mektup arkadaşlığı – Tıbbiyeli Sözlük
Küçük bir çocukken bir mahkumla mektup arkadaşıydım. Beni derinden etkileyen şeyler öğrenmiştim ondan. Hala saklıyorum mektuplarını; okudukça hayran kalıyorum, o ne saygı ne incelik, ne güzel bir yaklaşım. Benim yazdığım komik çocuk zırvalarına hiç dalga geçmeden cevap vermiş sevgiyle. Umarım şimdi iyidir, güzel kalpli dostum.

Tanım: Öğretici bir arkadaşlık türü.
liseden çok samimi bir arkadaşımın lisesini değiştirmesiyle başladığımızdır.şu an aynı ülkede bile olmadığımızdan dolayı birbirimiz aklımıza gelince mektup yazıp toplu göndermeye karar verdik. Çünkü bunun kaybedilmemesi gerekiyordu.



O kadar özel Bir şey ki. Her şeyin anlamını kaybettiği bu dönemlerde bir insanın duygusalken ya da kızgınken ki yazı şeklini, kağıdı katlama stilini, seçtiği mektupların renklerini, içine doldurduğu hediyelerini... Ayrı ayrı anlamını fark edip varolan sevgini katmerlemek gibi.



Yeni başlamak isteyenler içinse kendi yaptığım birkaç şeyi yazabilirim.

+keskincolor ın desenli mektupları var uğraşmak istemiyorum derseniz direk onları alıp özenle yazarsanız yüksek beğeni kazanabilirsiniz.

+ben tek renk mektup alıp üzerine keçeli kalemlere kendim çizim yapıyorum. Ne çizeyim ki diyenlere pinterestten milyonlarca fikir sunabilirim.bu hem sizin emeğiniz oluyor hem de görünce ciddi mutlu ediyor.

+mekruşka diye bir şey uydurdum.(*) Boy boy zarflar alıyorum. Ve her zarfa ayrı ayrı şeyler yazıyorum ya da hediye koyuyorum. Mektup açtıkça içinden mektup çıkmış oluyor. Mesela en küçük mekruşkanın içine deniz kabuğu koyabilirsiniz. Swh.

+yazdığınız mektubun bir köşesine yazı yazmayın ve esans, parfüm vs sıkın. Orayı daire içine alıp kokla vs gibi Bi şeyler yazın. Zarfı açınca bile bir koku gelir. O kokunun özellikle yapıldığını bilmek hayli hoş bir duygu.

+kalın teksir kâğıtları alıp koyu mürekkepli kalemle yazını yazıp Kenarlarını alevli görünümle yakın. Efsane nostaljik olan bu duruma nostaljik bir bitiş sağlar.

+içine alınan hediyeleri özellikle seçebilirsiniz. Mesela ben üniversite sınavına girdiğim yıl ÖSYM setimi mektubumla ona göndermiştim. Okulu kazandığım belli olunca Doktor yazılı ismimin olduğu anahtarlık yaptırmıştı bana. Şehrinizin kartpostalları, kendi kuruttuğunuz güller, kendi çalışma masanızdaki motto fotoğraflar, ikimizin de çalışma masasında olsun diyerek alınan bardak altları vs vs bu liste uzar. Demek istediğim bir şeyleri anlam yükleyerek yapmanız, yapmayı istemeniz. Lezzeti çok ayrı.



Tabi Böyle dönemlerde postanede genelde donuk ve garip konuşmalar geçiyor:



+merhaba mektup göndermek istiyorum

-....

+abi,mektup?!

-cidden mektup mu

+evet abi mektup

-Gerçekten mektup mu göndereceksin sen şimdi? Mektup, cidden mektup, baya mektup göndereceksin gerçekten mi?

+evet abi, mektup göndericem

-vay canına



+merhaba ben mektup göndermek istiyorum

-anlamadım?

+abi mektup göndericektim. Taahhütlü de olur

-ciddi misin :o? sizden kaldı mı? Kaldıysa müzeye kaldırcam? Kaç tane var daha?

+swh



+merhaba mektup gönderecektim

-mektup mu

+evet

-yaşın kaçtı senin

+...

Swh swh



Bir mektup arkadaşım tarafından ise terk edildim.yurtta onun mezun olacağı yıl tanışmıştık. Üniversitem bitince bana da yazar mısın dedi. Tabi dedim. Neyse birbirimize yazdık. Sonra mektubu alınca beni aradı ve "analjezik kusura bakma fazla güzel yazmışsın. Ben sana yetişemem şu an utanıyorum ama Yetişene kadar WhatsApptan devam edelim mi?" .ara ara soruyorum hala yetişemedim diyo. Bekliyorum. Swh

uzun entry yazmayı pek sevmem ama bu konuyu kısaltamıyorumm.
Hayatta hep içimde ukde kalmış bir şeydi. En sonunda twitter'a bi mail adresi bıraktım, mektup arkadaşı arıyorum diye. İnanılmaz ama geri dönen biçok kişi oldu. Malum bu çağda mektuplaşmak için ev adresimi veremem, kimse veremez gibi. 1 aydır pazartesi günleri kim olduğuna dair hiçbir fikrim olmayan birileriyle çarşaf çarşaf mailleşiyorum.
Sizi hiç tanımayan birileriyle sıfırdan iletişim kurmanın, pata küte düşünülmeden kurulmuş cümlelerin yerine eski zamanların mektup uslubuyla uzun uzun yazışmanın tatlılığı hiçbir arkadaş ortamında yokmuş meğer.
Gönül isterdi ki birinin el yazısını tanıyıp rahatça okuyabilecek düzeyde bağ kuralım ama devir kötü...