tatlı seferleri – Tıbbiyeli Sözlük
bir hafta önce trileçecilerin süngeroğullarna düzenlediği seferdir..



hava kapalıydı,

yağmur yağacak gibiydi, iki ordu için de bu durum iyi olmayacaktı. bilinir ki yağmur altında oklar oldukça etkisizleşir. iki ordunun da kanatları atlı okçulardan oluştuğu için bitirici darbe kanatlardan gelmeyecekti. ancak trileçeoğulları hafif zırhlı süvarileri ile büyük bir akıllılık yapmış gibiydi. çünkü klasik atlı okçu birliklerinin yakın dövüşte hafif zırhlı birliklere karşı hiç bir şansı yoktu.



her iki tarafın komutanları karşı tarafın ritmik bir yürüyüş yapmasını sağlayan davul seslerini duyuyordu. "tam" "tam" "tam"...



trileçenin sağ kanadında hafifi süvarilere ek olarak atlı oku birlikleri vardı. her iki tarafın diğer tüm kanatları atlı okçulardan oluşuyordu. bu birlikler eski bir çok savaşta kanat hakimiyetinin ele geçirir geçirmez merkeze yardıma koşuyordu. bu diyarda bilinen bir çok savaş bu şekilde sonlanmıştı. ardından dağılmış düşman birliği askerlerinin bir bir sinek gibi avlamak kalıyordu.



her iki ordunun da mevcudu yaklaşık 20 25bin dolayındaydı. daha önceden bir çok kez görülmüş bir savaş olacaktı.



süngeroğulları kumandanı yanında bulunan komutana işaret etti. merkez piyade birliğinin arkasındaki okçular birden ortaya çıkmaya başladı. okçu birlikleri generali bir ok fırlattı. ok düşmanın yakınına bile düşmedi.. erken davranmışlardı. menzilleri dışındaydı düşman.

süngeroğlu piyadeleri büyük bir kalkana sahip ağır zırhlı birliklerdi çoğunlukla.. süvarileri doğudan , piyadeleri batıdan esinlenerek oluşturmuşlardı. bu onlara ne kadar güç sağlasa da önemli bir şekilde birliklerin hızı azalıyordu.



trileçe piyadeleri ise büyük oğunlukla hafif zırhlı piyadelerdi.



vadinin ortasında her iki ordu karşı karşıya duruyordu. etraf büyük dağlarla çevriliydi. bölge toprakları süngeroğullarının elinde olduğu için bölge coğrafyasının trileeciler çok da iyi bilmiyordu ama buna benzer bir vadide şu ana kadar binlerçe savaş meydana gelmişti. bu savaşlar dillerden dillere aktarılan hikayeler ya da zamanında büyük bir çok alimin yazdığı kitaplardan biliniyordu.



güneş bulutların arasında çok silik bir şekilde görünüyordu. öğle vakti olmalıydı. ortam hiç olmadığı kadar soğuktu.. bir kaç saat sonra buralar daha önce de bir çok kez görüldüğü gibi kan gölüne dönecekti.



trileçe tarafından savaş borularının sesi tüm vadide yankılandı. birlikler daha önce o bölgeye deneme amaçlı ok atılmamışçasına cesur ve emin adımlarla ilerliyordu. ve süngeroğulları okçularına emir geldi, hazır ol, ateş!!

o anda inanılmaz bir olay oldu. bir anda yağmur başlamıştı.. oklar düşman askerlerine yaklaşmadı bile. trileçe komtanı burnunun ucuna düşen iki damla çiseden sonra askerlerine yürü emrini vermişti. yağmurun dakikalar içerisinde yağacağını biliyordu.



bu durum karşısında şaşkına dönen süngeroğulları piyadeleri de ritmik bir şekilde yürümeye başladı. o anda trileçe piyadeleri arkasında saklanan okçu birliği bir anda durdu. konumunu aldı ve oklarını ateşledi.

süngeroğulları piyadeleri apar topar kalkanlarını siper etti, ok yağmuru pek etkili olmasa da bir çok asker orada dahaca savaşamamışken can verdi.



o arada bulutların arasından güneş kendisini gösterdi. süngeroğulları okçuları gökkuşağına doğru hedef alıp oklarını fırlattılar.. her ne kadar trileçe orduları siper alsa da küçük kalkanlarının çevresinden bir çok ok askerleri etkisiz hale getiriyordu.



bunu gören trileçeler sağ kanattaki süvarileriyle birlikte süngeroğullarının sol kanadına ani bir şekilde ilerledi.



