yemek yapmak – Tıbbiyeli Sözlük
Cinsiyet ayrımı olmaksızın her bireyin kazanmak zorunda olduğu bir yetenek.



Temelini öğrendikten sonra yemek yapmak büyük ölçüde deneme yanılmadır. Öğrenme aşamasında uyguladığınız tarifleri değiştirmek, mutfaktaki artan malzemeleri değerlendirmek için yemekler uydurmak, alengirli isimleri olan yemekleri 40 yıllık şefmiş gibi yapmaya başlamak... Zorunluluk olmaktan çıkarıp hobiye bile dönüştürebilirsiniz bu işi. Pratik yaptıkça sebzeleri önünüze dahi bakmadan ve makine gibi hızlı doğrayabilirsiniz. Aynı şeflerin yaptığı gibi.



Yemek yapmanın tek tatsız yanı yemeği pişirirken "görerek" doyduğunuz için kendi yaptığınız yemeği yiyemiyorsunuz bazen.
Beceremedigim icin aile bireylerim tarafindan 'kesin evde kalacaksin' tarzinda ithamlara maruz kaldigim hede. Neymis mecburiye gidince napacakmisim? O zamana kadar da ogreniriz heralde, elimiz armut toplamiyor ya.
Öğrenmek için hiç çaba göstermediğim basit iş. Yapmam gerektiği zaman bir şekilde tarifine bakıp yaptım, gayet de güzel oldu. çoğu yemeğin temel bazı kuralları var, pişme sırası vs. Elinde ne malzeme varsa sırayla koyup, tuzunu baharatını da ekledin mi yetiyor. Zaten içine kavrulmuş soğan ve salça giren yemeğin lezzetsiz olma şansı yok bana göre.
bir meziyettir. öngörü sahibi olmayı gerektirir. bu da tecrübeyle kazanılır. sahanda yumurta yapmak gibi küçümsenen bir yemeği bile yaparken kabuğunu içine düşürmemeyi yapa yapa öğrenirsin. o soğan yanar. o et yapışır. her şey tarif kitaplarında yazmaz. yapın yaptırın.

edit:(bkz:yemek yapan erkek)
keyif için mutfağa girdiğimden dolayı ana yemekten çok pasta börek çörek kurabiye pek çok tatlı çeşidini severek yapıp, ana yemeklerde biraz bocalamakta olduğumdur. ama şunu söyleyebilirim ki kötü gecen komite sonrası genelde kendimi kurabiye yaparken bulurum ve en güzel kısmı da yerken mutlu olurum. hatta şimdi kalkıp yapsam mı canım istedi.
Zevk işlerinden biridir. Kadın olarak yemek yapmayı sevmek zorunda değilim, ihtiyacımı karşılayacak kadar yapıyorum zaten. Yemekle kaç saat uğraşacağıma alırım elime bir kitap onu okurum. Yemek için yaşayanlardan değil de yaşamak için yiyenlerdenim zaten. Sevdiğimi iyi yerim o ayrı. Dedim ya zevk meselesi. Ha yapmayı sevip de harikalar oluşturana hayranım o da ayrı. Vakit kaybı görüp sevmemem konusunda toplumdan tecrit edilmemem de gerekir o daha da ayrı.
Aslında ara sıra çok güzel yemekler de yaptığım olmuştu fakat size en kötü yemek deneyimimi anlatayım;

Bir gün ev arkadaşlarımdan biri evde makarna yapmış ama tek başına olduğundan paketin yarısını kullanmış diğer yarısını kenara koymuş.

Ben de çok titiz biri değilim ama arkadaşım yemek konusunda çok rahattır şöyle ki; birkaç gün sonra yemek yapacağım dedi ki makarna kalmasın sen de onu yap.

baktım makarna bildiğin tozlanmış dedim bu böyle yapılmaz ama içim el vermedi arkadaşım da ziyan olmasın falan diyince dayanamadım dedim tamam bugün menüde makarna var.

Makarna tozlu olduğundan Hemen sivri zekam devreye girdi ve makarnayı yıkadım evet bildiğin musluğun altına çubuk makarnayı tutup yıkadım.

Bu kadar da değil sonra bu makarna suyu çok tutmuştur diyip elimle güzelce suyunu sıktım.

Elimde kalın tek parça bir çubuk makarna kaldı ama yılmadım dedim bunu kaynar suya atarsam açılır ve attım.

Tabi ki açılmadı ve makarnanın nasıl yapılmayacağının bir başka yolunu daha buldum.swh
Pek de kolay olmayan iştir aslında.evet her şeyin bir sırası var, salça var, baharat var vs.
Fakat ölçüler kadar kıvam ve sebzelerin diriligi-yumuşaklığı da oldukça önemli.kıtır kıtır bir taze fasulye ya da eriyip una dönmüş bir nohut yemeği güzel olur mu? Çorba gibi sulu olmuş barbunya yahut marmelat gibi bir çorba?
Zamanından önce ocaktan alınan bir yemeğin özleşmemiş tadını bilirsiniz, çok pişmiş yemekteki yanıksı tadını da.
Ben anneme taze fasulye tarifini söylemesini istediğimde o kadar kolay gelmişti ki yazarken, Ama bir de yaparken sorun onu :) herşeyin bir inceliği varmış meğer o burun kıvırdıgım fasulye yemeğinde bile.her sebzenin rengi kavurma işinin ne kadar süreceğini, homojen kavurmanın ve alt üst etmenin önemi, konulan sebzelerin özellikle domatesin sulu olup olmaması ki bu konulacak su oranını etkiler vs. daha neler neler...
Yani yemek yapmak "yaptım oldu"ya getirilecek bir iş değil.özen ister, emek ister, zaman ister.
Annemin demesine göre soğan, yağ, salça üçlüsüne ne katarsan kat yemek oluyor. Biz beceriksizmişiz... Hayır, Allah var zorda kalsam çok güzel yemek yaparım (zaten internetten çıkıyor, çoğu da cidden güzel oluyor) ama anneler iyi ki var swh