yağmurlu ve kasvetli havayı seven insan – Tıbbiyeli Sözlük
kendisine bir kulaklıkla kasvetin müzik hâli draconian eşlik etmediği takdirde yağmurun tadına tümüyle varamayacak, kasvetin anlamına ulaşamayacak insan.

i am truly left alone,
but somehow... just somehow
it feels like my loneliness is a victory
over the self-delusion of joy...
and happiness.

My heart beats faster,
the anguish becomes clearer
and my misanthropic view gets stronger.
Living in the shadows...
so proud of being the one,
but desperate...
so desperate
for a helping hand...

video
Ankaralı olmak sonucu kazanılır. 7/24 hava kapalı, yagmuru sevmeyelim de besleyelim mi?
Çamuru ve paçalarımın ıslanmasını sevmediğimden olsa gerek Hiç anlayamadığım insandır.

kapalı hava insanı depresyona sokabilecek şeyler arasındadır.bu havayı sevenlerse genelde depresyona yatkın melankolik kimselerdir.
Tam bir ankara insanı.

Yağmurdan sonra yürüyüş beni de sarıyor ama yok kapalı hava bana çok depresif geliyor psikolojim bozuluyor.

Yaşasın İstanbul!
ruh halimize daha yakın olduğu için seviyoruz. güneşli ve açık havayı sevmiyorum, o dünya bana ait değilmiş, beni dışlıyormuş gibi geliyor. anca beraber kanca beraber değerli meteoroloji
Bir üstteki yazı ne kadar doğru, öyle gerçekten de.

Yazın ben kendimi sadece havanın değil insanların da dışladığını iliklerime kadar hissediyorum. Gülücükler, tatiller, toplu etkinlik ve bitmek bilmeyen toplu aktiviteler, instagram pozları... İnsanlar yaz mevsimini seviyor, yaşamayı bilen insanlar sanırım bu mevsimi daha çok seviyor.

Benim yazım birkaç yakın arkadaş buluşmaları ve birkaç haftalık tatillerin ötesine çıkamıyor ki. Ne yeni insanlarla tanışma ne yeni deneyimler... İstediğim şeyleri yapacak ne gücüm var ne de çevrem...

Sanırım yaz mevisimiyle ilgili en sevmediğim şey çok fazla gülücük olması her yerdeler. Ben bu kadar gülmüyorum çünkü. Karamsar müzik listelerimi dinlemeye ve bu tip müzik beste ve üretim işlerimi yapmaya devam ediyorum. Edemiyorum. Dışarıdaki güneş pencereden gelip derinin en alt tabakasına kadar işlerken, güneş çekilip hava kararıp da yerini bana bırakmazken nasıl yapacağım ki! Beni bu havalar mahvetti, böyle havalarda başladım neşeli dolayısıyla hissetmediğim içten olmayan müzikler yapmaya :)

Kar yağacak mı diye sabaha kadar beklemek, başlayan kar durmasa diye pencerede nöbet tutmak sanki gidersem duracakmış gibi, hava durumu modellerini takip etmek (bir ara meteoroloji uzmanı gibi baya bir şey öğrenmiştim modeller konusunda teknik olarak sırf kar yağışına bakmak için), Ya da sadece şehrin ana caddelerinde hava tam kararırken akşam maviliğinde yüzüne çarpan kar, yağmur ve rüzgar sesi eşliğinde yürümek. Üşümek ama zevk almak aynı zamanda, tabi akşam ısınacağın bir yerin olduğunu bilmek sonucunda gelen bir zevk yoksa küstahlık, saygısızlık yapmak istemem.

Bu havalar bana göre değil çok fazla aydınlık. Biraz daha özeli olması lazım insanların. Daha karanlık havalar, daha samimi muhabbetlerin döndüğü soba, şömine yanan kafeler lazım bana.