bir mesele değil, zaten yazı okununca anlaşılacaktır.



Birhan hocamiz, pek çok kongrede speaker bulunan, çeşitli global yayınlarla ve en son ACC üyeliği ile hem kendi ismini hem de sivas ve turkiyeyi dunyaya duyuran, epey basarili ve nadide bir kardiyolog ve bilim insani olmakla birlikte; ne yazık ki kendisine olan sempatim okul yıllarımda intornluk de bittikten sonra epey bir azalmıştır. Takdir edilesi bir bilimadami kimliği olmakla birlikte, ne yazık ki hocalığı - benim gözümde- vasati pek de geçememiştir.



Cutf de her tip öğrencisi öğrenimi boyunca iki hocaya hayranlık duyar: ihsan hoca ve birhan hoca. Birinin ilk iki sınıfta hic izine rastlanmayan türden bir anlatım kabiliyeti vardir ki üst dönemlerden methini sıkça duyduktan sonra farmakoloji derslerinin bir an önce gelmesini beklersiniz. İhsan hoca gerçek manasiyla hocadır, yıllar geçse de dedikleri hafızanıza kazınmıştır, kolay unutulmaz. Emeği çoktur, çok sagolsun, ancak egosu da epey tavandır ve bu durum bazen gerçekten rahatsız edicidir. Ayrı mevzu.



Birhan hoca ise gerçek bir bilim insanıdır.makale nasıl yazılır, istatistiksel veri nasıl toplanır, araştırma nasıl olur, gayet iyi bilir. Lakin hocalığını pek göremedim desem yeridir. dördüncü sınıfta kendisini hayranlıkla dinleyen ve seven bir insanın bunu söylemesi güzel bir şey değil, bunun farkindayim ancak yıllar geçmeye başlayip bazı meselelerin önemini kavramaya başladığınız zaman baktığınız açı fazlasıyla değişiyor. Stajyer iken göremediğiniz bir çok durum gözünüze çarpmaya başlıyor.



Ben kendi zamanımdaki hadiselerle olaya yaklaşacağım. umarım yaniliyorumdur, umarım şu anda da, bazı şeyler düşündüğüm gibi değildir.



Dördüncü sınıfta kardiyoloji stajı aldığımız zamanı hatırlıyorum. İsmini vermeyeceğim baska bir hocamız -bilenler bilir- daha ekg yi yeni yeni görmeye başlayan müstakbel meslektaşları için agir ifadeler kullanırdı. Ekg de p qrs t nedir tam bilmeden inferior, yaygın anterior mi sorardı. sormasında bir beis yok ancak ben kardiyoloji stajında ekg öğrenmedim. birhan hocamiz da derslerinde debakey siniflamasindan, kalp yetmezliğindeki kendi çalışmalarından, su tarihte su su kongrede olacağından bahsederdi de "gençler gelin bir cpr görün, herkes gelsin, tekrar yapalım, bakin su ekg örnekleri inceleyelim, anjina hastasına yaklaşım periferde nasıl olmalı, hipotansif bradikardik hastaya ne veririz, dispne bizim için nasıl bir onem taşır, ya da sakin ha, sag ventrikül mı da nitrat vermeyin, normal salin ile preload i devam ettirin, hastayı şok tablosuna sokmayın" dediğini hic duymadım.



İntornluk vakti geldiğinde ise bazı şeylerin değişeceğini düşündüm. Belirtmekte fayda var, sivasta intornluk yılı vesilesiyle çok şey öğrendim ve periferde bunlar cok yardımcım oldu, hala da oluyorlar. ancak intornluk zamaninda yine kimse bana ekg öğretmedi.



Neden ekg diye tutturdun diyecek olursanız, söyleyeyim. Periferde çalışan arkadaşlar bilir, ekg sizin oradaki bas tanı aletinizdir. Sadece perifer degil, bütün hayatiniz boyunca bilmek zorunda olduğunuz bir alettir ekg. Basit ama efektiftir. Size senkopun nedenini anlatır, kalp yetmezliğine bağlı bir dispneyi gösterir, elektrolit düzeylerini söyler. Felcin nedeni budur der. İlaç intokslarini koyar önünüze.



bu yüzden anlatılmayan her zaruri bilgiyi periferde kendi kendinize yırtınarak okuyup öğrenmeye çalışırsınız. Ve uzulursunuz neder bunlar unutuldu ve anlatılmadi diye. ortopedi stajında osteosarkom, ewing sarkom, soğan zari sorulurken, çift yon grafi neden isteriz diye sorulmamasina şaşırırsınız. Ya da intaniyede sepsis anlatılırken kenenin nasıl çıkarılacagini uygulamalı olarak öğrenmemeniz garip gelir.



...



Herşey bir yana, hala eski günleri fazlasıyla özlüyorum. Okulumu gönülden severek okuyup mezun oldum. Bende hocalarimin ve sivasin emeği çoktur, haklarını ödeyemem. Amacım sadece bazı eksikleri görmek ve onların düzeltilmesine vesile olmaya çalışmak. Umarım mesleki ve insani olarak cok şeyimi borçlu olduğum üniversitemde okuyan müstakbel meslektaşlarım bu durumlarla hiç karşılaşmıyor olsun.



Siz de hocalarınızı sevmeseniz de saygı duyun, ki hepsi saygı duyulacak insanlar. Bilgisini paylaşan herkes gibi birhan hocamız da sağolsun, iyi ki varlar.