parfüm

büyük bir sektörü olan güzel koku. hafızada kalmasıyla beni hep şaşırtmıştır. ayrıca ucuzcu dükkanlarda ve ucuzcu bireyler tarafından kalıcılık özelliğiyle pazarlanır. "yıkayınca bile geçmez, üç gün kalır kokusu ablam" şeklinde pazarlanması hepimize tanıdık geliyordur herhalde.

pandemi döneminde izlediğim alman dizisiydi.

(bkz:perfume)

aslında bakarsanız polisiye türünde bir dizi, ancak içerisinde çocuk tecavüzü konusunun ve sahnelerinin bulunmasıyla beni oldukça irrite etmişti. ama bu diziyi izledikten sonra parfümlere karşı bir ilgi duymaya başladım. bu işin piyasası neymiş, temel bilgileri nasılmış diyerek bir süre araştırdım ve en azından şimdilik bana göre olmadığını fark ettim. çünkü öğrenciyim arkadaşlar intörn maaşım beğenilen parfümlerden birini bile almaya yetmiyor(*) ama bu parfüm manyakları baya ilginç insanlar. parfüm koleksiyoncusu bir adam youtube'da bir arkadaşının parfüm takıntısı yüzünden iflas ettiğini, borca battığını hatta karısından ayrıldığını bu işin abartılmaması gerektiğini falan anlatan bir video çekmişti. ne tepki vereceğini şaşırıyor insan öyle bir şeymiş yani arkadaşlar(*) ayrıca öyle koku uzmanları var ki insanı şaşkına çeviriyor. kolleksiyonunda olan bir parfümü anlatırken koku uzmanı bir youtuber şöyle cümleler kullandı

'' bu parfüm bana nasıl hissettiriyor biliyor musunuz? sanki italyaya bir seyahate çıkmışım, üzerimde çiçekli elbisem var. deniz kenarında küçük butik bir kafede kahvemi yudumluyorum. o sırada ılık bir rüzgar esiyor, denizin kokusunu içime çekiyorum. ama tuzlu tuzlu da bir koku değil...''

dedim bu nasıl bir hayal gücü nasıl bir anlatım, bir parfüme ikibin tl bayarsak biz de şirinleri gerçekten görebilir miyiz acaba(*) kendi paramı kazanınca bu meraka geri dönebilirim şimdilik bu merakımı erteledim. yine de bu parfüm uzmanlarını falan anlamaya çalışıyorum arada, kokuları tanımaya çalışıyorum. mesela paçuli kokusu tam olarak ne hala anlayamadım ama çabalıyorum. parfüm aileleri falan varmış öyle garip garip şeyler. geçenlerde bilmem kaç ciltten oluşan bu konu üzerine yazılmış ansiklopedileri gördüm. paranız varsa güzel ilginç bir ilgi alanı. iç ses:otur tusuna çalış allah aşkına uyy salak salak şeylere kafa yoruyorsun yine

bu hafifmeşreplerin hep birbiriyle sarılıp durduğunu görünce neden bu kadar piyasası olmuş olduğunu daha da anladığım güzel kokular. hafifmeşrep kelimesini cinsiyet bağımsız kullanıyorum ve malesef bu aralar laf bana da geliyor. önce bir kereden bir şey olmaz dedim sonra bu kız zaten kısa hem korkuyorum bundan(kadınlardan genel olarak korktuğum doğrudur) karşı çıkamam bu kızdan bir şey olmaz dedim. sonra bir baktım alışmışım bana normal gelmeye başlamış. hayat garip.

neyse parfüm de işte bu sarilmalarda daha da önem arz ediyor. parfümüm bitti boynuma biraz esans süreyim de esans kokusu alsınlar :D

bir de iki kişi yanyana geçerken karşı tarafın kokusunu hissetmek de manyak çekici bir şey.

normalde hiç türk kızlarına yanaşmıyorum adam akıllı dil öğreneyim diye bir de siyasi uyusamama ihtimalimiz çok yüksek diye. ama bir kız var. kızın kendisi değil ilk aklıma kokusu geliyor kızı hatirlayinca. bir de hep gülümsüyor hiç kızgın olmuyor çok hoşuma gidiyor. koku önemli yani hacı abi.

Her parfümün saat geçtikçe açılan adına nota denilen birkaç değişik kokusu vardır. Tabii bu dediklerim kaşesi en az 2000 TL üzeri olan parfümler için geçerli.
Bu gittikçe değişiklik gösterirken aynı zamanda kalıcılığı yakalama hâlinde olan parfümlerin üretimde kullanılan malzemeleri efendim denenme yöntemleri ise ayrı bir konudur.
Tartışılır mi? Kişisine göre değişir.