"Çağdaş dünya görüşümüzde, artık bilimin bir biçimde, Tanrı'nın yerini aldığını düşünmek kolay. Ama bazı felsefe sorunları hala sorun olarak varlığını sürdürüyor. Örneğin özgür irade sorunu. Eğer Tanrı önceden yapacaklarımızın hepsini biliyorsa nasıl özgür irademiz olabilir? Artık dünyanın aynı temel fizik yasalarıyla işlediğini biliyoruz, ve bu yasalar dünyadaki her şeyi yönetiyor. Şimdi bu yasalar çok güvenilir olduklarından, teknolojik başarıları da olanaklı kılıyor. Kendine bir bak. Biz de fiziksel bir sistemiz. Davranışlarımız temel fizik yasalarının bir istisnası değil. Bu açıdan da özgür iradeye pek yer kalmıyor. Ama soru yine de karşında. Bireyselliği düşünürsün, örneğin kim olduğunu. Kim olduğun çoğunlukla seni var eden özgür seçimlerdir. Ya da sorumluluklar alırsın. Sadece sorumlu da tutulabilirsin. Özgür iradenle yaptığın şeylerden dolayı suçlu bulunabilir veya saygı duyulabilirsin. Soru hep geri gelir ve biz gerçekte de bunu çözemeyiz. Tüm kararların gerçekten de bir bilmeceye benzemeye başlar. Nasıl olduğunu düşün. Beyninde biraz elektriksel etkinlik vardır. Nöronlar ateş alır. Sinir sistemine sinyal göndermeye başlarlar. Kas liflerine doğru ilerler. Seğirirler. Diyelim kolunu uzatırsın. Sanki senin bir parçan kendiliğinden hareket ediyor gibidir, ama bu sürecin her bölümünün her noktası fizik yasalarıyla yönetilir. Başlangıç koşullarını Büyük Patlama oluşturmuş gibi gözüküyor. Geri kalan her şey bunun bir reaksiyonu gibi... Özel olduğumuzu düşünüyoruz ama şimdi bu tehlike altında. Bana Kuantum mekaniğini soracaksınız. Gerçekten de Kuantum bir olasılıklar teorisi. Olasılıklara yer var. Daha gevşek. Belirlenimci değil. Ve bizim özgür iradeyi anlamamızı sağlıyor. Ama ayrıntılara bakmak hiç işe yaramaz. Özgürlük bir olasılıklar sorunu mudur? Kaotik bir sistemde yer değiştiren rastlantı mıdır sadece?"
(bkz:waking life)
(bkz:waking life)