efsanevi cimrilik hikayeleri – Tıbbiyeli Sözlük
aslında çok da cimrilik değil bir zevk meselesi hikayesi. üç kişilik lise arkadaşlarımdan oluşan bir grubum var. her buluşmamızı aynı kebapçıda yaparız. bu illetten kurtulmak için hep farklı şeyler denemeye çalıştım kebaba bayılırız üçümüz de ama artık dedim farklı bir şey yapalım. o zaman arkadaşlarım mezun senesine kalmışlardı aynı dershaneye gidiyorlardı, bu kez onlara en yakın madoda buluşalım dedik. çıkma saatleri geç oldu biraz yarım saat madoda bekledim tabi bu sırada garsonlar gelip gidiyor ben de diyorum arkadaşlarımı bekliyorum. neyse sonunda geldiler garsonlar menüyü getirdi. menüyü elimize aldık aslında waffle yemek niyetindeydik. sonra bir baktık bir waffle bir kebapla aynı fiyat. bunu kendimize yediremedik hiçbirimiz. şimdi yarım saattir arkadaşlar gelecek diyerekten oturduğum için kalkıp kebapçıya gitsek de ayıp olacaktı. biz de dedik en iyisi ortaya bir waffle alalım sonra da kalkıp kebapçıya gideriz. evet üç kişi bir waffle ı yedik sonra gidip üzerine birer kebap gömdük. böylece çok da farklılık arayışına girmemeye karar verdik. kebapçı tayfam benim sizi seviyorum.

(kalp kalp kalp)(*)
birbirinden komik hikayeler barındıran başlık.. hikayeyi yaşayanı üzer tabi(*)

lisedeyim, ramazan bayramının birinci günü. memlekete gittik büyüklerin elini öpüyoruz. bir tanıdık geldi elini öptüm harçlık falan beklemiyorum çünkü daha önce hiç vermedi. ama bir baktım elini cebine götürüyor. bi de diyor ki sen bu çalışkanlıkla hak ediyorsun bu harçlığı. velhasılıkelam cebinden 10tl çıktı,neyse hiç vermemesinden iyidir diyorum içimden. o da ne? adam '' yanımda bozuk yokmuş neyse sonra vereyim. '' demez mi?!! kan beynime sıçradı tabi. olsun önemli değil falan dedim ama rengim attı(*) . ondan sonra da adamın elini falan öpmedim. bi de bahsettiğim adamın 6-7tane evi var zengin yani. 10tl vermek onu fakirleştirmezdi sonuçta vermemesine çok bozuldum. hayır ne kadar çıksa verecekti onu da merak ediyorum, 1tl mi? lisedeyim be insaf swh. bence yine veresi yokmuş da artistlik olsun diye verir gibi yapmış. keşke bunu benim üzerimde denemeseydi ama olsundu. bu da böyle bir anı.
yurtta kaldığım zamanlar. odada en yakın arkadaşım artı iki kişi var. diğer iki kişiyle büyük bir kavga ettiğimizden hiç konuşmuyoruz. kaldığımız odanın kendine ait tuvalet-banyosu var. normalde banyo için gereken duş jeli-şampuan kişiye özel ama her seferinde getir götür olmasın diye banyoda bırakırdık. tuvalet kağıdı ve sabunu ise sırayla almaya anlaşmıştık ama tabii ki hep aynı kişilerin alması sonucu işi kişilerin vicdanına bırakıp ortak kullanıma açmıştık. bittiğinde bazen ben alırdım yenisini bazen de arkadaşım alırdı.



sonra fark ettik ki bu diğer iki arkadaş hep bizim şampuanları kullanıyor. yani 1 şampuanı 3 kişi kullanıyorsun. sonra biz de şampuanları saklamaya karar verdik. değişen bir şey yok. duşa giriyorlar çıkıyorlar ama ne yeni bir sabun almışlar ne de şampuan. sonra işin asıl can alıcı kısmına geldik ve bu sefer tuvalet kağıdı ve el sabunlarını da kendi dolabımıza kilitleyip öyle kullanalım dedik. ve deneyimizin acı gerçeğiyle karşılaştık. 1 hafta mı desem 1 ay mı desem uzun bir süre boyunca ne yeni tuvalet kağıdı aldıklarını gördüm ne sabun ne de şampuan.



