Bundan 1-2 sene öncesi. Özel bir yurtta kalıyoruz. Hepimiz üniversite öğrencisiyiz. Tesadüf bu ya, odada da bir tane Brezilyalı bir kız var. Ama kız tam bir latin güzeli yani. Çıtı pıtı bir hanım kız aynı zamanda. Bu detayı niye verdiğimi birazdan anlayacaksınız. Türkiye'ye öğrenci değişimiyle gelmiş, 1 sene kalıp gidecek. Ama geldiğinde tek kelime türkçe bilmiyor, en başlarda Google Translate ile anlaşmaya çalışıyor herkes. Sonraları baya iyileşiyor Türkçesi hem okulda hem yurtta öğreniyor yani bir şekilde. Neyse işte gel zaman git zaman artık saatlerce muhabbet yapar hale geliyoruz samimiyet artıyor derken odada 3 5 kişi toplandığımız bir akşam bu kızımızla şöyle yaran bir diyalog yaşanıyor:
- ee akşam ne yiyoruz kızlar x sen söyle ne yapalım sana?
+ ben sizin yemeklerden yemek istemiyorum artık.
- hayırdır noldu sevmiyor musun yoksa Türk yemeklerini?
+ yok hayır seviyorum tadı güzel ama benim karnım bozuldu artık bunlardan. Hepsi çok kuru. Hep dürüm pilav falan.
- hadi ya nasıl peki karnın mı ağrıyo?
+ yok ağrımıyor ama başka bir derdim var :(
- neyin var kuzum anlatsana :((
Biz tabi tıpçılar olarak anamnez kokuları alıyoruz, hepimizde bir ciddileşme başlamış, gözler kısılmış, dikkatle dinlemeye çalışırken o kibar, o hanım, o çıtı pıtı güzeller güzelleri kızımızın ağzından çıkan tek bir kelimeyle yerleri yumruklayarak gülmeye başlıyoruz:
-Caps lock-
Sıçamıyoruuuum :(((
-caps lock-
Herkeste önce bir saniyelik şok dalgası yayılır ve sonra kahkahalar 40 gün 40 gece devam eder. Sen nerden öğrendin bunu tatlı qıss? İşin kötü yanı sıçma kelimesini argo olarak değil gerçekten normalde de kullanılan bir kelime sanıyormuş. Biz gülerken "niye güldünüz yanlış bir şey mi dedim?" Diye soruyordu. Biz orda ona doğrusunu öğrettik elbette ama düşünsene bir restoranta gidip nereye sıçabilirim diye sorduğunu evlerden ırak. Hala hatırlar güleriz. Demek Sıçamıyorsun ha?
El-tanım: yillar gecse de hatirlaninca hala yerlere yata yata gulduren olaylar.
- ee akşam ne yiyoruz kızlar x sen söyle ne yapalım sana?
+ ben sizin yemeklerden yemek istemiyorum artık.
- hayırdır noldu sevmiyor musun yoksa Türk yemeklerini?
+ yok hayır seviyorum tadı güzel ama benim karnım bozuldu artık bunlardan. Hepsi çok kuru. Hep dürüm pilav falan.
- hadi ya nasıl peki karnın mı ağrıyo?
+ yok ağrımıyor ama başka bir derdim var :(
- neyin var kuzum anlatsana :((
Biz tabi tıpçılar olarak anamnez kokuları alıyoruz, hepimizde bir ciddileşme başlamış, gözler kısılmış, dikkatle dinlemeye çalışırken o kibar, o hanım, o çıtı pıtı güzeller güzelleri kızımızın ağzından çıkan tek bir kelimeyle yerleri yumruklayarak gülmeye başlıyoruz:
-Caps lock-
Sıçamıyoruuuum :(((
-caps lock-
Herkeste önce bir saniyelik şok dalgası yayılır ve sonra kahkahalar 40 gün 40 gece devam eder. Sen nerden öğrendin bunu tatlı qıss? İşin kötü yanı sıçma kelimesini argo olarak değil gerçekten normalde de kullanılan bir kelime sanıyormuş. Biz gülerken "niye güldünüz yanlış bir şey mi dedim?" Diye soruyordu. Biz orda ona doğrusunu öğrettik elbette ama düşünsene bir restoranta gidip nereye sıçabilirim diye sorduğunu evlerden ırak. Hala hatırlar güleriz. Demek Sıçamıyorsun ha?
El-tanım: yillar gecse de hatirlaninca hala yerlere yata yata gulduren olaylar.