pratisyenliğin iyi bişey olmaması – Tıbbiyeli Sözlük
aslında küçümsenmeyip, önemli kabul edilebilmesi gerekir. lakin kendisi bir halta yaramayan vasıfsız toplumumuz küçümser, ciddiye almaz. bu tarz diyaloglarda bu olay gün yüzüne çıkmıştır. bunun en dramatik örneği aile hekimi bir abimizin başına gelendir ki hemen anlatalım.

kendisi 45 yaşlarında, izdivaç yapmamış bir aile hekimi. haliyle belli gereksinimleri olabilen biri.
bir gün diyor, eskorta gittim, iş bitti, ardından kahve yaptı içiyoruz beraber. ne iş yapıyosun sen dedi. doktorum dedim, kız şaşırdı, vaayy demek doktorsun, ne doktorusun?.. pratisyen aile hekimiyim, uzmanlık yok dedim. haa öyle mi tmm her neyse dedi..
bunu anlatırken abi sigarasından bir nefes çekti, elleriyle jest yaparak, ''aynen böyle söyledi, kendi de orospu haa'' dedi gülerek. ben de güldüm tabi, gülerken de düşündüm derin derin ..
eğer sağlık sistemimiz doğru düzgün planlansaydı yanlış olacak önermeydi. ama ne yazık ki böyle bir şey olmadı ve tabii ki pratisyenlik aşırı derecede değer kaybettti. pratisyenlik değer kaybetti ama aile hekimliği denen sistem kurulunca maaşları hiç değer kaybetmedi ve belki bir uzmandan daha çok kazanıyorlar.



bilmiyorum be sözlük, bazı adaletsizliklerin çözülmesi gerekiyor bu konuda...
son zamanlarda duyduğum en doğru önermedir. lakin ki uzmanlığın pratisyenlikten daha iyi bir şey olduğu anlamı çıkarılmaması gereken önermedir de aynı zamanda. bir bataklığa girdik ve gittikçe derine batıyoruz. sonrasının da çok iç açıcı olacağını sanmıyorum. buyurdu pratisyen
uzmanlıkta düzenli olarak her gece acile çağrılma ihtimali özellikle pediatri,kardiyoloji gibi branşlarda, normal mesaide 8-5 çalışma durumu da düşünülürse çok değişmiyor bence hayat. ayrıca uzmanlık eğitimi için 4-5 sene verilecek takibinde bir zorunlu hizmet daha ve istediğiniz yerde olabilmeniz için geçen 7 yıl . yaş da sabit değil tabi. ayrıca sertifikalı hekimlik kavramını da bilmek lazım,ayrıca uzman maaşı cerrah değilsen şu an pratisyen maaşından sözleşmesiz çok farklı değil. o yüzden bu ülkede her daim her branş hatta en çok pratisyene ihtiyaç olacak. bence olay doktor olmakta .
Asmde her gün 8-17 çalışacağından bahsetmişsin de herkes 8-17 çalışıyor zaten. Biz öyle çalışınca neden trajediye dönüşüyor? Diğer yerler konusunda hemfikirim ancak asmlere katılmıyorum.
Tercihlere ve kadroların açıklanmasına az zaman kaldı. Bir kısmımız mezunuz, bir kısmımız istifa/müstafi olarak katılıyor. şu bir gerçek ki, pratisyenliğin aslında bir çıkmaz durum oluşu. Kendi kendime soruyorum;

Tsm ye yerleşmiş olsam 8:00-17:00 saatlerinde çalışacağım ki bu güzel bişey ama ayda 22 gün yani hafta içi hergün gidip gelmek zorundayım. gittiğim yerden memleketime ya da tatile gitme ihtimalim izin almadan neredyse imkansız. bayram tatilleri ni de tükettik yaz tatilinde zaten. her an acile ya da kamp a görevlendirilme ihtimalin var.

112 ye gittiğimde nöbet usullü güzel ayda 8x24 çalışacaksın bu güzel ama gece boyu çoğunlukla uyku olmayacak ve ne kadar erken varırsan var hasta yakınları şiddet gösterme eğiminde olacak[https://www.facebook.com/ParamedikDernegiTurkiye/?fref=nf ~ gaziantepte 112 ekibine pompalı tüfekle saldırı]. sürekli ambulansta gitmesi cabası.

acil ; güvenliğin var. il merkezlerinde büyük ilçelerde uzman dr desteğin var. gidiş-gelişin belli ortalama 8 ila 10 nöbet olarak hesaplarsan şehir dışına izin kullanmadan çıkabilirsin ama 100-150 hasta bakman gerekecek ki bu sayı olarak diğer yerleri geçiyor. Buna rağmen sözleşmeli olarak çalışırsan 1.8 -2 bin arası fark edecek maaşta ki bu hiç de az uz bir para değil, diğer kadrolardan daha fazla yoruldukları da bir gerçek.

Sözün özü pratisyenlik her tarafı keskin bıçak.



edit: tsm de 8-17 çalışmak trajediye dönüşmüyor, yukarıda da belirttiğim gibi bu güzel bir şey. kötü olan tarafı her an acile ya da kampa aylarca sürebilecek görevlendirilmeye gitme durumu belirsizliği ve atandığın yer pek çok yere uzak bir tsm ise o şehirden uzun süreli çıkamaman.