insanın içine işleyen kieslowski filmlerinden sadece bir tanesi. filmde bu kadar az diyalog olmasına rağmen ana karakterimizin yaşadığı acı, şaşkınlık, pişmanlık her şey içinize o kadar çok işliyor ki. bunda büyük ihtimal ana karakterin aşırı güzel olmasının da etkisi olabileceğini düşünüyorum çünkü insan ister istemez güzel insanlarla daha çok empati kurabiliyor. bu bizim kötü yönlerimizden bir tanesi fakat gerçek bu.
julie kocasının ve çocuğunun hatırasını bile aldattığında kendini paralamışken kocasının ölmeden önce onu aldatmış olması insanda güven denen bir şey bırakmıyor ister istemez. hayatta en değer verdiğiniz insanın bile sizi aldatıyor olabileceği ihtimali beni açıkçası evlilikten ve ilişkilerden en uzak tutan şeylerden birisi. yani canın kadar da sevsen de güvensen de bunlar yaşanabiliyor, evlilik denen kurum bir nevi kumar oynamak bana göre.
filmde sevgi teması sık sık işleniyor, mesela julie olivier ile birlikte olmaya karar verdiği zaman sorduğu yegane soru onu hala sevip sevmediği idi. filmin sonunda koronun söylediği şarkının sözlerinde geçen dizelerle uyumlu bir şekilde julie'nin alzeimer olan annesi hakkında ise şunlar söyleniyor, bilgi yok olur ancak sevgi kalır. yegane duygu sevgi, sevginin olduğu her durumda umut vardır. yine de bir şeylere bağlanmak gerekir. tabii şunu da söylemek gerekiyor, karakterin geçirdiği psikolojik travma normal bir durum değil kesinlikle. onun yerinde olmadan onun kadar empati kurulabileceğini asla düşünmüyorum, filmin sonunda insanı umut ettirmeye yönelten şeyler olsa da bu gerçekten yaşandığı zaman aynı yollara çıkmayabilir. ama öğüt alabilmek her zaman iyidir. bu filmden de birkaç öğüt aldım kendime.
filmin görüntüsü kesinlikle çok güzel. bu konuda teknik bilgim olmadığı için daha fazla yorum yapamayacağım lakin ortalama bir sinema izleyicisi olarak söyleyebilirim ki kieslowski filmlerindeki duygusal geçişler ışık ve görüntüyle uyumlu.
senaryodan çok konu ve de işleniş ön planda diye düşünüyorum ki çarpıcı bir senaryosu olmasa bile film sizi fazlasıyla etkiliyor.
müzik konusunda da zaten bir diyeceğim yok ki julie'nin kocasının mesleği bestecilik, bu yüzden özellikle dikkat edildiğini düşünüyorum. filmin müziklerinin yapımcısı kieslowski ile samimi dostluğu olduğunu bildiğimiz zbigniew preisner...
özetle söyleyecek olursam kesinlikle izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. serinin devamını izledikçe diğer filmler hakkında da yazacağım.
julie kocasının ve çocuğunun hatırasını bile aldattığında kendini paralamışken kocasının ölmeden önce onu aldatmış olması insanda güven denen bir şey bırakmıyor ister istemez. hayatta en değer verdiğiniz insanın bile sizi aldatıyor olabileceği ihtimali beni açıkçası evlilikten ve ilişkilerden en uzak tutan şeylerden birisi. yani canın kadar da sevsen de güvensen de bunlar yaşanabiliyor, evlilik denen kurum bir nevi kumar oynamak bana göre.
filmde sevgi teması sık sık işleniyor, mesela julie olivier ile birlikte olmaya karar verdiği zaman sorduğu yegane soru onu hala sevip sevmediği idi. filmin sonunda koronun söylediği şarkının sözlerinde geçen dizelerle uyumlu bir şekilde julie'nin alzeimer olan annesi hakkında ise şunlar söyleniyor, bilgi yok olur ancak sevgi kalır. yegane duygu sevgi, sevginin olduğu her durumda umut vardır. yine de bir şeylere bağlanmak gerekir. tabii şunu da söylemek gerekiyor, karakterin geçirdiği psikolojik travma normal bir durum değil kesinlikle. onun yerinde olmadan onun kadar empati kurulabileceğini asla düşünmüyorum, filmin sonunda insanı umut ettirmeye yönelten şeyler olsa da bu gerçekten yaşandığı zaman aynı yollara çıkmayabilir. ama öğüt alabilmek her zaman iyidir. bu filmden de birkaç öğüt aldım kendime.
filmin görüntüsü kesinlikle çok güzel. bu konuda teknik bilgim olmadığı için daha fazla yorum yapamayacağım lakin ortalama bir sinema izleyicisi olarak söyleyebilirim ki kieslowski filmlerindeki duygusal geçişler ışık ve görüntüyle uyumlu.
senaryodan çok konu ve de işleniş ön planda diye düşünüyorum ki çarpıcı bir senaryosu olmasa bile film sizi fazlasıyla etkiliyor.
müzik konusunda da zaten bir diyeceğim yok ki julie'nin kocasının mesleği bestecilik, bu yüzden özellikle dikkat edildiğini düşünüyorum. filmin müziklerinin yapımcısı kieslowski ile samimi dostluğu olduğunu bildiğimiz zbigniew preisner...
özetle söyleyecek olursam kesinlikle izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. serinin devamını izledikçe diğer filmler hakkında da yazacağım.