milli kütüphane için konuşacak olursam; yanıma hemcinsimin oturması pek hoşuma gitmiyor açıkçası. 10 kızdan 9'u gürültü yapıyor. bazıları da çantasında abur cubur getirip, o paketin cızırtısı yok mu. halbuki okuma salonuna girişte "yemek getirmeyin" diye koca koca harflerle yazmışlar.
yurt ortamına gelecek olursam; bizim kız yurdunda her blokta 1 tane çs vardı ve aramadığın, o ortamı ne kadar rezil edecek tip varsa hepsi ordaydı sanki. yerlere güm güm basıp yeri titretenler mi dersin. sürekli birşey yiyip gürültünün dibine vuranlar mı dersin. çs'nin boş olduğunu sanıp babası'nın evindeymiş gibi telefonla konuşanlar mı dersin. neysem sinirlendim yine.
sırf bu kavram yüzünden arkadaşlığım bitti. ya ailen ya ben gibi bir intiba oluşturmadım halbuki. ne diyim ailesi 1 kilo kına alacağına ben alırım onların yerine.
sırf bu kavram yüzünden arkadaşlığım bitti. ya ailen ya ben gibi bir intiba oluşturmadım halbuki. ne diyim ailesi 1 kilo kına alacağına ben alırım onların yerine.
her köşe başında her sokakta her an karşınıza çıkabilecek sevimli mi sevimli canlıdır. bir türlü sahiplenmeye fırsat bulamadım. hepsini yirim ben özellikle de tatlı olanlarını.
en yakın arkadaşım olur kendileri. özel bir üniversite de geçen yıl görevine başladı. sürekli doktorlar şöyle bilmiyor byle bilmiyor. hastanede ki doktorların çoğu salak gibisinden söylenir. arada da iki kendi hastalarını anlatır sanki kendisi doktormuş gibi. ne diyim ilginç biri.
her köşe başında her sokakta her an karşınıza çıkabilecek sevimli mi sevimli canlıdır. bir türlü sahiplenmeye fırsat bulamadım. hepsini yirim ben özellikle de tatlı olanlarını.