hadis-i şerif – Tıbbiyeli Sözlük
peygamber efendimizin farklı olaylar, konular hakkında söylediği sözler ve mesajlardır. kur'an-ı kerim'den sonra islam dininin en büyük ikinci kaynağıdır.

Nisa suresi 80. Ayetin bir kısmında şöyle der: kim peygambere itaat ederse allah'a itaat etmiş olur.

Haşr suresi 7. ayetin bir kısmında ise şöyle der: peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının.

buna benzer birçok ayet kur'an'da bulunur. allah böylece sünnet ve hadisin önemini gözler önüne serer.

(bkz:ibrahim suresi 52. ayet)

(bkz:hadis inkarcıları)
Müslümanların peygamberinin din, ahlak, toplumsal düzen hakkında söylediği , bazen kurandaki anlaşılmazlıkları dolduran sözler olarak düşünülse de müslüman peygamberinden sonraki dönemde dünyaya gelmiş insanların intergluteal boşluğundan söylediği sözlerin de dahil olduğu özlüsözler.
Buradan bana türbanın allahın ayeti olduğunu söyleyip, beni tesettürlü yapmaya çalışan pırıl pırıl kafalara selam olsun.
Bakara suresi 256. Ayette `dinde zorlama yoktur` der.

Çünkü insanlar bir şeye zorlandıkça ondan daha çok soğurlar.

ama istersen şu ayetlere bakabilirsin. Ahzab suresi 59. Ayet ve nur suresi 31. ayet.
bu konuda bilen bilir ciddi sıkıntı vardır.kesinlikle güvenilir kaynak değildir.müslüman olduğum zamanlar bu hadislerdeki saçmalıkları fark etmiş ve reddetmiştim, şimdi tüm dini reddediyorum da o ayrı mesele.
gördüğümde "eyvah yine bir sürü yapıcılıktan uzak, inananları küçümseyen ve peygamberimize karşı saygısızca ifadeler içeren entryler yazacaklar" dediğim başlık. maalesef korktuğum gibi de oluyor. öyle ki kutsal değerleri sözlükte dile getirmekten çekinir olduk artık.
Kimilerince kutsal kabul edilmiş, dokunulmazlık verilmiş; kabul etmeyenin dinden çıktığına inanılan sözlerdir. Oysa bir müslüman için bunları sorgulamak çok önemlidir, bundan çekinmemek gerekir. Karşıt fikirler veya size göre saçma ifadeler görünce telaşlanmayınız her koyun kendi bacağından asılır.



sözüm her şeyin doğrusunu bilen müslümanlara, anne babanız müslüman diye siz de müslüman oldunuz. yani müslüman olmakla gururlanacağınız bir durum yok. Oysa sorguladıktan sonra inandığınız zaman inancınızın bir değeri olabilir.
namaz kılanın önünden kara köpek ,eşek ve kadın geçerse namaz bozulur.

dinini değiştireni öldürün.

"allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir"(buhari 97/24, 10/129)

"peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti" (buhari) "peygamber, savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi" (buhari, cihad/146; ebu davud 113).

"uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın" (buhari 76/53) "keçinin yemesi sonucu kuran'dan çıkan taşlama ayetini ömer kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi" (buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; muslim, hudud 8/1431; ebu davut 41/1; itkan 2/34).



İşte bunlar, Allah`ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah`tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? ! (Casiye Suresi 6)

de ki ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.

kuran tamamlanmıştır.apaçıktır.yalnız kurandan sorulacaksınız.

böyle ayetler varken nasıl oluyor da yüzyıllar önce ağızdan ağza aktarılan kime ait olduğu belli olmayan hem kendisiyle hem de ayetlerle çelişen sözlere inanıyorsunuz.madem kurandan sorgulanacağız başka kaynak niye ? hadisler allahın sözleriyse sizce böyle mi korunmuş oldu? işid hadis ve mezheplerden farklı birsey mi uyguluyor? sizce bu hadislerle peygamberw hakaret edilmiş olmuyor mu ? sonra batılılar karikatür çizince kıyametler kopuyor. nereden alıyorlar bu bilgileri batılılar? asıl hakareti biz yapıyoruz malesef.peygamberimizi putlaştıramadık hristiyanlar gibi ama sözleri zannedilen hadisleri putlaştırdık.

