et

ülkemiz insanlarının zor eriştiği gıda.

bir çok eser element ve protein kaynağı temel gıda maddemiz...



atalarımız geyik, domuz kovalayarak ve bunlardan elde ettiği eti pişirerek enerji ihtiyaçlarını ve temel gıda gereksinimlerini gideriyorlardı..

bizim sindirim sistemimiz de et sindirmeye uygun..



ama içinde bulunduğumuz `sosyal devlet`te anneler çocuklarını ekmeği çaya batırarak beslediği için etin faydalarından çocuklar yararlanamıyor. sonra `demir eksikliği anemisi`, `büyüme gelişme geriliği` ve asgari ücrete en ağır koşullarda çalışan eleman..



mali kriz içinde bulunan `yunanistan` da adamlar 8 euro gibi bir fiyata tavernada pork biftek yiyebiliyorken bizim insanımız etin kilosunu 42 liradan alıyor..



etten elde edebileceğimiz besin değerlerini `çekirge` gibi hayvanlardan da elde edebiliriz ancak ülkemizde `eklembacaklı` üretimi ve yemek sanayinde kullanımı da yok... çekirge, sığır etine göre çok daha ucuz.

galiba bu ülke insanı için hep lüks olmuş yiyecek. dedemler zamanı 1940'larda da aynı şey varmış, annemlerin zamanı 70'lerde de. 75 sonrası kemal sunal filmlerinde de 250 gram kıyma hesabı yapılmış.



antrikottur, bonfiledir onları geçtim, hayvanın en değersiz yerinden çıkan kuşbaşı et ya da kıyma bile 40-45 liraya ulaşmışken 4 kişilik bir aile ayda kaç gram et tüketebiliyor acaba? kurbandan kurbana, yazık.