her iki piyade grubu da karşı karşıya gelince savaş resmen başlamıştı...





süngeroğulları merkezde galip geliyor gibiydi. bir çok askeri ağır zırhlarının faydasını görmüştü ama sol kanarlarına yapılan hücum.. o kanat çökerse trileçe süvarilerinin tüm piyadeleri avlaması içten bile değildi.. düzenli bir piayede birliğinin kanattan alacağı bir atlı hasarı kadar kötü bir şey olamazdı bir savaşta.. ama sol kanat çöküyordu.



sağ kanatlar ise hala birbilerine doğru yürüyordu.. savaş dahaca orada başlamamıştı.



trileçe sağında hafif zırhlı süvariler, atlı okçuları bir bir avlıyordu. bu kanatta süngeroğulları biraz daha kayıp verirse kanat çekilecek ve savaşın bir mikatar lehlerinde giden kaderi değişecekti.



sünger sağı ile trileçe solu da karşı karşıya geldi. karşılıklı ok atışları ile mücadele orada başlamıştı..



bir anda süngeroğulları komutanı sinsi bir gülümseme ile ufuğa baktı.. beklediği şey zamanında gelmişti.. düşman neredeyse tüm birliklerini cepheye sürmüştü. düşman karargahından siyah dumanlar yükseliyordu.. evet, oralarda bir şeyler yanıyordu.. bunu gören trileçe komutanı savaş alanından kork ile ayrıldı.. çünkü ordugahı basan askerler kendisini kolaylıkla avlayabilirlerdi.. cephedeki trileçelerin ise komutanlarının katığındna haberi yoktu.. canını dişine takarak tüm askerler savaşıyordu.



ordugahı yapmalamış olan atlılar bir anda merkez piyadeleri arkadan vurdular.. bunu gören trileçe sol kanadındaki birlikler taraf değiştirerek süngeroğullarına geçmişti. bu devirde taraf değiştirme sık görülüyordu. bu geçişin bedelini ileriki bir dönemde süngeroğulları o birlikleri yanına alarak ağır ödeyeceklerdi. bir kere ihane eden daha sonra tekrar eder. unutulmamalıydı.



bunu gören trileçe hafif süvarileri korku ile savaş alanından ayrıldı..

savaşın sonucu belliydi..

süneroğulları 3000 kadar asker kaybederken trileçe sol kanadındaki tüm birlikle birlikte 8000 asker kaybetmişti..



savaşın galibiyeti kesin süngeroğullarıydı.
Bahsettiğim gibi, trileçe ayrıştırıcı bi unsur olmamalıdır. Kalıntısüngeri derneğinin kazandığından falan bahsediyor taraflı bir zât. Lâkin şu bilinmelidir ki, varlığını bile trileçe'nin varlığına borçlu olan anti-trileçeciler anca kendilerini avutmaktadır. En başından beri mutlak kazanan bellidir. kişilerin, oluşumların hiçbir önemi yoktur. Sana bir şey olmasın kutsal trileçe, sen vâr ol!

Bu arada üstteki entry için: (bkz:cool story)
görsel


birileri şanlı trileçe ordumuzun yenildiğini düşünmüş, üstüne bir de aralarına sızdırdığımız ajanlarımızı hain sanmış. stratejimiz planladığımız gibi gidiyor halkımız endişelenmesin, her şey yolunda. o yüzden şanlı trileçe ordusu komutanlarımız ve silah arkadaşlarımızla bir hatıra fotoğrafı çektirdik, halkımızla paylaşmak istedik.

Edit:ilk koyduğum fotoğraf daha şanlı olsa da bu konuya alet edilmemesi gerektiği için değiştirdim.
Eyy süngeroğulları! Kazanmayı sizden öğrenecek değiliz! Siz kimsiniz ya? (*)

bütün dünya bizi kıskanıyorken boyle yenildigimiz gibi asılsız iddialara kanmayın sayin sozluk ahalisi.
görsel

Trileçe ordusunun zayıf olduğunu düşünenler khaleesi' nin ejderhalarını henüz görmemişlerdi. Khaleesi ejderhalar henüz yeterince büyümedikleri için savaş alanına almıyordu. Ama biricik yavrusu dragon a güveniyordu. Gerekirse savaş alanına onu alırdı.
(*)
Ek:canımızı sıkmayın süngeroğulları,dragon yakar. Khaleesinin affına sığının ve tebâsına katılın. Gelin kardeş olalım. swh