andımız – Tıbbiyeli Sözlük
Şirk taşıma unsurunu geçiyorum Diyarbakır'da yüzlerce küçücük çocuk, okunurken bir yandan kürd'üm diye bağıranlar bir yandan o aralar devletle çözüm süreci oluyor diye kurallara saygılı olmaya çalışan çok çalışkan ve sınıf başkanı -yanlış değilsem okul başkanı olduğum sene kaldırılmıştı- olduğundan bakışların üzerinde olduğunu bildiğimden ben, Kürt delikanlı öğretmenlerin benim gibilerin yüzüne ah ah diye bakması, batıdan gelen kemalist hocaların beni çok sevmesi, o gün bağıra bağıra kürd'üm demediğim için yaşadığım pişmanlık, şu an bunları yazarken ellerimin titremesi, Allah'ım sen beni affet. Offf.

İngilizcesini burda yoldan geçen on kişiye okullarda bunu okutuyorlardı diye göstersem bu paçavra metne hakaret etmeyecek olan belki bir belki iki kişi çıkar.

Yaşıma göre biraz fazla gezdiğimden biraz daha fazla şey yaşadım sanırsam ama yaşadığım şeylerden hiçbiri bende bu kemalist sistemin yaptığı kadar travma yapmadı. Yukarıdaki paragraf Atatürk'ün hangi özelliğini vurgular? Andımız kalksa da belirli günlerde zorunlu ibadet seansları..

Üni sınavından sonra kafa patlatana kadar düşünmüştüm geleceğim için yol haritası çizmiş ne yapmak istediğime karar vermiştim. Normalde plana hâlâ uyabilirdim ama karşıma fırsat çıkınca Kemalistlere olan nefretimden dolayı ve bana her gün onun yarattığı ülkede yaşıyorsun anneni babanı o yarattı gibi aptal aptal minnet cümleleri kurmalarından dolayı diyet hikayesindeki gibi kolumu kesip attım. Vardır her şeyde bir hayır ama travma kelimesini bazen iliklerime kadar yaşıyorum.

Ey yüce Atatürk denilen kişi...!
Küçükken daha fazla çalışmam ve ülkeme yararlı bir insan olmak için çırpınmamı sağlayan metin. Her allahın günü ettiğim yemine sadık kalmaya çalışmak için derslerime önem verdim bol bol kitap okuyup zihnimi açmaya çalıştım. Vatanım içindi, tek millet olmuş türkiye halkı içindi. İyiki vardı o and. Bana neden okuduğumu hatırlatıyordu. Şu zaman çocuklarına üzülüyorum bu bilinçten yoksun kaldıkları için. Daha 10 yaşındaydım hatırlıyorum bir hocamız demişti ki siz ders çalıştığınızda şu tahtanın üstünde fotoğrafı asılı duran atatürk size gülümser. O gülümsemeyi görebilmek için az veya çok bakardım kitaplara ve okula gittiğimde o gülümse benim zihnimde belirdiğinde içim huzur dolardı. Sonra büyüdük tabi karşımıza aklımızı karıştırmaya çalışanlar çıktı dediler ki diktatördü, alkolikti, dinsizdi... Şüphe uyandı içimde, o 10 yaşındaki çocuk gibi olmadım. Aradan zaman geçti artık atamı anlamaya başladım(bu büyük bir iddia ama en azından başlangıç yaptığımı düşünüyorum). Bilimle çelişirsem eğer bir gün bilimi seçin diyen adam, okumaya akıl etmeye yükseğe ve daha yükseğe çıkmayı tavsiye eden adam asla kötü olamaz. Teşekkürler atam bana böyle güzel bir ülke, bana böyle güzel düşünceler bıraktığın için. Beni hep okumaya ve akıl etmeye yönlendirdiğin için. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim. Varlığım insanlığa armağan olsun.
Yağmur çamur demeden her sabah okuduğumuz yemindir. O yaşlarda okurken sözlerinin önemini pek anlamazdım. Ama şu an ne kadar değerli olduğun yetişen nesile bakarak çok daha iyi anlıyorum.

Okullarda okutulmayı bırakıldığından beri işler yolunda gitmiyor. Yetkililere duyurulur.
Ya şu güzel metinde zorunuza giden ne var anlamıyorum çocuklara milli bilinç aşılamanın nesi kötü olabilir ha Türküm ifadesine takıldıysanız Atatürk milliyetçiliğinde Türk olmanın tanımı Türk vatanının, milletinin iyiliği kalkınması için birşeyler katan herkes Türk milletindendir. Türk olmak düşünenin aksine antropolojik değil hissidir.
Yeminimiz kelimesinin türkçesi.

“varlığım türk varlığına armağan olsun.” derken sanki can verirdik be.

Sabah erken gelirdik 7-8 kişi sıraya dizilirdi. Okumak için müdür yardımcısı gelir `sen oku` derdi. seçerdi okuyacak kişiyi. her sabah aynı rutin.
Ben de okumuştum bir kere 3 sene önce 3.sınıfta. Heyecanlı baya. Ama iyi ki kaldırdılar gene de. Çünkü konulmasındaki amaç farklı. Askeri zihniyet alayı abim öyle dedi. Milliyetçi duygularımda eksilme mi var alakası bile yok.
Sınıfın en çalışkanı olduğumdan senede en az 2 defa bana okutturulan ve her seferinde bir yerini karıştırdığım ve bundan dolayı mesafeli durduğum manzum eser.
Tüm okulun önünde okurken şaşırdığım anttır.

Biz o son güzel dönemlerin ilkokulluları olarak adımız gibi ezbere bilirdik bu andı elbette ama işte heyecandan ilkemden önce ülküm demiştim.

İyi ki vardı bu güzel ant, keşke hala okunuyor olsaydı, yazık oldu çok fazla.

Ha bi de Göğsümü doldurarak "açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim!" Diye bağırmayı özledim.
Hacılar kaldırılması sizce de çok saçma değil mi? Böyle vatanseverlik aşılayan, mikkemmel, olağanüstü bi şey bu

Sanırım bi ara istiklal marşını bile kaldırmaya yeltendiler,yanlışım varsa düzeltin



(bkz:sapkınlar)

(bkz:bunlar kafayı yemiş)