hayata dair iç burkan detaylar – Tıbbiyeli Sözlük
yer: ankara üniversitesi olimpik yüzme salonu



her zamanki gibi sporumu yapmış, duştan sonra saçlarımı kurutmak üzere saç kurutma makinelerinin olduğu bölmeye gelmiştim. saçlarımı kuruturken 5-6 yaşlarında, birbirinden tatlı iki minik çocuğun konuşması dikkatimi çekti. saç kurutma makinesini bir kenara bırakıp soyunma odasının bir köşesine oturdum ve fark ettirmeden onları dinledim.



- şiip şiip ( burundaki sümüğü içeriye çekme sesi) *swh

+ meeertt sen hasta mı oldun ?

- biraz hasta oldum ama yüzünce hep geçiyor, haftaya hiçbir şeycik kalmaz

+ biliyor musun benim babam da hasta olmuş

- aaa ne hastası

+ bilmiyorum annemle babam konuşurlarken duydum, pamkireyas kamseriymiş

- o neymiş ki

+ bilmiyorum ki mert, yüzünce geçer ama değil mi ?

- geçer geçer, yüzünce hep geçiyor...



saçlarımı falan kurutmadan spor salonundan çıktım, dünyanın ne kadar boktan bir yer olduğunu söyleyip durdum içimden. aradan bir hafta geçti ya da geçmedi, aynı çocuğu soyunma odasında yeniden gördüm. yanında babası vardı. babası durgun gözüküyordu ama çocuğuyla konuşurken yüzündeki gülümsemeyi hiç eksik etmiyordu. belli ki çocuğun ısrarlarına dayanamayıp hasta haline aldırmadan oğluyla yüzmeye gelmişti.

bu sefer kendimi tutamadım, ankara' nın yağmurlu bir bahar akşamında, esip giden rüzgara göz yaşlarımı hediye ettim.

bir hafta sonraki komiteyi beynimden sildim. hızlıca telefonumu elime aldım ve sevgilimi aradım, iyi ki varsın, dedim. ailemle saatlerce konuştum.

telefonu kapatırken derin bir nefes aldım, yaşamın bize vaat edilen en güzel hediye olduğunu ve aslında ne kadar küçük dertlerimizin olduğunu fark ettim.

şimdi ne zaman nezle olmuş birini görsem '' yüzmeye gitsene, yüzünce hep geçer '' diyorum.
okuldan yeni çıkmışım otobüse atlayıp eve gitmeyi planlıyordum. gideceğim yerin otobüsüne sürekli aynı kişiler binerdi belli saatlerde. öğrenci oldun mu bide sevilirsin sohbet muhabbet olurdu. otobüsün arka tarafına geçtim sıkış tıkış kendime yer buldum kendime. Pek gördüğüm simalar değildi. Selam verdim yanımda oturan adam yüzüme baktı baktı selamı almadı. içimden ne adamlar var be bide yüzüme bakıyor bön bön diyip kendi içimde adamı bombalıyordum. sonra biraz vakit geçti adam elimdeki saati gösterdi anlamsız şeyler söyledi falan. napıyor bu adam falan diyordum içimden sonradan adamın sağır olduğunu anladım. adam söylediğim hiçbişeyi anlamıyor konuşamıyordu. hayatımda ön yargımı yerle bir eden bu adama çok teşekkür ediyorum siz siz olun insanlara ön yargıyla yaklaşmayın. kafanızda her şeyin peşin hükmüyle yürümeyin
Ablamın doğum gününü kutlamak için aradım. Her şey çok güzel gidiyordu. Taki bir gün sonra annemden aslında ablamın o gün boşanmış olduğunu öğrenmiş olmamdı.

Artık ablam ölene kadar her doğum gününde boşanmış olduğu gerçeğini hatırlayacak.
örümceğin normalde karınca yemesi. ama eger örümcek ölüyse karıncaların onu yemesi.

