unutulmayan lise anıları – Tıbbiyeli Sözlük
video


Karam aşkım sevgin bu muuu

Ne olacak bu aşkın sonuuuu



Bazen hay sizin karamınıza dedirtseler de şu an gülerek hatırladığım odamızın goygoy şarkısıdır. (*)

Odadan kopan tek kişi olmam üzüyor ama ne yapalım dostlar..
okul bahçesinde sigara içme mekanında dönemin bütün cugara tayfası toplanınca anı ölümsüzleştirmek isteyen gençlerin ağızlarından dumanlar çıkararak ellerinde sigaralarla mutlu pozlar vererek fotoğraf çekilmeleri. tam büyük grup toplanmışken mekanı basacağı tutan müdür yardımcısının sigaralarla fotoğrafı da yakalaması. o fotoğrafın bir dönem boyunca müdür yardımcısının okul bilgisayarında arka plan olarak kalması.
Lise hayatım o kadar güzeldi ki neredeyse her anı unutulmaz benim için. Yaşadığımı gerçekten hissettiğim, bütün hislerimi iliklerime kadar yaşadığım zamanlar...

Ama tabi en çok güldüklerimi söylesem daha makbul geçer heralde bu başlık altında.



Arkadaşlarla sürekli yarılmaca halindeydik zaten lisede abuk subuk her şeye yarılırdık ki bunların büyük çoğunluğundan ben sorumluyum. Yine bir gün sınıfa girerken arkadaşlara muazzam komik bir şeyler anlatıyordurum.



Düşünün şimdi bazı arkadaşlarım sınıfta önümde yüzleri bana dönük anlattığım şeye gülüyorlar, bikaç tanesi de arkamda. Neyse birden karşımdaki arkadaşlarımın gülüşü dondu suratlarında bişey oldu ama ne? Arkama döndüm arkamdakiler de şok ifadesinde. Telefondan suratıma bakıyorum hiçbişi yok. Elimi saçıma bi attım allahım ıpıslak. Meğerse mamut lakaplı arkadaş puahahaha diye gülerken ağzındaki suyu kafama tükürmüş, tükürmemiş kusmuş resmen.

Tabi sonrasında olay su şişesini kaptığım gibi ağzımdaki suyu ona püskürtmemle tükürük savaşına döndü.

Lisedeki sevgilim de sıcak bir yaz günü sahilde sarılıp yürürken içtiği suyu suratıma püskürtmüştü.

Benim sorunum ne bilmiyorum arkadaşlar ama hayatımda katıla katıla güldüğüm zamanlardı bunlar.



Bi de yine sahilde piknik yaptığımızda karpuz ve erik çekirdeklerini tükürme olayımız var ama meseleyi anladınız...
Öncelikle anlatacaklarımın hiçbir arkadaşa örnek olmaması dileğiyle Swh

Lise 3’teyim. Bilirsiniz lisenin en güzel dönemlerinin başındadır kendisi; arkadaşlarla iyice samimi olmuşsunuzdur, kemik takımınız oturmuştur, sınav denilen bir stres yoktur ve hormonlarınız maksimal düzeyde gezer swh
İğrenç bir lise hayatı geçiriyorum yalnız; ortamım falan Harika ama okulla hiç aram yol, Notlar yerlerde, devamsızlıklar sınıra dayanmış hatta evime birkaç defa posta yolu ile bilgilendirmeler bile geliyor o kadar kötü bir durumdayım.
Ailem bu duruma dayanamayıp beni dershaneye yazma kararı aldı ve o zamanda bizim memleketin en iyi dershanelerinden birine yazıldım. Yalnız düşünülmemiş bir şey var ki; bunu düşünen tek aile benimki değilmiş, bütün kemik kadro olarak dershaneye yazılmışız Swh
Önceleri her şey çok güzel ilerliyordu, yavaştan derslere falan ısınmaya hatta denemelere falan gitmeye bile başladım. Sonradan dershane müthiş bir karar aldı: kızlar ve erkekler diye sınıfları ayırdı, nedeni malum, hormonlar... Swh
Bu karardan sonra her şey eskisinden de kötü olmaya başladı, düşünsenize bir sınıfta 24 erkeğiz. Swh
Yine bir haftasonu sabahı saat 10 civarında uyanıp dershaneye gidiyorum (sanırım 3.derse). Dershaneye gidip kapıyı çaldım ve içeriye girdim, sınıfta 3 kişi var: 2 tane gruplara dahil olmayan inek arkadaşımız ve hoca. Neyse geçip en arka sıraya oturup çaktırmamaya çalışarak arkadaşı aradım:

+ Lan olm nerdesiniz?
- Olm asıl sen nerdesin lan ? cs’ye geldik. 6-5 kaldık acil gel bla bla net cafeye.
+ Olm dersteyim ben
- Tamam çık gel lan, acil çabuk. Dııt dııııt.
Telefon kapandı.
Cesaretimi toplayıp elimi kaldırdım ve;

- Hocam müsadenizle dersinizden çıkabilir miyim?
+ Çıkamazsın bitlistütünü
- Hocam ama çıkmalıyım
- bitlistütünü sana kapıdan çıkmayı yasaklıyorum amma başka türlü sınıftan çıkarsan söz veriyorum seni yok yazmayacağım. - Dershaneleri bilirsiniz, yoklama alırlar; anında ailenize SMS yoluyla uçururlar, bir öğrencinin en zor durumlarından biri swh-
+ hocam emin misiniz?
- Eminim

Önceden sınıfın penceresinin yan taraftaki berberin çatısına baktığını biliyordum, iki uzun bina arasında kalan küçük bir berber dükkanıydı ve sınıf penceresiyle arasında yaklaşık 1.5 kat kadar bir mesafe vardı. Tekrardan hocaya dönüp:

+hocam emin misiniz?
- Eminim diyorum oğlum.

Hocaya fırsat vermeden fırladım ve penceren aşağıya fırladım. Biraz sert bir yüzüstü düşüş oldu ve zaten çok çabuk kanayan burnumdan kan söktü. Kafamı kaldırıp hocaya baktığımda:

- imdaaat ! Çabuk 112’yi arayın, çocuk düştü.
+ hocam iyiyim ben iyiyiiim, siz beni yok yazmayın yeter hocaaaam, hadi Allah’a emanet

Sonrasında çatının köşesinden berberin arka tarafına inen merdivenden indim ve yarı topallaya topallaya kafeye gittim, tabi kafede bir şok ortamı olsa da son derse kadar Cs oynadık.

Son derse geldiğimizde yine aynı hoca vardı, içeriye doluştuğumuzda adam bana imalı bir bakış attı ve dersten çıktı. Sonrasında İnstagram hesabında bir post gördük; sınıfımız tahtasının 3 pozu ve altında şöyle bir not:

D-114’te ilk defa tahtayı 3 defa ağzına kadar doldurup ders anlattım, bunu gördük ya...

Kötü günlerdi, kötü örneklerdi ama eğlenceliydi, ah deseler aynı şeyleri tekrar yaşayacaksın şimdi her şeyi bırakır tekrardan lise 1’den başlarım...
video

13 numaralı oda(*) kendimi bu kadar ifşalıyorum buradaysanız ses verin.(*)
Ayrıca bu şarkıyı tatliş yazarımız iyikivarsın'a da ithaf ediyorum(*)