yaşamak – Tıbbiyeli Sözlük
Sanattır kimisine göre , bazıları elde sıfırla başlar çünkü. Biz ise elimiz dolu başlayıp şikayetlerle bir bir kaybederiz sanatkarlığımızı. Ustasından öğrenmek lazım bunu, en iyi eskiler bilir .
"uğruna ölmekse eğer yaşamak, bin kere ölürüm de adına leke sürdürmem; şereftir, namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım zalimi güldürmem."

-necip fazıl kısakürek
Biraz acıtacak.

onu zaten anladık. yaşamak böyle bir şey. biraz acıtacak bir şey. ama bir şey var böyle fısfıs, futbolcu yere düşüyor ya hani, debeleniyor yerde, sonra koşuyor montlu bir adam, fısfıs yapıyor, sonra hiçbir şey yokmuş gibi kalkıyor hani.



biraz acıtacak yaşamak ama fısfıs olsa iyiydi. fısfıs vardır belki.

mesela gözleri, biraz acıtacak bir şeyler, o bir bakacak böyle, fısfıs.

mesela gülüşü, kedi gülüşü, kedi gülüşünü senin. fıs fıs fıs.



biraz acıtacak, o yanınızdaysa daha kolay olacak, o uzaktaysa o bacak kopar, o dikiş tutmaz.

zor bir şey değil mi sahi yaşamak? nasıl gidiyor sizin, iyi mi?



biraz acıtacak. insanlar, kavgalar, savaşlar acıtacak. borçlar, parasızlıklar, yoksulluklar acıtacak. istediklerimiz yapamadıklarımız sonra. biraz acıtacak, yaşamak böyle bir şey çünkü.



ayağımızın serçe parmağını sehpaya vurmuşuz gibi değil, ayağımız kangren gibi olacak sonra.

biraz acıtacak, yaşamak böyle bir şey çünkü.varsın acısın. (ah.)
Yaşamak,ne kadar da yüce..ve tüm varlığınla doldurarak tüm dünyayı.. yaşıyorum bir şarkıda.hem de ağlamak istercesine ,coşkuyla.bir çocuğun gülüşünde yaşıyorum ve yaşlı bir insanın merhametinde.saçlarımı uçuşturan rüzgarda.yaşamak tarifsiz bir şey.yaşamak ne güzel şey...

video
Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?

Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?

-Yaşama!

-Ya bileydim?

Yazar:Mıydım

Hiç: Şiir.
Bazı anlar acı çekebilme kabiliyeti ,

Belki nefeslerarası bekleyiş ,

Belki de yaşamama eyleminin yokluğudur kim bilir ¿
Her günün bir hediye olduğunu bilerek yaşasak gerçekten yaşamış olmaz mıyız. (bi filmde geçiyordu bu sanki)
Yaşamak şakaya gelmez

Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

Bir sincap gibi mesela

Yani yaşamanın dışında ve ötesinde

Hiçbir şey beklemeden

Yani bütün işin gücün yaşamak olacak



video
mücadeledir. acıdır.
klinikte her gün bir tane daha insanın, bebeğin bu yolculuğa başladığına şahit oluyorum. işin felsefi boyutu klinik boyuttan da öte. doğadan alınan enerjinin geçici bir süre zarfında organizmada kullanılması. belirli bir amacı yok. sadece nükleik asitlerin çoğalma çabası, hırsı ve bu bireyin kendi benliğinin fevkinde. bizler tek tek kişiler olarak o kadar şey görüyoruz, anı biriktiriyoruz ama sonunda yaşlanıyoruz, zamana yenik düşüyor ve ölüyoruz ama genlerimiz ve dna tür bazında sürekli devam ediyor. başka bireylerde yaşıyor.
insan anne karnından çıktığında ağlıyor, belki de ilk çektiği acıya isyan ediyor. sonra büyüdükçe aç kalmayı, üşümeyi, düşmeyi, mikroorganizmalar nedeniyle hasta olmayı, acı çekmeyi tecrübe ediyor. daha sonra tüm bu doğal risklerden paçayı kurtarınca bu sefer de insanların içinde hayatta kalmaya çabalıyor. sosyal dokuya kendini adapte etmek için çabalıyor, dersleri öğreniyor, sınavlardan geçmek zorunda kalıyor adapte olamayan da acı çekiyor, dışlanıyor. bu süreç asla bitmiyor. derken biyolojik emre itaat edip yeni bireyler ortaya çıkarmak için eş buluyor.
sonunda da ölüyor.
yaşamak bireyin kendisi için anlamsız, insanlığın bütünü için anlamlı.
tabii en sonunda biraz astrofizikle ilgilenip dünyanın, güneşin, evrenin yok olacağını, hatta atomların dahi belli bir ömrü olduğunu düşününce belki her şey tamamen anlamsız gelebilir.
ama insan olgulara o kadar geniş açıdan değil de sınırlı açıdan baktığı sürece bu anlamları yükleyebiliyor.
Bir çeşit farkındalık durumudur, en azından biz insanlar için. Yaşamak ile alakalı şimdiye kadar denk geldiğim en iyi kitap kesiti ise şöyledir

(bkz:fyodor mihayloviç dostoyevski)
(bkz:suç ve ceza)

Raskolnikov yeniden yürümeye başladı. “Acaba nerede okumuştum” diye düşünüyordu bir yandan da, “İdam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde, ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse, çevresindeyse uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanın, o anda ölmeye yeğleyeceğini söylemiş. Yeter ki yaşasın! Yalnızca yaşasın! Aman Tanrım, bu nasıl gerçek böyle! Bu nasıl gerçek! İnsan ne alçak yaratıkmış!” Raskolnikov bir dakika kadar durup düşündü, sonra “Bunun için insana alçak diyen de alçaktır!” diye ekledi.