metrodaki hengâmede sabahattin ali okuyan tip – Tıbbiyeli Sözlük
hemen her türden 50000 civârı kitabı elektronik ortamdan taramış seçkin bir ebook koleksiyoneri, aynı zamanda bir booknerd olarak anlam veremediğim tip. bir de böyle ufak, çelimsiz bir şeyse mevzû iyice mizâhî bir hâl alıyor. metronun ivmelenmesiyle veyâhût o kıç kıça ortamda sağındaki solundakinin itelemesiyle oradan buraya savruluyor falan ama o elindeki kitaptan gözünü ayırmıyor. donunu çekip alsalar da bir el o tutamaçta diğeri de kitapta olacak. haydi okumaya çalıştığı kitap o keşmekeşe değecek bir kitap olsa neyse. god-tier entelektüellerden rudolf carnap veyâ john searle okusan anlarım takdîr ederim ya da ne bileyim analytical conservatism ve ahlâkî realizm savunucusundur ben gibi; michael huemer, jason brennan, arda denkel okursun. haydi olmadı hiçbir şey bulamadın okuyacak, tradisyonel anti-state pozisyondan robert nozick oku. günümüze gel modern felsefecilere gir david chalmers veyâ bourget oku. yok ben cringy bir şeyim ama onurumdan da tâviz vermem diyorsan eskiye git John Keynes oku, o da kabûl. haydi sana son şans, en azından ernesto screpanti ayarında liberteryen kapitalizmin utancı, logical fallacy dolu bir loserı oku; yine geç. bunları okumuyorsan hiçbir şey okuma zâten ama adam sabahattin ali okuyor, inanabiliyor musunuz? sabahattin ali. o hengâmede tüm çaba, sabahattin ali okumak için. metroda insanların gözü önünde sabahattin ali okuyabiliyor. sabahattin ali okumak için kendini paralıyor. yıkıldı yıkılacak ama öyle bir azim, öyle bir adanmışlık. düşünebiliyor musunuz?

tanrım, ellerim titriyor gidip sütlü çay koyacağım.
Ben “çantamı aşağı indireyim de kimse dayamasın” diye düşünürken yüksek konsantrasyon gösterip kitaba dalabilendir. Birkaç kez ben de denedim toplu taşımada okumayı ama yok midem bulanıyor bulanmazsa da yanımdakini dinliyorum olmadı düşünüyorum ama katiyen okuduğumu anlayamıyorum.