edit: böyle sacma bi şey nasıl aklıma geldi diye soracak olursaniz. şöyle ki: gecenin bi vakti ben koca bi örümcek gördüm ve malesef ki öldürdüm yani ne yapayim. uyuyamazdim degilse. cok yorgun oldugum için yarın sabah alır atarim diye düşündüm. sabah oldu. o da ne örümceğin son bacak kirintilarini da karincalar götürüyor. cok degisik bi duyguydu

icim burkuldu.
Dolar bi ara 3.07lerdeydi,yakın bir dostum babasının elindeki tüm parayı dolara çevirdiğini ekonomik krizin kapıda olduğunu,doların 3.5leri göreceğini söyledi ben de tus dersanesi icin az miktar kenara koyduğum parayı dolara çevirdim. Şu sıralar 350 tl zarardayım
Kalbi temiz insanların bu dünyada hep mağdur olan olması ,küçük hesaplar peşinde değildirler ama her zaman sıkıntılar onları bulur. Bu dünyanın özeti gibi en çok üzen en büyük iç burkan detay budur.
acile kucağında cansız bir oyuncak bebek tutar gibi cansız çocuğunu kucaklayıp gelmiş olan baba.



evin önünde tüm aileyle yapılan bir organizasyon sırasında babanın arabası -her nasılsa- hareket ederek topluluğun üzerine geliyor. herkes kaçıyor,baba da çocuğu alarak kaçıyor.sonra çocuk kayıp düşüyor. 8 yıllık tedavi sonucu olan tek evlatları da maaile önünde kaybediliyor.
Dışarda yemeğe giderken gördüğün çöpün oralarda kullanılabilir birşeyler arayan yaşlı insanlar. İç burkar. Utanırsın.
ankara-sıhhıyede otobüs duraklarında beklerken yaşlı ve çaresiz olduğunu düşündüğüm amcaların önümden yara bandı satmaya çalışarak geçmesi.tabii daha da iç burkan şeyler de var ama bu beni derinden etkiler her daim
Hastane bahçesinde tek başına oturan abinin birkaç dakika önce küçük çocuğunun lösemi olduğunu öğrenmiş olması... Abinin dakikalarca boşluğa bakması, senin elinden hiç bir şey gelmemesi...
Yer : kadın doğum stajı gebe polikliniği

Ben 6 arkadaş ve asistanla hasta bakıyoruz içeri köyünden kontrole geldıgi belli olan 34 haftali bir kadin geldi başka şikayetin var mı diye sorduğumuzda kursağımda yanma var dedi o anda 3 4 arkadaş güldüler çıktığında asistan da bunlara eşlik edince olay daha da sinir etti bizi ve uyardık arkadaşları yarım saat sonra aglayarak geri geldi kadın ve kanaması olduğunu söyledi vusg ile baktiktan sonra kadın hikayesini anlattı bundan 2 yıl önce dogum sırasında kordon dolandığı için diğer çocuğunun olduğunu söyledi ve gerçekten ne o asistan ne de diğer arkadaşlar tepkisiz bir şekilde devam etti

bu şekilde olunacaksaniz böyle dalga gececekseniz hastalarla sizden ricam doktor olmayın bu adam iki yıl sonra uzman olacak ve yüksek ihtimalle belki bizim kardeşimize arkadaşımıza da aynı şekilde davranacak ..
nerdeyse her öğretmenin sorduğu tanışma faslında,öğrencilere anneniz babanız ne iş yapıyor sorusuna sırayla herkes cevap verirken bir arkadaşın(genelde her sınıfta olur)''babam ben küçükken vefat etmiş''deyişindeki titreyen sesi.sormayın artık şu saçma soruyu.
alt komşumuzun oğlu küçük kardeşimin arkadaşı.9 yaşlarında bir çocuk. annesi ve babası ayrılmış, annesiyle kalıyor çocuk da. babasının çocuklarıyla pek ilgilendiği de yokmuş zaten. bazen evlerine annesinin erkek arkadaşı gelirdi. arada bir bize çıkarlardı oynamaya, o zamanlar genelde babamın evde olduğu vakitlere gelirdi. bir gün kardeşime demiş ki:

"Ahmet, söylesene eve her gün babanın gelmesi nasıl bir duygu?"

ne bileyim iç burkan bir soru değil mi sizce de? bir çocuk bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyor, zor olsa gerek. bu arada bu entryı girmeden önce düşündüm, istemeyerek yarasını deştiğim biri varsa özür dilerim.
birilerinin çevresiyle ilişkisini gözlemleyip, senin hiç yaşamadığın duyguları savurganca yaşadıklarına şahit olmak.

bugün doyunca dünkü açlığını unutursun.

bugün ısınınca dünkü üşüdüğünü unutursun.

susayınca bir bardak su içersin ve biter.

ama duygusal yoksunluklar sonradan asla doyurulamaz. hep şüphe duyarsın. öylece için burkulur bazen.