ülkeden siktir olup gitmek – Tıbbiyeli Sözlük
kendisi ve bulunduğum yeri güzelleştirmek arasında gidip gidip gelmekteyim. Hangisini seçerim bilmiyorum ama güzel şeyler hissediyorum
Sadece bu ağustostaki yaşanan olaylar bile düşündürmüştür

https://twitter.com/haradriim/status/1300493074288832518?s=21
Gidip başka yerde yaşamak ayrı bir mevzu lakin özümüzde kazısalar vatanımızdan vazgeçmeyiz hiçbirimiz..
Ya yeter aq yeter gerçekten yapmıycaktım ama yeter artık ya siktir olup gidicem bu memleketten her şeyinizden nefret ediyorum
Edit:eksileyin aq çokta sikimdeydi
kolay olandır. kalıp mücadele etmek gerekir. insan ülkesini yaşanabilir bir hale getirmek için mücadele etmeli, "hasret"i için mücadele etmeli. nazım hikmet'in dediği gibi:
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
bu hasret bizim!"
Ben Türk değilim ama bu vatanın evladıyım ve ben toprağına aşık bir insanım. Tatile çıkınca bazen ailemden çok memleketimi özlediğim olur. İnsanlarına gelirsek, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar samimi insanlar görmedim, bir insanın okumamış olması onu cahil yapmaz, okumuş olması da onu insan yapmaz. İnsanlar sizin istediğiniz gibi değil diye onlara nefret beslemek de ne? Canım ülkeme bak, herkes birbirinden nefret ediyor. Sevmeyi deneyin arkadaş, kendinizden bir şeyler verin, herkes İsmail abi gibi bir insan ister çevresinde, biraz da o olmayı deneyin. Çalışın, emek verin, yeşertin, anlatın ama kendi fikirlerinizi empoze etmek için değil doğru bildiğiniz şeyi başkalarına da öğretmek için yapın bunu, kabul etmezse de saygı duyun. Biraz da bu ülkenin üstüne neden bu kadar gelindiğini düşünün, neden adam gibi iktidarların kısa soluklu olduğunu düşünün, nitelikli elemanların saf dışı bırakıldığını düşünün, düşünen beyinlerin yok edildiğini düşünün. Bu memleket kıymetli arkadaş.

Bu arada sözlük iyice foruma dönüşmeye başladı.
ülkenin geleceği hakkında oldukça karamsar olsam da asla düşünmediğim bir fikirdir. zira doğası ile ünlü memleketimi bırakıp ankara'da, istanbul'da vs. okumak bana oraların özlemini verirken türkiye'yi terk etmek... düşünülemez.
çok sevdiğim doğduğum yerleri, ülkemi asla terk etmemek ve ulusçuluk vs hayat felsefemse de, bu başlıktaki gibi düşünen ve artık sıkılmış insanları da çok iyi anlayabildiğim için buraya ek bir parantez açarak bu konu hakkında bir şeyler yazayım:
avrupa'da ileri memleketlerin hepsinde staj vb vesilesiyle birer ay bulundum diyebilrim. almanya'ya özellikle imkanları ve hayat standartları açısından hayran kalmışlığım vardır. adamların bizdeki gibi 15-20 milyonluk dev metropolisleri ve onun getirdiği sorunları ne şanslılar ki yok. bunun asıl nedeni gelişmişliğin, medeniyetin ülkenin her yerine eşit olarak dağılmış olması. mesela en basitinden 80 bin kişilik bir kasabadan 4 bin kişilik minik onlarca köyün her birine hızlı tren gidiyor.
ulaşım, altyapı, idari, nüfus, çöp bakımından az sorunu var. halk eğitimli ve birbirine karşı güleryüzlü, saygı, dakiklik ve iş ahlakı yüksek. kendi dil ve kültürlerine büyük önem veriyorlar. tarihe sahip çıkıyorlar. sokaktaki binaların pek çoğu tarihi ve bizdeki gibi çarpık kentleşme, çirkin plazalar, üzerine sıva atılmamış çıplak turuncu tuğlalı evimsi binalar, badanası çürümüş çatısız beton apartmanlar vs. yok. çevreye de önem vermişler: binalar doğa ile uyum içinde, köy havasında ama orada bir şehir var. sokaklar düzenli, sökülmüş kaldırım taşı, yola saçılmış çöp, 10ar 20şer gruplar halinde gezip insanlara hırlayan (bazen de saldıran) sokak köpekleri vs. yok. kimse gereksiz gürültü yapmıyor. sokakta bağırıp çağıran, insanların huzurunu bozan tipler yok veya tüm gün dükkanının önünde hiçbir şey yapmadan oturup sigara içerken gelen geçeni süzen boş tipler... kadınlar ve erkekler bakımlıdır. erkeklerin tıraşı düzgündür. saçları taralıdır. sakalı varsa düzgün uzatılmıştır.öyle işitçi gibi koyvermek yoktur.(*) sakal yoksa da sinekkaydı tıraşlıdır. yaz sıcağında dahi kötü kokan vatandaş pek yoktur... kadınlar da iyi giyinir. sporunu muntazam yapar vs. insanlar mutlu ve huzurlu, eğlenmesini de çok iyi biliyorlar, hayatı ve müziği seviyorlar ama diğer insanlara saygı çerçevesinde, sorumluluk altında olduklarını da biliyorlar. biranın memleketidir almanya... ama içip de ortalığı dağıtan bir adam görmedim. varsa da tek tüktür.
kaleleri muhteşem. her biri birer müze. her biri fotoğrafı çekildiğinde kartpostal gibi.
bilim ve sanat, özgür düşüncenin kat ettiği mesafe, mizah ve yaratıcılık konusunda ek bir yorum yapmama çok gerek yok.
aslında eksik hiçbir şey yok. iyi ve güzel ne varsa adamlar ülkelerine doldurmuşlar. tüm bunlara rağmen bir şekilde insan doğduğu toprakların özlemini çekiyor. nedenini bilmiyorum. ama bir yandan da keşke bu seviyelere biz de gelebilsek diyoruz...
sırf bunun için şu ülkede uğraşmaya değer. keşke herkes kendi yöresini ilini, ilçesini vb kalkındırmak için bunları düşünse... etrafındaki olumsuzlukları bu şekilde görse ve değiştirse. o zaman kimse bu ülkeden gideyim demez. tam tersine dışarıdan buraya gelmek isterler. tıpkı avrupa ülkeleri gibi.
**not: şununla çok övünebiliriz ki türk tıbbiyesi benim gözlemim, medeni ülkelerdeki tıp eğitimi seviyesindedir. (bunun nedeni türk modern tıbbiyesinin -harbiye ile birlikte- batılı disiplinde kurulmuş ilk kurumlardan birisi olması (19. yüzyılın başlarında) ve geleneklerini koruyarak, bunu bugünlere kadar bir şekilde getirebilmiş olması)