aşkı en güzel anlatan şiirler – Tıbbiyeli Sözlük
Tıbbiyenin üçüncü sınıfındayken atılan birinin yazdığıdır. Var olsun.



Hüseyin nihal atsız



Geri gelen mektup



Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?

Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?

Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?

Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;

Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;

Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,

Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,

Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!

Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince

Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince

Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;

Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.

Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,

Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,

Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;

Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,

Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...

Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,

Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.

Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!

Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!

Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,

Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,

Tek bendeki volkanları söndürse denizler!

Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'

İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil

Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.

Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.

En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.

Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;

Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik..
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından

Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar

Şu aranıp duran korkak ellerimi tut

Bu evleri atla bu evleri de bunları da

Göğe bakalım

 

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

İnecek var deriz otobüs durur ineriz

Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya

Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam

Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım

Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda

Beni bırak göğe bakalım

 

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım

Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi

Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

Seni aldım bu sunturlu yere getirdim

Sayısız penceren vardı bir bir kapattım

Bana dönesin diye bir bir kapattım

Şimdi otobüs gelir biner gideriz

Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç

Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin

Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

Durma kendini hatırlat

Durma göğe bakalım
“Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok, en çok ben yakıştım.”

Özdemir ASAF
Şiir değil ama olsun

“Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu ‘aşk’ sanıyorsunuz.”

W.Shakespeare
bütün pencerelerde bekleyen benim, ve
o çalmayan bütün telefonlarda
aylardır konuşanda.
kabul.
bir kez yolda karşılaşalım
onunla da avunacağım..
adımı sesince duymaktan vazgectim,
sesini duysam susacağım.
yel esiyor.. ama
değirmen dönmüyor.
kuraklık bu,
adın ekmeğe dönmüyor.. Turgut Uyar
video
Ben sana mecburum bilemezsin,

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum...

Abicim özetle Atilla İlhan diyorum. Şiirsel değil de şairsel vereyim örneğimi
Biliyorum sana giden yollar kapalı

Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni



Ne kadar yakından ve arada uçurum;

İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi



Uyandım uyandım, hep seni düşündüm

Yalnız seni, yalnız senin gözlerini



Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım

Ben artık adam olmam bu derde düşeli



Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya

Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki



Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi

Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği



Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;

Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki



Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor

Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini



Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;

Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri



Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım

Bu böyle pek de kolay değil gerçi...



Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;

Bunun verdiği mutluluk da az değil ki



Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,

Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki



İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,

Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:



Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu

Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri



(bkz:cemal Süreya)
Yaşadığın şehir,

Ne kadar şanslı kim bilir

Sesini gökyüzü sanan kuşlar bile vardır