dahiliye stajı – Tıbbiyeli Sözlük
tıp fakültesindeki eğitimin doruk noktasıdır muhtemelen.

böyle bir zorluk, böyle bir bilgi yığını tus'da vardır anca.

adı dahiliye belki ama içinde bulunan 9-10 yandalı ile devasa büyüklüktedir.

uçsuz bucaksız bilgi deryasının içinde kaybolmaya sebeptir.



yukarıdaki entrylerden de göreceğiniz üzere dahiliye güzel de, sözlüsü kötü.

hele ki hocaları tüm okula nam salmış kişilerse.

bu hocalarımız yüzünden çalışırken kafayı yiyebilirsiniz.



kafamda dahiliyeyi hep bi balona benzetmişimdir.

balonu avucumuzun içine almaya çalıştıkça hep başka bir taraftan kaçar.

orayı elimize almak isterken de diğer taraflardan kaçaklar oluşur.



Dahiliye sınavına çalışırken, bende de böyle olduydu.

hematoyu anladım derken onkoyu unuttum.

onkoyu tekrar anlamaya çalışırken gastroyu ve nefroyu unuttum.

onları öğreneyim derken romatoyu unuttum.



böyle böyle ilerlerken, vıcık vıcık sıkılmış bir balon kaldı elimde.

ama hiçbiri hiçbir şeye benzemeyecek şekilde.



sınava girerken bildiğim tek şey bir öğrencinin dahiliyeyi gerçekten bilerek geçme olasılığı sıfıra yakın.

sen geçemezsin dahiliyeyi. anca hocaların yardım ederse geçersin.



sözlüme giren onkocu yüzünden, ne çalışabildiğim ne de uyuyabildiğim bir gece yaşamıştım.

yanında girecek nefrocu sayesinde rahatladığım, sözlünün kolay geçmesine rağmen zorluğu ile kafamda yer eden deli stajdır.



kaan tangöze'nin "bekle dedi gitti" şarkısını bilirsiniz.

"ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi" der bi yerde.

ha işte o ölüm gibi bir şey olan dahiliyedir benim gözümde.

ve bu şarkıyı ne zaman dinlesem aklıma dahiliye gelir.