çocukluk sanrıları – Tıbbiyeli Sözlük
Olası acil durum senaryosunda oyuncaklarımı kurtarmam gerektiğini düşünürdüm. Çünkü onlar hediyeydi. Kurtarılmaları gerekirdi. swh
çok yağmur yağan bir şehirde büyüdüm. gök gürültüsünden korkunca hemen ''yağmur'' ismini verdiğim oyuncak bebeğimi kucağıma alıp onu sakinleştirmeye çalışırdım. onun çok korktuğunu hissederdim bir anne edasıyla bağrıma basardım. sonra ayağımda sallar, süt içirir uyuturdum. uyuyuncaya kadar gök gürültüsü de bitmiş olurdu. meğer kendimi sakinleştirmeye çalışıyormuşum bu yöntemle. benim için çocukluk sanrısı, içindekini dışa vurma yöntemi olarak tanımlanıyor.
ölü fare görürsek saçlarımızın döküleceğini sanıp 3 saniye boyunca saçımızı tutardık.
Kafalarimizin çarptığı arkadaşla kel kalacağımızı sanmak ve tekrar tokusturmak.



Yarim bıraktığım yemekler için buyuklerin "arkandan ağlar bak" demesiyle aglamasinlar diye zorla bitirmek.
radyoda bi program oldugunda konuklarin tipki tvdeki gibi koltuklarda karsi karsiya oturdugunu, aslinda goruntunun tvdeki gibi oldugunu ama sadece seslerin geldigini zannederdim.
Kardeşim doğduğunda kocaamaaann bir hediye getirdi babam hastanede bana, kardeşin senin için getirmiş, seni çok seviyormuş falan dediler. Kardesimin hediyeyle birlikte annemin karnından çıktığına aşırı inandım , yenidoğan her kardeşin ablasına / abisine hediye gitirdigine ciddi ciddi inaniyordum.



kreşte yaydım bunu herkese onları da inandirdim, sonra her kardeşi doğan arkadaşıma hediye almak durumunda kaldılar bir süre.
anaokulundayken ağır kabakulak olduğumda yapılan faaliyetleri dersleri kaçırdığımda sevdiğim kızın stada 23 Nisan gösterisine başka biri ile gideceğini düşünüp

çok üzülmüştüm..neyseki iyileşip onunla beraber yeşil sahaya indim