son olarak her koyun kendi bacağından asılacaktır.ona göre bir yaşam biçimi oluşturup öyle yaşamalıyız başkasının sözlerine göre değil.
bir konuda kitabın ortasından ve yanlış kaynaktan okumaya başlarsak birşey anlamama ihtimalimiz, hatta yanlış anlama ihtimalimiz gayet yüksektir.



o yüzden bir özet geçmek istiyorum, lütfen sabredin okuyun. eksik-yanlış bir söz söyler isem bu ancak benim hatamdır, islam, kuran ve hadis bu yanlıştan uzaktır.



islam bir din'dir. yani bir yere kadar sorgulama ve inanma, iman etme vardır temelde. iman edince artık 'bu neden böyle' diye inkar eder tarzda konuşmak (o hükmün altındaki amacı samimi olarak sorgulamak-merak etmek normaldir hatta güzeldir.) aslında gereği gibi iman etmemektir. Bu kalsın aklımızda.



konumuz hadis olunca allah'ı, kuran'ı kabul eden samimi müslüman üzerinden konuşuyorum.





allah bir din gönderdi. dinin de insanlara bireysel, toplumsal alanda bazı emir ve yasakları var. bu yasaklara müslümanım diyen biri itiraz edemez.



Allah hükümleri vahiy denilen akılla çözülmesi mümkün olmayan, ancak imanla insana huzur veren bir yol ile bize bildirdi. Vahyin ise 2 çeşidi vardır. Bir okunan (metlüv), yani kuran, birde okunmayan (gayri metlüv) yani peygambere özel olarak bildirilen vahiyler. Birisi vahiy sadece kurandır demeden ben hemen kanıt sunayım;



Tahrim 3. Ayet.

Diyanet İşleri: ""Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, “Bunu sana kim bildirdi?” dedi. Peygamber, “Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi” dedi.:""



Bakalım şimdi; vahiy dediğimiz şeyler sadece kuranda geçiyor ise burada bahsedilen, allahın peygamberine bildirdiği eşinin o gizli sözü başkalarına ilettiği bilgisini vahiyle öğreniyorsa bu vahiy kuranda yoksa nerede ?

Bu kurandan başka vahiy geldiğinin yalnızca bir kanıtıdır. Daha onlarca kanıt var.







hadis konusunda şöyle bir itirazda geliyor. peygamberin dediği bizi bağlar mı ?



allah dini kuran ile gönderdi. Kuran 6 bin küsür ayetten oluşan temel bazı konuları açıklayan, bazı konularıda açıklamayıp onu peygamberin hayatından öğrenmemizi emreden bir kitap. Mesela kuranda namaz çok fazla geçer ama hiçbir ayette namazın rekatları nasıl kılınacağı geçmez.

Namazı peygamberimiz nasıl öğretti ise öyle kılarız. Zekat geçer ama kimler zekatla sorumlu, ne kadar verilmesi gerekir geçmez. Hac geçer ama nasıl haccedilir tam olarak geçmez.



Bakara 238-239'u açarsanız; namazdan bahseder ve " .... allahın adını o'nun (peygamberin) size öğrettiği şekilde anın" der.

Yani bizim allahın adını nasıl anacağımızı peygamber öğretecek. Ve biz hadisler ile öğreneceğiz.

Zaten mantıki olarak düşünürsek hayata yön verecek bir dinin tüm hükümleri kuranda olsaydı, ciltlerce kuran olması gerekirdi. Oysa allah temel meseleleri kurana aldı ve ayette geçtiği üzere kalan konuları bize açıklayan, uyaran, müjdeleyen, kuranı ve hikmeti ! Ögreten bir peygamber gönderdi.



İman eden biri için şu ayet bile hadislerin önemini anlamaya yeter aslında. "Allah ve rasulü bir işe hüküm verdiği zaman mümin erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim allah ve rasulüne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." azhab 36



Bir örnek daha; kuranda haram(saygı gösterilen) ay diye bazı aylardan bahseder. Ama hiçbir ayette bu aylar hangileridir geçmez. Bunu hadislerden öğreniriz.



Zaten çağın getirdiği sınırsız özgüven, herşeyi bilirim, istediğimi sorgularım diyen biri için herhangi bir zamana saygı duymakta saçmadır. Sonuçta zaman aynıdır diyebilir. Ama müslüman müslümanca, allah ve rasulünün işaret ettiği gibi düşünür. Mümin için, kuran, haram ay var diyorsa vardır.



