modern türk hekimlik tarihindeki en önemli şahsiyetlerden biridir. türk tıbbının ileri ve batılı olmasını şu güzel cümlelerle açıklıyor:
"Bizde de modern hekimlik 19. yüzyılda başlar. İkinci Sultan Mahmut 1827'de kurduğu Mekteb-i Tıbbiye ile Türk hekimliğinin bütün Ortaçağ hekimliği ile rabıtasını kesmiş ve bizde modern hekimliğin temelini atmıştır. Bu okul tam mânâsı ile bir garp müessesesidir.Okulun başına Viyana'dan Dr. Bernard getirilmiştir. Bu zat, ilk iç hastalıkları kliniği hocamızdır. Bu okulun tesis tarihine bakılacak olursa modern hekimliğin tesisinde pek geç kalmış olmadığımız anlaşılır. Hele Sultan Mahmut'un eski medrese tıbbının ıslahı ile uğraşmayıp, tıp öğretimimizde Atatürk ölçüsünde tam bir inkılap yapması yalnız mesleğimiz için değil, memleket için de büyük bir bahtiyarlık olmuştur. İşte bu sayededir ki Türk hekimliği Türkiye'de bütün mesleklerden önce batılılaşabilmiş ve o zamandan beri garp manzumesi içinde çalışmak imkânı bulmuştur."
"Bizde de modern hekimlik 19. yüzyılda başlar. İkinci Sultan Mahmut 1827'de kurduğu Mekteb-i Tıbbiye ile Türk hekimliğinin bütün Ortaçağ hekimliği ile rabıtasını kesmiş ve bizde modern hekimliğin temelini atmıştır. Bu okul tam mânâsı ile bir garp müessesesidir.Okulun başına Viyana'dan Dr. Bernard getirilmiştir. Bu zat, ilk iç hastalıkları kliniği hocamızdır. Bu okulun tesis tarihine bakılacak olursa modern hekimliğin tesisinde pek geç kalmış olmadığımız anlaşılır. Hele Sultan Mahmut'un eski medrese tıbbının ıslahı ile uğraşmayıp, tıp öğretimimizde Atatürk ölçüsünde tam bir inkılap yapması yalnız mesleğimiz için değil, memleket için de büyük bir bahtiyarlık olmuştur. İşte bu sayededir ki Türk hekimliği Türkiye'de bütün mesleklerden önce batılılaşabilmiş ve o zamandan beri garp manzumesi içinde çalışmak imkânı bulmuştur."