semboller ve semboller – Tıbbiyeli Sözlük
Ouroboros

" Ouroboros eski Yunanca'da 'kuyruğunu yiyen yılan' anlamını taşır ve mitolojide sürekli olarak kendi kuyruğunu yiyen ve doğanın ebedi döngüsünü simgeleyen yılandır. Bu imge, aslında gücünü kendi içinde onu un ufak eder; kendi gücünü yiyerek (veya kendine yönelterek) kendini mahveder. "

görsel


Beni tanıdıkça görürsünüz ki bir sembol severimdir. Kendisi karşıma çok ihtiraslı bir şekilde zaman yolculuğu, zamanın kendisi hakkında konuştuğum zamanlardan karşıma çıkan bir semboldür. Zaman bir döngü müdür? Döngüyse gelecek tahmin edilebilir mi? Bir çok film kitap dizide işlenmiştir bu konu. Hatta bence zaman yolculuğu için bunun gerekliliğinden bahsedilebilir. Zaman aslında bir yanılsamadır. Peki biz bu yanılsamayı kırabilir miyiz? Kırmalı mıyız?
Pentagram

" Pentagram, Yunancada beş çizgili anlamına gelen pentagrammon kelimesinden türemiştir. Evrensel olarak birlik ve sonsuzluk anlamına gelir. Yukarı işaret vaziyette ise ruh toprağın üzerinde cosmos içerisinde "manevi dünyayı" işaret eder, diğer kaynaklarda ise, Beş Element, ayrıca Feng Şui Ruh (Akasha-Ether), Ateş, Hava, Su ve Topraktır. Ateş İradeyi, Hava Zekayı, Su Duyguları, Toprak ta madde alemini sembolize eder. Ayrıca Cadılar tarafından oldukça kutsal olan bu sembol 5 elementin birleşimini ve uyumunu göstermektedir.



Feminen bir semboldür, Venüs Gezegeni'yle ve Venüs Tanrıçasıyla ilişkili görülmüştür. Davut'un 6 Köşeli Yıldızıyla çokça karıştırılabilmektedir. Birçok toplumca şans getirdiğine inanılır. "

görsel


Vee gelelim 2. sembolümüze. Kendisi benim kendimi bulma arayışına çıktığım ilk zamanlardan kalma, çoğunuzun ise aşina olduğunu düşündüğüm bir semboldür. Bir çok insan satanizmle özdeştirir fakat gerçekte öyle midir? Bilmediğimiz, korktuğumuz, anlamak istemediğimiz şeyleri araştırmadan falan ne güzel de kategorize edip onlardan kaçınabiliyoruz değil mi? Bir sembol hayatınızı karartabilir mi ya da sizi tanımlayabilir mi? Yoksa bunu yapan her şeyin en doğrusunu bilen insan mıdır?
Heksagram

"Davud'un Yıldızı veya İbranice adıyla Davud'un Kalkanı ismini Antik İsrail'in kralı Davud'dan alır. Genel olarak Museviliğin ve Yahudi kimliğinin bir sembolü olarak kabul edilir. Aslen kalkanı sembolize etmekle beraber Orta Çağ'dan beri Yahudi Yıldızı olarak bilinmiştir. İsrail Devleti'nin 1948 yılında kurulmasıyla beraber, Davud'un Kalkanı İsrail bayrağında yer almıştır.

Geleneksel olarak yapısı iki ana anlatımla açıklanmaktadır. İlki üst kısma ait köşedir ki dişi unsurdur ve “su” olarak simgelenir. Diğeri de alt kısma ait köşedir ve erkil unsurdur. Bu da “ateş” olarak tasvir edilir. Kozmolojik yorumunda ise ateş ve su düalitesinin karşısında yer alan “hava” ve “toprak” sembolleriyle birlikte dört elementi bir araya getiren sembol olarak düşünülmüştür. Simya ilminin sembolleri arasında bu dört unsurun hepsinin genellikle başlıca ana madde olarak tasvir edildiği düşünülürse eski çağlarda yapılan bazı büyü uygulamalarında kullanıldığı ve bu uygulamaların günümüze kadar geldiği ezoterizme ait bilgilerde yer almaktadır. "

görsel




Kendisini pentagrama başlayan ilgim sırasında bir yanlış anlaşılmayla tanımıştım. Düşününce zaten bizim toplumumuz için iki sıkıntılı semboldür. Ikı uzak durulması gereken düşünce, iki sevimsiz semboldürler. O zamanlar bu düşüncenin anlamsızlığıyla boguluyorken şuan sadece bu anlamı tersine çevirip sunuyorum.