Hadis olmazsa çıkacak karışıklığa bir örnek. bazı insanlar diyorki " ayette ramazanda oruç tutun geçiyor fakat ne kadar tutacağımız geçmiyor o yüzden biz 3 gün tutuyoruz." hadisi kabul etmeyen birinin buna verecek bir cevabı var mı ?



Peygamberin hüküm koyma yetkisi araf 156-157 ye bakalım. "... Peygamber onlara iyiliği emreder kötülükten men eder. Onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleride haram kılar...."

Başka bir ayette de peygamber hevasından yani kendi istekleri doğrultusunda konuşmaz buyruluyor. Yani okunmayan, gayri metlüv vahiy ile hadislerde geçen yasakları allah koymuştur. Ve allah böyle bir yasak neden koydu denilemez.





ve başka bir ayette peygamberimizi en güzel örnek olarak tanıtırken, başka bir ayette seslerinizi onun sesinin üzerine çıkarmayın diye uyarıyor. başka bir ayette peygamber size ne verdi ise onu alın neyi yasakladıysa ondan kaçının diye uyarıyor.



Yani hadis olmadan islam olmaz. Her alan eksik kalır. Ayrıca Allah'ın Peygamber göndermesi Allah'ın gücüne bir gölge düşürmediği gibi; hadis'in olması da kuran'ın yüceliğine bir gölge düşürmez.



Hadis konusu açılınca ilk bakışta mana veremeyeceğimiz hadiseleri sunanlar hem konunun büyüklüğünden habersiz, hemde o hadislerin manalarından. Ve dikkat ederseniz bu hadisleri yazanlar ben muslumanken diye yazıyor. Bu da ayrı bir gariplik, islamı hallettiler şimdide hadislere laf ediyorlar. Sen zaten anlayamazsın bu durumu. Kuranı kabul etmeyen birinin gelip hadislere laf etmesi ayrı bir saçmalık, eziklik...



Birde şöyle bir hadis inkarcısı ve iftiracı grup var ki; hadislere eklemeler yaparak diyor ki; "hiç peygamberimiz böyle birşey der mi"

Sözde peygamberimizi koruyor ama hadislere ek yapıyor, onun adına karar veriyor. Dibine kadar laik, sonuna kadar özgür olan insanlar için kuranda da olmaması gereken ayetler var ki zaten bazıları bunları utanmadan söylüyor.



Hadislerin korunması konusunda iman eden yüreklere su serpecek şu cümle yetecektir; kuranı bize ilk günkü hali ile ulaştıran allah hadisleri ulaştırmaz mı?



Peygamberimiz ilk yıllarda ashabına kuranı ezberletti, hadis ezberini yasakladı. Birkac yıl sonra hadislerinde ezberlenmesi görevini verdi. Çünkü ilk olarak hem kuran hem hadis ezberlenirse Kuranın üslubu çözülmediginden ikisi karışabilirdi. Sonra üslup farkı öğrenilince hadisler de ezberlenmeye başlandı. Ayrıca hadisler hicri 1. Asırda bile yazıldı. Şuan önümdeki listede 1. Asırda yazılan 19 hadis kitabı ismi, 2. Asırda yazılan 40 hadis kitabı ismi mevcut.



Buhari tirmizi gibi kitaplarin meşhur olmasının sebebi bu isimler hayatlarını hadis ilmine adayıp devasa boyutlarda eser vermelerindendir. Bu isimler o zaman gidişi 6 aylık mesafelere bile gidip hadis öğrenmişler. Meşhur hadis alimleri hadislerin kendisine ulaştığı sayı, o hadisin kimlerden duyularak kendisine ulaştığı ve başka bazı eleme yöntemleriyle eleyip bir sınıflama ortaya koymuştur. Arada ortaya yalancılar çıkmış tabi, şuan kütüphanerimizde uydurma hadis adı altında kitaplarda mevcut yani bu uydurmalar zaman içerisinde ayrıma uğramış. Ümmettin dikkatine sunulmuş.

Zaten bir hadisin dinde kaynak olması için bir kez duyulması yetmez. Onun farklı kaynaklardan defalarca duyulması ile hadisin gercek olduğu kesinleşince kaynak olur.



Allah doğru yoldan ayırmasın.

Samimi kardeşlerime şu kitabı öneririm.



Muhammed taki osmani

Sünnetin değeri ve bağlayıcılığı.

100 sayfa kadar. Çok özet ve anlaşılır bir kitap.

Allaha emanet olun.