sünnetin anayasal niteliği – Tıbbiyeli Sözlük
görsel
Bu kitap mevdudi ve bazı ilahiyat profesörleri arasındaki yazışmalardan oluşmaktadır. Mevdudi sünneti savunurken karşı taraf ise buna karşı delil getirmekte. Tabi mektuplaşmanın başında mevdudi bir şart koşar; konuşma hangi yöne giderse gitsin bu yazıların dergide yayınlanmasını ister, kimin haklı veya haksız olduğuna bakılmaksızın. Bu şart kabul edilip karşılıklı delliler ortaya atılır. Kimin haklı kimin haksız olduğunu söylemek yerine bu kitabı okuyup siz karar verin.

Bana göre la ilahe illallah deyip de nokta koyan, bunun devamını getirmekten aciz olan sözüm ona hadis inkarcılarından her biri eline kuran ı kerim'in mealini aldığında kendisini peygamber sanıp başlar yorumlamaya. Yani 1300 yıldır onun gibi düşünebilen bir zeki çıkmamıştır yeryüzüne. Alimleri cebinden çıkarmıştır kendileri.

İnanç konusu çok hassastır, elimden geldiği müddetçe sözlükte din ile ilgili tartışmalardan uzak dururum, hani olur da bir şeyi istediğim gibi ifade edemem ve bunu da inanmak ile inanmamak arasında kalan bir yazar okur da olumsuz bir şey düşünürse bunun vebalinden sorumlu olacağıma inanırım. Genelde görüşümü belirtirim ama tartışmalara girmemeye özen gösteririm. Son zamanlarda bu konu üzerine sözlükte yazılan bazı şeylerden dolayı ben de bu kitabı sizlerle paylaşmak istedim. Bir hakim edasıyla Okuyun ve siz karar verin kimin haklı olduğuna, kimin delili daha sağlam diye. Şöyle bir not düşüp entrymi sonlandırayım; mevdudi kıyamete kadar hadis inkarcılarının boğazında bir düğüm olarak kalacaktır.
Başlığı okuyunca akla 18 yaş altındaki çocukları sünnet ettirmek anayasaya aykırıdır anlamı getirmiştir.



Bunun dışında hadisleri inkar etme veya kabul etme arasında kalan islam alemi için çözüm kur'an'a dönmek olmalıdır.zira işine geldiği vakitler sünneti kabul eden işine gelmediğinde reddeden bir dini ahlak pek bir kalıcı olmaz.ola ki tüm sünneti ve hadisi kabul etme eğilimde olan bir mantık var ise bu kendi içinde tutarlı olduğundan kabul edilebilir.hadisleri veya sünneti kur'an ile kıyaslayıp seçme yapmak da pek mantıklı değildir çünkü her hareketin ölçüsü kur'an olduğundan zaten hadisleri kur'an ile kıyaslamak yerine hayatı kur'an ile kıyaslamak gerekir.



Örnek olarak hadisi ve sünneti savunan birine;

Ama hadislerde (buhari müslim tirmizi) zina edeni taşlayarak öldürün (`recm`) yazıyor dediğimizde.

Efendim islam peygamberi onu yapmaz.insanları taşlayarak öldürmek islama aykırı.kur'an'da bu ceza yok.

..... Diyerek işten sıyrılma peşindedir.



O halde neye inanacağız neye göre değerlendirme yapacağız

İşime geleni alır gelmeyeni almam diyorsanız ne denilebilir

Yok eğer deve sidiği içmek dahil her sünneti hadisi kabul ederim diyorsan bi şey diyemem en azından tutarlısındır ve bu iyi bişeydir