Not: bilimsellikten uzak, belkide pek sizi tatmin etmeyen yazılar olabilir. Bir fikriniz, öneriniz varsa yazabilirsiniz. Sadece yazmak içinde yazabilirsinizzz swh
Bucrania / Boğa kafası
"Tunç Çağı’nda Fırtına Tanrısının sembolü olarak karşımıza çıkan boğa sembolünün, özellikle Alacahöyük kral/prens mezarlarının üst tarafına konulan boğa başlarının, bu kültün, bu dönemlerde de devam ettiğini göstermektedir. Eski
Yunan ve Roma dönemlerinde, boğa hem Zeus’un hem de Jüpiter’in en önemli sembollerinden birisi olmuştur. Bu dönemlerde boğa başları girlandlarla süslenerek, yapı girişlerinde, lahitler ve ostotheklerde kullanılmıştır. Bizans Dönemi’nde de Bucrania kültü uygulamalarına devam edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemine kadar, tanrısal varlığın simgesi ve tanrısal varlıkların korumasını almak amacıyla kullanılan boğa/sığır/koçbaşı ve boynuzlarının anlamı Osmanlı Dönemi Anadolu’sunda büyük bir değişim geçirmektedir. Döneme ait yazılı kaynaklardan öğrenildiği üzere, birinin evinin bir yerlerine boynuzlu hayvan
kafasının veya boynuzun asılması (özellikle geyik boynuzu), yapı içinde bulunan kişilerin
yasal olmayan ilişkisini ifşa etmekte veya evde boynuzlanmış birinin olduğunu sembolik
olarak göstermektedir."
görsel


Bence yine bir kısmımızın aşina olduğu bir sembol boga kafası. Hatta belki dönüp bakmadığımız ya da ah güzelmiş bile deyip geçtiğimiz örnekleride mevcuttur. Tabi bir kismimizda izlediği korku filmlerinde bir obje olarak hatırlıyor olabilir. Bir çok anlam yüklenmiş tarih boyunca. Ve zaman geçtikçe, inanç yasam tarzı vb etkenlerde değiştikçe yüklenen anlamda buna göre şekillenmiş. Ama bence orneklerde de goruldugu gibi kendileri yeniden doğuşa simgeler. Her seferinde yeni bir anlamla karşımıza çıkmaya devam eder.
caduceus

"Fransızca okunuşuyla “kadüse”, bir asa etrafına dolanmış iki yılandan oluşmuştur. Denildiğine göre Asa, uyuşmazlık içinde olan herhangi iki adam, canavar veya elementi uzlaştırma gücüne sahipti. Hermes veya Roma’daki adıyla Merkür, yeni asasını denemek ister ve birbirlerine öfkeyle tıslayan iki yılanın arasına sokar. Yılanlar kavgalarını unutup, asanın etrafına sarılırlar ve o günden sonra hep asanın üzerinde kalırlar.Ayrıca çift yılanlı Hermes’in “caduceus”unun üzerinde de bir çift kanat bulunmaktadır. Bazı kabartmalarda ise, bu çift kanat Hermes’in ayak topuklarında görülür ve hız belirtisidir.

Asa; yolculuklarında hekime eşlik eden, hastalarına şifa dağıtmaya giderken yorgun düşünce destek aldığı önemli bir eşyadır. Aynı zamanda denge unsurudur.