sonra bu pislikten zarar gören tarafın kendimiz olduğunu fark ettiğimizden, aynı odada kalıyoruz sonuçta düşündükçe midem bulanıyor, yeniden vicdana gelip tüm malzemeleri tuvalete geri yerleştirmiştik.



böyleleriyle nasıl baş edeceğine insan karar veremiyor gerçekten de.
bir kısmı fırsatları değerlendirmekle ilgili olandır. benim anlatacağım da böyle.efendim hep beraber bir arkadaşımızın doğum günü için toplandık, pastamızı kestik içecek sipariş edeceğiz. garsona menüdeki spesiyallerden birini sorduk "falanca rüyası" gibi bir şeydi ismi. adam dedi ki "denemeniz lazım, çok özel bir içecek. çilek ve kırmızı meyve içeriyor, ama bence mutlaka deneyin. muhteşem bir şey" filan diye sallıyor. tamam dedik 3 kişi "falanca rüyası" ni deneyelim. geldi bizim içecekler, baktık tamamen kakaolu içecekler, milkshake tarzı bir şey. bizimkiler beğenmemişler bunu sordular hani çilekliydi, söyleyelim geri götürsünler diyorlar, ben de diyorum ben beğendim siz söyleyin götürsünler. garsonu çağırdılar, garson diyor ki eser miktarda çilek içerebilir asdfgh(adamı ölümüne sallıyor anlayacağınız, ama ben sevdim yani en azından durumunu kurtarmaya çalışıyor) neyse bunlar başka birini çağırdı, sinirlendiler filan, ben gülüyorum , bu sırada kakaolu içeceğimi içiyorum. tam ben bitirdim benimkini, başka bir garson geldi arkadaşlarımın yanına, kusura bakmayın hemen değiştireyim arkadaş yeni diyor, özür diliyor. ben de dedim benimkini de götürün, ben de çilekli istemiştim. o boş bardağı götürdüler ve ben de bir garson sayesinde iki milkshake içerek günü kapamış oldum. cimrilik değil canım(*)
video


Şu ana kadar duyabileceğiniz en en en cimri hikayeleriyle doludur. Cimrilik algınızı bir üst seviyeye çıkaracak videodur. Bu psikolojik hastalığın etkisinden bir kaç gün çıkamayacağınızı bilerek izlemelisiniz.

Yemekleri çöpten toplamak, bütün ev eşyalarını yine çöpten toplamak ve çöpün etinden sütünden faydalanmaktır.
Lise üçüncü sınıftayım minibüste öğrenci tarifesinin 1,15 tl olduğu zamanlar. Ama tabi minibüsçülerde zerre şeref olmadığı için tarife uydurmuşlar, "uzun yol" diye kendi karar verdikleri mesafeye kafalarına göre 1,50 tl alıyolar kimse de itiraz etmiyo. Benden de aynı şekilde aldı ama dedim ki yok öyle bir şey aç fiyat tarifesine bakalım. O da dedi ki senin üniforman yok (ki özel okulda olduğum için üniformamız yoktu direk serbest giyiniyoduk) açıkladım sonra kıvırmaya çalışıyo indirmeye de çalıştı tabi yok öyle bi dünya burada tüketici hakları var diye bağırıyorum sonra o da bunlar öğrenci değil serseri falan diyo. Hayır yani 35 kuruş büyük bi para değil ama günde kaç kişiden saçma sapan fazla para alıyolar bildiğimiz hırsızlık kimse de sesini çıkartmıyo baya içerlemiştim.

Ve sonuç: adama fırlattığım bozuk paralarımdan olmam ve değişik egoist bi zevk.