ruknettin’in kalbi için kehanetler – Tıbbiyeli Sözlük
bugün ilk kez biri vasıtasıyla keşfettiğim ve beni derin düşüncelere salan şiir.

keşke vaktim olsa da her dizeyi uzun uzun, dakikalarca düşünsem.

kemal sayar'a ait imiş.



"size kendimden bahsediyorum doktor

biraz yağmur kimseyi incitmez."*





ruknettin'in aynalarda ağladığı kadar var.



bir mevsimin kıyısından tutarsan ruknettin

kurak ovalara yağmurlar yağar,

ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi,

kalbin şiir olup vadilerini sular.



senin de vadilerin vardır ruknettin!

kehanetler kurarsın,yağmalarsın kendini

kurtarıp o yangında ilk önce kalbini

niyedir,aynalarda azalır sesin.



doktorum

ben bu kalbimi sarınır örtünürüm

kış gecelerinde o nu yakar ısınırım

üşürsem helak olacağımdan korkarım.



doktorum

gayya kuyusuna inmek istemem

bana bir ip uzat,yağmurlar istemem

aynaları kırarım,suretimi istemem

mevsimler dönedursun,bu dünyayı istemem

ben allah'ı isterim.



ben hep aynalardan geçerim doktor

aynalar benden geçer.

araf'tan bir sepet sarkıtırım aşağı,

doluşur içine narin böcekler

yaşamayı yeni öğrenmiş kelebekler

üşüşür ben kalbimi sarkıtınca aşağı

ben hep aynalardan geçerim doktor!



günahları için ağlayan kim varsa

kanatlarıyla okşar onu melekler



hep böyle midir

kalbin hep böyle yavaş mıdır ruknettin?

aynalar sana bir savaş mıdır ruknettin?

yarin dudaklarından trenler geçer de

kalbiyin istasyonunda durmaz mı

sen hiç satrançta yenilmez misin

atına binip hep gider misin

bilmez misin,atından ayrı düşen bir vezir

zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı

ve nihayet şahlar da aynalardan geçer

bir sen mi kalırsın bu rüyada ruknettin

herhalde hep böyledir

bu dünya sevenlere bir tuzaktır ruknettin!



buraya kalbinizi kuşatmaya geldiydik

konuşmayı unuttuyduk,hal diliyle söylediydik.

dua okuduyduk,yağmur dilediydik

kalbinizi kuşatmaya geldiydik.



hoşgeldiniz.buyrun.işte kalbim.

adımı unuttuğum zamanlarda ruknettin'im

gövdesi ihlal edilmiş bir yetimim.

şu kapıdan buyurun, az ilerisi kalbim.



benim kalbim bir ıslahevidir doktor.

yetim bir çocuk durmadan azarlanır içinde

benim kalbim gövdesi ıslahevlerine çakılı bir kuştur

uçmayı bilmeden ölür kenar otellerde

kalbim ıslah olmaz bir kuştur doktor

tıkanır,ölür metropollerde.



bir çiçeği uyandırmak için mi

söner bu ateşgahlar

kaldırmak için mi yeraltını

o derin uykusundan

kurur bu göl

ne var ve ne oluyor

neden türkü söylüyor fesleğenler

uzakta biri mi göründü

biri incil okurken düşüp bayıldı mı

bir rüya mı gördü yalnız keşişler

ne oldu?



adım ruknettin,tanışıyor olmalıyız

bir çay ocağında ya da bir merdiven başında

sunmuş olmalıyım kalbimi size

bakın!demiş olmalıyım henüz avladım o'nu

igvanın zehrini boşalttığı kuyularda.

yalnız günah parlar zifiri karanlıkta

ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur

bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda

ay gibi ışıdığında bir aşk

bir mevsim yönünü şaşırdığında.



hayret etmiş olmalısınız,kalbim

hezarfen misali havalanınca.



korkarım sevgili doktor,bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım

çabuk büyüyen bir çocuk gibi,

ceplerimin nerede olduğunu unutacağım önce

ve mazi gizlenecek bir yer bulamayacak kendine.

sonra bir menekşeyi teheccüde kaldırmayı unutacağım.

unutacağım,hangi şehirde durursam yar beni karşılar.

nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar

gülümseyen bir arap olacak yüzümün size bakan tarafı,

terkedip gitmelerin ağırlaştığı bir güz olacak öte yarısı.



alnımın dokunduğu yerden savaşlar artacak

ve bahar giysilerine bürünmüş gelirken kıyamet

''gönüllü mağlupları olacak hayatın'' doktor.

yarından korkan adam,ruknettin böyle söyler.



siz doktor,yazabilir misiniz bir gülü yeniden

alıştırabilir misiniz baharı çürüyen toprağa

kabaran yağmuru yeraltına

ve bir aşkı ayrılığa

yakıştırabilir misiniz doktor

kanatlarında hüzün ve manolya taşıyan

kuşlarla konuşabilir

ve trampetimi geri verebilir misiniz bana?



ah kalbin moğolları ! size verecek ne kaldı

bir kitap olup yandı da o

külünden zehir kaldı

bir hayal olup uçtu da

gökte melekler bağırdı

''eve dön,eve dön!''



döndüm ki;şehrin ağrıları üstüme kaldı

bulvara uzanmış diskotek kızları/o melul orospular/

süpermarketler,bankalar

/yani toplu insan mezarları/

üstüme kaldı.



size ne denir ey kalbin istilacıları

barbar denir,'bir hayal yıkan'denir.

alın o'nu da götürün,bir kalbim kaldı.



bir ilkokul atlasında gemilerim yandıydı

cenevizden geliyordum,elimde mektuplarım vardı.

elimde ölü bir kızın sağır saçları vardı

bir mevsimin ortasında kalakaldıydım



bakkaldan manavdan değil,

cenevizden geliyordum doktor

o kızın saçlarından geliyordum

yitirilmiş bir mahkemeden

galiba kalbimden geliyordum.



bir güle boyun eğdiren nedir

o aşk değilse

nedir kalbe çıkartılan

tutuklama emri,

aşk değilse.

ah,o sığınaklardan

yitikleri toplayan

ve düşlere vuran gemi

nedir aşk değilse



size kendimden bahsediyorum doktor

biraz yağmur kimseyi incitmez.



iyi ruhların arasında dolaşan

bir gölgeden sözediyorum.

acıdan çatlamış kalbi

soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden

terkedilmiş şizofrenleri

kendine çeken vadiden

keşişlerin hüznünden

ve bir aşk yüzünden

ayları karıştıran kişinin

tababet-i ruhiyyesinden



size kendimden bahsediyorum doktor

ben kar yağarken ıslanmam.



benim öbür adım rüzgar

uğradığım orman

değdiğim kalp uğuldar.



deki bulunur elbet

iyi bir hal üzre kaybolan kişi
Okuması en zevkli ve bir o kadar kalbime dokunan mısralara sahip şiirdir.

Bu da yazarıyla yapılan bir röportaj. Tamamında değil ama bi bölümde bu şiirden bahsetmişler röportajda.



http://m.gencdergisi.com/11923-kalbimizle-dusunemiyorsak-dusunemiyoruz-demektir.html