Kanatlar; Pakistan ve Brezilya’daki bazı sağlık kurumlarında ve Türk Tabipler Birliği’nce tıp sembolünde ek figür olarak kullanılmıştır. Sembolde yer alan kanatlar Orta Asya mitolojilerinden ve Şaman kültünden kaynaklanmaktadır. Bu kanatlar, Yaratıcı Tanrı ile insanlar arasında ilahi aracı olan ve onları kötü ruhlara karşı koruyan puhu kuşuna aittir.

Yılan; asadan sonra sembolün en önemli figürüdür. Hastalık, kötülük ve ceza demekti(r). Kötülükler de eski Yunan inanışına göre Hades’in yönettiği yeraltından gelirdi; yeraltında yaşayanlardan olan yılan da yeraltı güçlerinin bir simgesiydi. Yılan aynı zamanda gücü, kudreti ve koruyuculuğu simgelemekteydi. Öldürücü olması, ona karşı korkuyla karışık bir saygı duyulmasına neden olmuştur.Toprağın altında yaşayan yılan, toprağın sembolü olarak da kullanılmıştı. Toprak insanları beslemekte, hastaları iyileştiren bitki ve ağaçların yetişmesine olanak vermekteydi. Eskiçağ insanlarının yılanı kutsal saymalarının bir nedeni de, yeraltındaki ölü atalarının ruhlarıyla ilişki kurduğuna ya da onlarla bağlantıda olduğuna dair inanışlarıydı. Mezopotamyalılar sık sık deri değiştiren yılanı yaşam gücünün kaynağı olarak kabul etmişlerdir. Çünkü yılan, deri değiştirerek eski yaşamı geride bırakıp, yeni bir hayata başlayacak güce sahipti.

Eski Mısırlılar için yılan genelde tanrısal gücü ve saltanatı simgelemesine karşın karanlığın ve kötülüğün habercisi olarak da görülmüştür. Tek tanrılı dinlerdeki genel inanışa göre yılan olumsuzlukların etkeni olan kötü bir yaratıktır. İnsanları yasakları çiğnemeye davet eden bir aldatıcıdır. Eski Türkler arasında da yılan sağlık ve mutluluk sembolü oldu. Sağlık kuruluşlarının kapılarında çifte yılan sembolü vardır. Kızılderililer’e göre ise yılan; deri değiştirerek doğum, yaşam ve ölüm arasındaki metamorfozu simgeler.

Yılan Asklepios’ a bağlı bir hayvandır, önlem ve ileri görüşlülük örneğidir. Asklepios kültüne göre hekimler yılan gibi dilsiz olacak ve hastalarının sırlarını kimseye söylemeyeceklerdir; yani Hipokratın yemininden önce hekimlerin hasta sırlarını saklaması konusu Antik Yunan’da sembolik olarak yer bulmaktadır."

görsel




Bu sefer ki nerdeyse her gün karşımıza çıkan güzeller güzeli bir sembol. Tabi herkes için böyle olmayabilir. Belki başka anlamlar yukleyenlerimiz bile vardir. Ne istersek onu görebiliriz. Istersek etrafımıza bir çok olumsuzluğu yayabilecegimiz gibi umudun kendisi de olabiliriz. Hangisini seçerseniz seçin kendinizden emin olun ve bunu hakkıyla yapabildiginize emin olun.
Horus'un gözü / Ay gözü

" Horus’un gözü, manevi anlamıyla, vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağını, insanın iç âlemindeki her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gözden kaçırmayan bu merhametsiz yargıcın keskin bakışını sembolize eder.

Diğer -biçimsel- anlamıyla ise, Tanrı’nın "bir"liğini (tekliğini) matematiksel olarak gösteren bir semboldür ve gliflerden oluşur.

görsel


Gliflerin anlamı ise 1/2 koklamayı,1/4 görmeyi, 1/16 duymayı, 1/32 tat almayı, 1/64 hissetmeyi simgelerken 1/8 düşünceleri temsil eder. "

görsel


Evet kesinlikle bunlar hep illuminati ve amerikanın oyunları...