ümmetçilik – Tıbbiyeli Sözlük
Temel olarak islamın getirmiş olduğu kardeşlik prensibi bağlamında ırk farkı olmaksızın tüm herkesi (Müslüman olan herkesi) tek çatı altında toplama hayalidir.

Her ne kadar çatı islam olarak belirlense de ana omurga mezhepçiliktir. bildiğimiz ümmetçilerden iran gibi şii toplumlara sempati ile bakan yoktur.



Bu akım Osmanlı devrinin kapanmasına yakın etkisini göstermiş ll.abdulhamit ile nirvanaya ulaşmışsa da içinde barındırdığı bir çok eksik ile tarihteki yerini almıştır.



Çok basit bir misal olarak:

Hangi arap ,türk bir halife (yönetici) ister

Yada

Hangi türk ,arap bir halife (yönetici) ister
Çok basit bir misal olarak;

Müslümanlığı hakkıyla yaşayanlar olduğumuzda ne araplar ne de türkler sırf ırkı yüzünden ben senin halifeliğini kabul etmem der çünkü islamda asıl olan takvadır ırkların birbirine bir üstünlüğü yoktur.
Kimse kimseyi kandırmasın, Ümmetçilik Şamil bir Arap siyasasına müncer olan bir akımdır. Yani ümmetçilikte Arap olmak üstün ve Arapça konuşmak esastır, Ayin dili de Arap lisanıdır. Bu sebeple ümmetçilik Türk ve Türklük düşmanı akımlarda başat rolü oynar. Ümmetçi retorikte ‘millet’ sözcüğü millet değil ümmet demektir.
Ümmetçi mantığında bağımsız bir ulus olmanın önemi yoktur. Hatta esaret altında, başkasının bayrağı altında dahi müslüman olmak bu omurgasızlara ilginç bir biçimde kafi gelir. Mesela Yunan işgali esnasında Yunan ordusuna Anadolu’da yerli Rumlardan sonra ve başka en çok bazı imamlar yardım etmiştir. Yine ankara’daki milli hareket’e en çok karşı çıkanlar Adem-i merkeziyetçi tayfa haricinde dini hassasiyetleri olduğunu öne süren figürlerdi. Böylesine namussuz bir akımdır, Bu nedenle ümmetçilik son 30-40 Yıldır ABD’nin Ortadoğu politikalarında yönetmesi, yönlendirmesi kolay olduğundan desteklediği bir akım olagelmiştir.
Yine Türkiye gibi iyi ki milliyetçiliğin her kesimde yüksek olduğu bir toplumda bu hayasız akımı, ümmetçiliği savunanlar azınlıktadır. Ne de olsa koskoca bir Türklüğü tarihten silebilecek güçte bir akım değildir. toplumun tepkili cahil kesiminden olan bir azınlık ile yıllar önce sahtekar foyalarını açığa çıkardığı için Atatürk’e düşmanlık eden tiplemelerin devamı bugün ümmetçi cenahtadır.
Ümmetçi retorikte “Arap’ın Türk’e Türk’ün Arap’a üstünlüğü yoktur” şeklinde politik doğruculuk kokan söylemler ancak safdilleri kandırabilecek ölçüdedir, çünkü pratikte Arap üstünlüğü esastır. Bu sözde eşitlikçi, sözde insancıl politik doğruculuk ise ahlaki sınırlanmalara sahiptir yani “Ama” der, “müslüman’ın hristiyana tabii ki de üstünlüğü vardır”. Böylesine de iki yüzlüdür.
Özetle;
Ne olduğu gibi görünen ne de göründüğü gibi olan bir akımdır ümmetçilik.